Albüm Kritik 1097 (Spiders / Sharp Objects)

Çok uzun yıllar önce, belki de ülkemizde bu grubu keşfeden ilk 10 kişiden biri olabilirim. 2014 yılında keşfettiğim “Spiders”, o dönem benim için Rock müziği tam da benim damak tadıma göre icra eden bir oluşumdu. İsveç’ten insanlığa Rock müziği sunan ve başlangıçta öyle çok da iddialı bir havası olmayan Spiders’ı keşfettiğim için çok mutlu olmuştum. Bu mutluluğun sebebi tam olarak nedir bilmiyorum. Grubu ilk keşfeden insanlardan biri olduğumu düşünme hissi mi yoksa Rock müziği uzun zaman sonra dinlenebilir olarak görmek mi? Bunun cevabını hala veremem. Fakat aradan çok uzun zaman geçti. Spiders’ı dinlemeyeli uzun zaman oldu. İlk olarak 2014 yılında grup ile ilgili kısa bir yazı yazmıştım siteye. Benim bildiğimi siteyi takip edenler de bilsin istedim. Grup her ne kadar 2010 yılında kurulmuş ve ilk albümü “Flash Point”i de 2012 yılında dinleyicilere sunmuş olsa da benim siteye yazdığım ilk Spiders albümü “Shake Electric” oldu. Flash Point’i ise sonrasında yazdım. Flash Point ve Shake Electric benim için grubun çok iyi iki albümü olarak varlıklarını uzun süre sürdürdüler. Özellikle Flash Point’in Rock ve Hard Rock arasında bir yerde olan sertliği benim çok beğenimi kazanmıştı. Öte yandan bir kadın vokalin hayranı olabileceğimi hiç düşünmezdim. Bunu cinsiyetçilik olarak algılamayın. Algılamak isteyenlerin de keyfi bilir. Metal’de kadın vokaller hiçbir zaman benim favorim olmadı. Rock için kadın vokaller daha kabul edilebilir olabilir. Bu yüzden de Spiders’ın vokali “Ann-Sofie Hoyles”ın sesini ben de grubun müziğine çok yakıştırdım. Dinlediğim en güzel kadın vokallerden biri oldu. Elbette bunu Rock için söylüyorum. 2014 yılında çıkan Shake Electric’ten sonra 2018’de “Killer Machine” ile bir kez daha bizleri selamladı İsveçli grup. Bu albüm de yine benim için gayet güzel, makul ve mutlu edici bir albüm oldu. Flash Point hala zirveyi temsil ediyor olsa da Shake Electric’ten daha iyi bir işin ortaya konduğunu söyleyebilirim. Killer Machine’in üzerinden 7 yıl geçti. Spiders, yeni bir albümü çıkarmak için bu kadar süre bekledikten sonra bizlerin huzuruna “Sharp Objects”i sundu. Ben de size bu albümden bahsetmek için klavyenin başına oturdum. Yeni haftanın bu ilk gününde hafif bir başlangıç yapıyoruz.

Spiders'ı dinlemeyeli gerçekten de 4 yıl falan oldu. Bu 4 yıl içinde yer yer grubun varlığını da unutmuş olabilirim. Fakat bir şekilde İsveçli Rock grubunun bu yıl albüm çıkaracağını öğrendim. 14 şubat sevgililer gününde çıkan albümü ben de 2 gündür dinliyorum. Öncelikle albümün çıktığı tarih bilerek ayarlanmış. Çünkü albümün içinde bolca sevgi, aşk, öpüşme, koklaşma konuları var. Hatta bir şarkının ismi “Valentines”. Daha ne olsun! Spiders’ın müzik vizyonunu bildiğim için bu albümden ne duyacağımı veya ne duymam gerektiğini az çok biliyordum. Günün sonunda da beklediğim şeyleri duyduğum bir albüm oldu. Yine Rock müziği hem old-school hem de modern bir harmanda bir araya getirmeyi başarmış grup. Bu yüzden de hem yeni jenerasyon hem de old-school Rock dinleyicisinin keyifle dinleyeceği bir albüme imza atmış. Albümü baştan sona çok kez dinleidm. Metal dinleyen biri için oldukça çıtır çerez bir albüm olduğu çok açık. Fakat albümdeki her bir şarkıyı detaylı bir şekilde dinleme yaptığımda Spiders’ın Rock vizyonunu bir kez daha taktir ettim. Her albümde çok farklı bir şey yapmıyormuş gibi görünse de her şarkıdaki ufak tefek nüanslar gerçekten çok güzel olmuş. Her bir şarkı kendisini bir şekilde dinlettirmeyi başarıyor. Bazen bir şarkı için ne kadar sıradan diyorum ama ilerleyen süreçte şarkıda öyle bir partisyon geliyor ki zevkten dört köşe oluyorum. Diğer taraftan Ann’in vokal performansına ek olarak grup elemanlarının da eşlik etmesi ve bazı şarkılarda Ann’in baş vokal yerine arka vokal olması da gayet güzel olmuş. Müzikal olarak grubun elindekilerini en iyi şekilde ortaya koyduğu aşikâr. Fakat ben hala Flash Point’in o hoyrat havasını arıyorum. Biliyorum, o hoyratlığı belki de bir daha hiç geri getirmeyecek Spiders. Fakat yine de grubun en iyi işi olması benim bunu aşmamı zorlaştırıyor. Spiders’ın günün sonunda gayet estetik, dinlemesi keyifli, Rock’ın DNA’sını iyi bir şekilde barındıran bir albümle bizlere yıllar sonra merhaba demesi beni mutlu etti. Albüme efsanevi bir iş diyemem ama kendi alanında en güzel örneklerden biri olduğunu da rahatça söyleyebilirim.


İsveçli Rock grubu Spiders’ı var olduğu ilk yıllardan beri takip eden, dinleyen ve dinledikleri üzerine yazan birisiyim. Bu yüzden de bu grubun özel bir yeri var bende. Bu albümü uzun süre boyunca dinlemeye devam edeceğim. Fakat hazır adı geçmişken Flash Point’e de bir kez daha zaman ayırmak istiyorum. Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar