Herkese selamlar! İki günlük folklorik ezgilerin ardından ve serin topraklardan biraz uzaklaşıyoruz. Şimdi ise kendimizi Akdeniz’in sıcak sularına bırakıyoruz. İspanyol Sludge Metal ve Post Metal grubu “Adrift” ve bu yıl çıkan albümü “Dry Soil”den sizlere söz edeceğim. Sludge ve Post Metal türlerinde çok fazla albüme denk gelmiyorum. Bu yüzden de bu albümü dinlemek ve analiz etmek benim için de farklı bir deneyim oldu. Diğer Metal türlerine nazaran daha farklı bir yolu olan bir müzik icra ediyor Adrift. Sludge ve Post Metal’in bir araya geldiği ama daha çok Sludge’ın sesini duyduğumuz bir müzik icra ediyor grubumuz. Daha önce “Crowbar, Slugdge, This Gift Is A Curse ve Acid Bath” gibi Sludge tarafı daha da yoğun olan gruplar dinlemiştim. Bu yüzden de Post Metal’in Sludge’ı ne kadar dizginlediğini anlayabiliyorum. Sonuç olarak bu iki türün bir araya gelmesi öyle çok da şaşırtıcı şey değil aslında. Fakat benim gibi bu türü icra eden bir grubu özellikle açıp dinlemiyorsanız müzik biraz farklı gelecektir. Adrift’i Dry Soil albümü ile keşfetmiş oldum. Fakat 1999 yılından bu yana Metal camiasında yer alan bir grupmuş kendisi. Bu zamana kadar hiç duymamıştım ama bu da gayet doğal. Bu türden albümleri dinlemeye zaten 5 sene önce falan başladım. Uzun süredir müzik camiasında olmasına rağmen grubun üretkenliği öyle muazzam da değil. Mesela Dry Soil grubun dördüncü stüdyo albümü. Grup hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra şimdi gelelim Dry Soil’i dinlerken hissettiklerimi ve analizlerimi sizlere aktarmaya.
Bu albümü ilk dinlediğimde hiçbir şekilde içselleştiremedim. Gerçi içselleştirilmesi gereken bir albüm mü onu da bilemiyorum ama ikinci dinlememde albümün bana daha iyi geldiğini söyleyebilirim. Albümde bariz bir şekilde baskın olan Sludge riff yazımlarını öyle efsanevi bulmadım. Ortalama riff yazımları ile şarkılar bestelenmiş. Çok üst düzey riff yazımlarını bu kulaklar duyduğu için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Diğer taraftan grubun zaten basit bir müzik yazım şekli var. Her bir şarkıda esas vurucu olan enstrüman davul oluyor. Bu albümde gitar besteleri değil, davul çeşitlemeleri şarkılara önderlik ediyor. Bu yüzden de şarkıları dinlerken odak noktanız da ister istemez davul çeşitlemeleri oluyor. Davulu çalan “Jaime Garcia” üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor. Şarkıların o dinamik yapısı ve dinlenebilir olma hali bu adam sayesinde gerçekleşiyor. Diğer taraftan yazılan besteler de kesinlikle kötü değil. Albümü baştan sona dinlemek gayet keyif veriyor. Özellikle ben ikinci ve üçüncü dinlememde albümden baya keyif aldım. Hatta bu albümü dinlerken aynı zamanda kitap da okuyabildim. Bu siteyi uzun süreden beri takip edenler bilir ki kitap okurken dinlediğim bir Black Metal çalma listem var. Sonradan farklı türlerden de albümleri ekledim bu listeye. Bu yüzden de Dry Soil’i de gönül rahatlığı ile ekleyebilirim ve okumamı yapabilirim. Prodüksiyon kalitesi olarak albümde herhangi negatif bir şey yok. Tok gitar tonları ile kaydedilmiş şarkılar ve bilgisayar müdahalesini olabildiğince en aza indirgeyerek kaydedilmiş davul kayıtları ile gayet güzel bir havası var albümün. Bas gitarın da özellikle distorsiyonlu bir şekilde şarkılarda varlık göstermesi benim çok hoşuma gitti. Bir diğer değinmem gereken şey de vokal olacak. Şarkıları söyleyen “Jorge Garcia”nın çiğ-brutal vokaline bayıldım. Bu kadar basit şekilde yazılmış şarkıları kulağa oldukça hoş bir şekilde getirmek de bana göre büyük bir başarı. Dinlediğim en iyi Sludge & Post Metal albümlerinden biri değil belki ama dinlemekten gerçekten keyif aldığım albümlerden biri oldu Dry Soil.
Eğer sizler de Sludge dinlemeyi seviyorsanız mutlaka bu albüme bir şans verin derim. Özellikle albüm bütünsel olarak gerçekten çok iyi bir noktada yer alıyor. Basit formdaki şarkıların nasıl yüksek seviyelerde keyif verdiğini deneyimlemek de güzel bir his. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder