Albüm Kritik 1099 (Groza / Nadir)

Herkese selamlar! Dünkü albüm kritik yazısında (Pestilential Shadows / Devil’s Hammer) 2024 yılına ait son albüm kritik yazısı olacak demiştim ama listeme şöyle bir göz attığımda sırada 2 tane daha 2024 yılında çıkan ve siteye yazmam gereken albüm olduğunu gördüm. Bu yüzden de bu albümleri yazmadan 2025 yılında çıkan albümleri sıralamak istemedim. Bir de başlıkta da görmüş olduğunuz “Groza”nın albümü ayrı bir önem arz ediyor benim için. Grubu çok sevdiğim veya albüme bayıldığım için değil. Benim için tartışmalı (sadece benim için olduğunu da düşünmüyorum) bir grup olmasından ötürü biraz da üzerine konuşmak istediğim bir grup Groza. Grubu 2021 yılında keşfetmiştim. 2018 yılında çıkan “Unified in Void” albümlerini ben ancak 2021 yılında dinleme şansı yakalamıştım. Grubu aslında bu albümüyle değil de albümden klip çektiği şarkı olan “Ouroboros” ile YouTube üzerinden keşfetmiştim. Grubu ilk gördüğümde bir parodi sandım ama değilmiş. Melodic Black Metal’in günümüzdeki en büyük gruplarından biri olan “Mgła”nın birebir kopyası bir grubun klibini izlerken buldum kendimi. Hem giyim kuşam olsun hem de müzik tarzı olsun bu kadar da olmaz dedirtmişti bana. Zaten grubun ismi de Mgła’nın “Groza” albümünden direkt olarak alındığı için bu benzerlikten öteye geçiyordu. Fakat büyük bir Mgła hayranı olarak Groza’nın bu şekilde oluşması o zaman benim için büyük bir problem değil, daha ziyade Mgła’nın birçok gruba esin kaynağı olmaya başladığı bir dönemde mutlu edici bir unsur olarak görünmüştü. Zaman geçtikçe grubun bende uyandırdığı bu sempati ve optimist düşünce de değişecekti. Unified in Void’u ortalama bir albüm olarak bulmuştum. Sonrasında 2021 yılında grubun ikinci albümü “The Redemptive End” geldi. Bu albüm Unified in Void’a nazaran daha oturaklı ve daha kulağa hoş gelen bir albümdü. Ayrıca grubun Mgła öykünmesi kendisine çabucak bir ün katmıştı. Bir anda büyük festivallerde çalmaya ve konser turnelerinin sayılarının git gide armasına vesile olmuştu. The Redemptive End’de yine Mgła benzerlikleri hemen göze çarpıyordu. Fakat bu defa işin biraz daha Post-Black Metal tarafına kayılmıştı. Grup’ta aynı zamanda “Harakiri For The Sky”ın canlı performanslarında da çalan “Patrick Ginglseder” olunca bu etkileşimin de olması normal geliyor bana. Fakat zaman içinde Groza’nın gerçekten de komik bir şekilde Mgła “dublörü” olarak ortamlarda var olması ve Mgła’nın müziğini bu derece kopyalıyor olması benim sinirimi bozmaya başladı. Sadece benim değil, birçok Metal dinleyen ve üzerine yazılar yazan insanların da sinir uçlarını zorluyordu bu durum. Groza’nın bir şekilde kendisini bu durumdan kurtarması gerekiyordu. Bunu grubun ismini değiştirerek yapmak elbette anlamsız bir girişim olurdu. En büyük değişikliği kendi yollarını özgün bir şekilde çizmeleri olacaktı. Grubun 2024 yılında çıkardığı “Nadir” bunun bir başlangıcı olarak benim dikkatimi çekti.

Groza'nın potansiyeli vardı. Bu potansiyeli yanlış bir başlangıç ile mi yaptı yoksa reklam açısından aslında tam da yapması gerekeni mi yaptı ikilemine bir cevap bulamayacağım. Öyle ya da böyle bu potansiyeli bir şekilde geniş kitlelere ulaştırmayı başardılar ve bu kitlenin her sene daha da büyüdüğünü görüyoruz. Fakat icra edilen müziğin kesinlikle farklılaşması gerekiyordu. Grubu dinleyen insanlar elbette böyle bir şeyin olmasına gerek olmadığını düşünüyor olacaktır. Fakat ne güzel ki Groza bu gidişata bir dur demek istemiş ve Nadir’i bu defa farklı bir kafa ile yazıp, çalıp, kaydetmişler. Farklı bir kafa derken de hiç bilinmedik bir işe girişmiş demek istemiyorum. Sadece Mgła var bir Melodic Black Metal’in formülünü uygulamak yerine bu defa Post-Black Metal atmosferinin içine girmiş. Bu atmosfer de Groza’nın tam olarak nasıl bir grup olduğunun en iyi şekilde dışavurumu olmuş. Başından beri taklit bir müziğe sıkışıp kalmış bir grubun, Post-Black Metal ile kendisine geldiğini çok rahat bir şekilde söyleyebilirim. Zaten Harakiri For The Sky’da da çalan bir elemanlarının olması grubun icra edeceği türün tam olarak hangi yönde olması gerektiğini grubun geneline kabul ettirmiş gibi görünüyor. Hem Melodic Black Metal hem de Post-Black Metal türlerini harmanlayan Groza, üst tür olarak Post-Black Metal’i tercih etmiş ve şarkı yazımlarını da bu minvalde gerçekleştirmiş. Grubun artık Mgła benzeri bir albümü bizlere sunmuyor olması beni çok mutlu etti. Bir ara bu gruba gerçekten sinir olmaya başlamıştım. Groza, Nadir ile tertemiz bir sayfa açmış kendisine. Bu sayfaya da güzel bir kaligrafi ile Nadir yazmış. 


Albümü dinlemek benim için gayet güzel bir etkinlik oldu. Öyle ki baştan sona 4 defa dinledim. Bu dinlemelerimde de hiçbir şekilde sıkılmadım. Yine de efsanevi bir albüm yapmış diyemeyeceğim. Fakat grubun karakterinin artık taklitçi görünümden sıyrılmış olduğunu çok iyi bir şekilde yansıttığı için bu albümü önemli buluyorum. Eğer Post-Black Metal dinlemeyi seviyorsanız. Sizlere de bu albümü rahatlıkla tavsiye ediyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar