Albüm Kritik 1101 (Estuarine / Corporeal Furnace)

Herkese selamlar! Dünkü muazzam “Decline of the I” albümü “Wilhelm” ile Fransız Black Metalinin görkemine bir kez daha şahit olmuştuk. Bugün ise ABD ve İsveç menşeili bir deneysel müzik yapan, tek kişilik bir projeden bahsedeceğim sizlere. Elbette o projenin bu yıl çıkan albümünden daha çok söz edeceğim. Experimental Death Metal ve Grindcore alaşımlı bir müzik icra ediyor “Estuarine”. 2025 yılında çıkan albümleri araştırırken denk gelmiştim bu gruba. 1990 yılında kurulmuş olmasına rağmen ilk albümünü 2013 yılında dinleyenlerine sunmuş Estuarine. Az önce de dediğim gibi tek kişiden oluşan bir solo-grup projesi Estuarine. Bu projenin başındaki “ Christopher Ryan Skrocki” ya da gruptaki mahlasıyla “Hydrus” 34 yaşında bir müzisyendir ve Estuarine’de duyduğumuz her şey bu adamın ellerinden ve zekasından çıkmaktadır. Grubun 1990 yılında temelleri atıldı demiştim ama sanırım bu bilgi pek doğru değil. Muhtemelen Hydrus Estuarine’i kendi doğumuyla bir tutuyor ve grubun başlangıç tarihi için 1990’ı belirliyor. En azından Metal Archives’ta yazana göre öyle. Bütün bu bilgileri geçersek eğer grubun bu sene çıkardığı “Corporeal Furnace”ın detaylarına geçebiliriz.

Deneysel işleri her daim destekleyen biriyim. Elbette bu deneysel işin vardığı sonuç beğenimizi etkileyen en büyük faktör oluyor. Fakat sonucu kötü de olsa iyi de olsa deneysel işler yapmayı kafaya koymuş müzisyenleri ve grupları gerçekten seviyorum. Çünkü bu tür gruplar ve adamlar aslında Metal’i en yüksek noktalara taşıyacak olanlardır. Müzik kendi içinde sürekli bir değişim halindeyken alt türlerinin de değişimden uzak kalması beklenemez. Özellikle ekstrem türlerde bu tür değişimleri, yenilikleri çok fazla görüyoruz. Diğer taraftan Estuarine’in deneyselliği yanında bir de avangart tarafı da var. Bütün bu alt türleri bir araya getirmek ve ortaya etkileyici bir iş koymak hiç de kolay bir iş değil. Corporeal Furnace’ı ilk defa dinlemeye başladığımda bir anda afalladım. Çünkü albümün kapak resmine baktığımda açıkçası Metalcore, Punk, Hardcore tarzı bir albüm dinleyeceğimi düşünmüştüm. Albümü dinleyene kadar da grup hakkında herhangi bir bilgi edinme girişimim olmamıştı. Fakat daha ilk şarkıda dumura uğramış olan beynim, albüm geçtikçe çok daha karmaşık bir formun içinde kaybolmaya başladı. Fakat dinlediğim şeyin aynı zamanda beni heyecanlandırdığının da farkındaydım. Uzun zaman sonra böylesine heyecan yaşatan bir albüm dinlememiştim sanırım. Geçen yaz “Infant Annihilator”un “The Elysian Grandeval Galèriarch” albümünü baştan sona dinlediğim zaman şoke olmuştum. Ondan beri beni şok eden ve gerçek anlamda ruhumu ürperten bir albüme denk gelmiş olmanın haklı sevinci var. Grindcore’un deneysellikle buluşması aslında çok da garipsenecek bir şey değil. Sonuçta Grindcore’un kendisi de aslında deneysel bileşenlerden oluşmuş ve günümüzde tam olarak oturmuş bir alt türdür. Fakat Experimental Death Metal ile Grindcore birleştirip, üzerine bir de Avant-garde Metal serpiştirmek demek bu oyunu büyük oynuyorum demektir. Hydrus elinden geleni ardına koymamış ve ortaya tam anlamıyla dehşet bir albüm koymuş.


Albümü baştan sona 3 kez dinledim. Fakat 1 gün içinde 3 kez dinledim. Bu yüzden de bu albümün bende bıraktığı etkiyi tarif etmem kelimelerle anlatacak kadar değil. Hissettiğim her şeyi kelimelere veya sözcüklere dökemem. Corporeal Furnace’ın her bir şarkıda dehşeti ve görkemi hedefleyen tutumu, prodüksiyon seçimindeki gariplik, davulun fütursuzca şarkılarda dehşeti çalıyor olması ve vokalin de bütün şarkılarda inanılmaz derecede estetik ve kaotik olması benim kalbimi fetheden unsurlar oldu. Bu albümü dinlemek öyle kolay bir şey değil. Yer yer atonal riff yazımlarını da gördüğüm bu albümden biraz da “Deathspell Omega” havası alıyor olmam da ayrı bir güzellik oldu benim için. Bu yılın belki de en iddialı ve en görkemli albümlerinden birini çok erkenden siteye yazmış oldum. Mutlaka dinlemeniz gereken bir deneysel başyapıt olarak tanımlıyorum ben bu albümü. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar