Herkese selamlar! Bugün sizlere yeni keşfettiğim bir başka gruptan söz edeceğim. Grup derken de tek kişinin yürüttüğü bir proje bu. Fakat artık bu terimlere alıştığımız için ve sonuçta bir grup formunda olduğu için de “grup” demek yanlış değil. Amerika Birleşik Devletleri’nde Black Metal yapan insanların sayısı her yıl daha da artıyor. Belki Avrupa ülkeleri veya Asya ülkeleri kadar değil ama gözle görülür bir artışın olduğu da bariz. Black Metal, Metal türleri arasında popülerliği en fazla artan tür olmaya devam ediyor ve bu da beni elbette çok mutlu ediyor. “Devouring Famine” de 2022 yılında temelleri atılmış bir Black Metal projesidir. 2022 yılında varlık göstermeye başlamasına rağmen bu zamana kadar bir hayli üretken olmuş Devouring Famine. Birçok EP’nin yanı sıra “Complation” albümler ve LP’ler yayınlamış. Ben de bugün sizlere son LP’si olan “Theatre of Pain”den sizlere söz edeceğim.
Black Metal’in bu denli geniş kesme yayılmasından ne kadar memnun olduğumu her defasında belirtiyorum. Bu müziğin böylesine benimsenmesi, sahiplenilmesi ve genişletilmesi dinleyicilerin yararınadır. Her yıl çok daha fazla grup keşfediyoruz ve her yıl çok daha ilginç ve şahane albümler dinliyoruz. Bu yüzden de bu durumdan memnun olmamak için kapalı bir zihniyete sahip olmak lazım. Bu kapalı zihniyeti özellikle ülkemizde çok fazla görüyorum. Özellikle 40’lı yaşlardaki insanların aynı grupları dinlemeye saplanıp kalmış olması ve herhangi farklı bir gruptan bahsedince, övünce veya tavsiye edince bir anda bağnaz dinciler gibi eskiyi ölümüne savunuyor olmaları hala geçerliliğini koruyor. O yüzden de bu tür insanlardan kendimizi uzak tutuyoruz ve kafamızı rahatlatıyoruz. Devouring Famine’in Black Metal adına gerçekten de elinden gelenin en iyisini yapma isteğini anlayabiliyorum. Theatre of Pain’i dinlerken bütün her şeyi icra eden adamın (arkadaşın adı yazmıyor, grubun adı olarak belirtiliyor) gerçekten de bu müziği içselleştirdiğini ve hem BVlack Metal’in köklerine sadık kalmayı başarıp hem de yenilikçi fikirlerini de elinden geldiğince şarkılarında var ettiğini görebiliyorum. Bu yüzden de bu albümü dinlemek benim için ayrıca keyif verdi. Mükemmellik kovalayan bir grup değil Devouring Famine. Zaten Black Metal gibi bir “underground” türünde mükemmellik arayışı da bana her zaman saçma gelmiştir. Mükemmel işler yapan grupları da seviyor ve dinliyorum. Fakat bu müziğin genomunda bu yok. Bu yüzden de işin daha çiğ ve daha az müdahale edilmiş tarafının da önemli olduğunu düşünüyorum. Kendim de müzik yaparken bunu önemsiyorum. Hele ki tek başınıza her şeyi üretmeyi üstlenmiş biriyseniz bunun ne demek olduğunu daha iyi anlayacaksınızdır. Albümdeki şarkıların her birini çok sevdim. Riff yazımları gayet iyi ve genel olarak albümün o kaotik atmosferini her bir şarkıda soluyorsunuz. Her şeyi ile tam bir Black Metal albümü olmayı başarıyor Theatre of Pain. Vokal performansından bas gitarın şarkılardaki varlığına, yaratılan karanlık ve dehşetengiz atmosferden bütünsel olarak güçlü bir sounda sahip olmasına kadar, her şeyi ile beğenimi fazlasıyla kazandı bu albüm. Eminim ki ilerleyen yıllarda çok daha güçlü ve daha görkemli albümler dinleyeceğiz Devouring Famine’den.
ABD'li Devouring Famine’in dinlemekten büyük keyif aldığım Theatre of Pain albümünü sizlere de mutlaka öneririm. Özellikle Black Metal’i gerçekten hissederek dinlemeyi seviyorsanız bu albüme de kulak vermenizi tavsiye ediyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder