Albüm Kritik 1089 (Ellende / Todbringerin)

Herkese selamlar! Bugün sizlere Avusturyalı, tek kişilik bir proje olan “Ellende”in 2024 yılında çıkardığı “Todbringerin” albümünden söz edeceğim. 2011 yılından bu yana Metal camiasında yer alıyor. Black Metal’in Post ve Melodic tarafını icra ediyor. Bütün bu ihtişamlı diskografinin yaratıcısı ise “Lukas Gosch (L.G.)”. İhtişamlı diyorum çünkü grubun bütün diskografisini dinlemiş biriyim ve Lukas’ın gerçekten de müzikle olan kuvvetli bağının her bir albümde ne denli güçlü bir şekilde varlık gösterdiğine şahit oldum. Black Metal’in sofistike tarafını çok iyi içselleştirmiş olan ve aynı zamanda bu içselliği tematik olarak da her albümde hep en üst düzeye çıkaran biri Lukas. Bunu da yıllardır sürdürdüğü Ellende projesinde devam ettiriyor. Ellende her ne kadar tek kişilik bir grup olsa da albüm kayıtlarında ve canlı performanslarında elbette farklı müzisyenler ile bir araya geliyor. Şarkı ve söz yazımlarının hepsi tabi ki Lukas’a ait. Çalıştığı müzisyenlere şöyle bir baktığımızda da hepsinin sağlam gruplarda yer alan insanlar olduğunu görüyoruz. Mesela özellikle bu albümde gördüğüm “Groza”dan “Tim Hanke-Zilles” (davul) ve yine “Karg” ve “Harakiri For The Sky (canlı performansında)”dan bildiğim “Paul Färber” (davul) yine Ellende’de çalmış insanlar. Daha birçok isim var elbette ama benim tanıdığım bu ikisi olduğu için sadece bu iki isme yer veriyorum. Şimdi gelelim grubun 2024 yılında çıkardığı albümü ele almaya.


Ellende'yi aslında yakından takip etmek istiyordum. Fakat yine benim yoğunluğum nedeniyle aklımdan çıkan gruplar arasına girdi. Bu grup için en azından böyle bir durum yaşadığım için üzgünüm. Çünkü Ellende’yi dinlemeyi gerçekten çok seviyor ve büyük bir nimet olarak görüyorum. Özellikle Post-Black Metal kavramının gerçekten tam da benim damak tadıma göre icra ediyor olmaları beni çok memnun ediyor. Benim damak tadımdan kastım ise şu; Black Metal’i çok yüzüstü bırakmadan, temelinde yine sertlik barındıran ama melodik partisyonlarıyla ciğerlerimi dağlayan ve bir yandan da bütünsel olarak albümde o dramatik ve karanlık atmosferi hissettiren demek istiyorum. Ellende işte tam da böyle bir müzik icra ediyor. Bu yüzden de grubun albümlerini dinlemek gerçekten büyük bir ayrıcalık oluyor benim için. Ellende ile 2021 yılında tanışmıştım. Siteye de o yıl çıkan EP’si “Triebe”yi yazmıştım ve bu EP’den ne denli memnun kaldığımı gayet iyi bir şekilde açıklamıştım. Sonrasında ise grubun 2022 yılında çıkardığı “Ellenbogengesellschaft” albümünü kaleme almış ve bu albümü Triebe nazaran daha az beğenmiştim. Fakat zaman içinde albümü dinleme süremi arttırınca albümü daha da sevmeye başladım ve günün sonunda bu albüm de benim çok sevdiğim Ellende albümlerinden biri oldu. Şimdi ise geçen yıl ağustos ayında çıkan Todbringerin’i dinlerken mest oluyorum. İnanılmaz. Gerçekten de Lukas’ın yaratıcılık konusundaki bu vizyonu ve melodik riff ve beste yazma konusundaki doğal yeteneğine şapka çıkarmamak elde değil. Albümü dinlediğim süre boyunca hep bunları düşündüm. Öyle güzel bir albümü dinliyorsunuz ki albümün yaşattığı o hüzünle mutlu oluyorsunuz. Biliyorum, kulağa çok tuhaf bir cümle gibi geliyor. Fakat bunu başka şekilde söylemenin bir yolunu bulamadım. Her şarkıda kalbinize işleyen melodik partisyonlar var. Her şarkının kendine ait olan o pesimist atmosferi ruhunuza işliyor. Bunu yapabilen bir albümün, bunu yapabilen bir grubun başarısız olma şansı elbette yok. Albümün her yerine yayılmış olan melankoli havası sizi öyle bir ele geçiriyor ki belki de hiç olmayacağınız bir hale bürünüyor ve belki de hiç istemediğiniz bir anda sizi o karanlığın içine hapsedebiliyor. İşte bu yüzdendir ki hem müzikal olarak olağanüstü bir iş dinliyorsunuz hem de duygusal olarak kendinizi hüznün o derin okyanusunda yalnız başına ilerleyen küçük bir yelkenli gibi hissediyorsunuz. Albümün teknik kısmı ile ilgili bir şey demek istemiyorum. Her şey çok düzgünce kaydedilmiş ve zaten günün sonunda dinlediğiniz şeyin bir müzikten ziyade hüznün atmosferindeki sesler olduğunu anlıyorsunuz. Üst düzey bir iş ve üst düzey bir müzisyenlik. Bir kez daha Lukas’ı tebrik ediyorum. Eğer bu albümü 2024 yılı içinde yazabilseydim, yılın en iyi 15 albümü listesine kesinlikle girerdi.


Avusturyalı Ellende, Todbringerin ile bir kez daha ne denli büyük olduğunu, gövde gösterisi nasıl yapılır ve en önemlisi de melankoli dolu bir albüm dinlerken insan kendisini nasıl iyi hisseder ki sorusunun cevabını, karşılığını en iyi şekilde vermiş. Dinlemediyseniz eğer mutlaka dinleyin. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar