Albüm Kritik 1088 (Harakiri For The Sky / Scorched Earth)

Herkese selamlar! Bugün, 2025 tarihli bir albümden sizlere bahsedeceğim. Daha önce de dediğim gibi normalde ocak ve şubat ayında genelde eski yıllarda çıkan albümlerin kritiklerini yazıyorum. Bu aylar, eskiye dönüş için bir fırsat da oluyor benim için. Fakat bu aylarda çıkan ve benim de takip ettiğim gruplardan gelen yeni albümleri de aralara serpiştireceğimi söylemiştim. İşte o gruplardan biri, birkaç gün önce yeni albümünü dinleyenlerin huzuruna sundu. Avusturyalı Post-Black Metal grubu “Harakiri For The Sky” “Scorched Earth” ile 2021 yılında çıkan “Maere” sonrası bir kez daha bizlere merhaba diyor. Harakiri For The Sky benim gerçekten dinlerken büyük keyif aldığım gruplardan birisi. Bakın, dinlerken diyorum. Dinlemekten demiyorum. Bu iki sözcük arasında şöyle bir fark var; dinlerken dediğim zaman grubu dinlemek için istekli olduğum veya aklıma geldiği veya yeni bir albümü çıktığı zaman dilimini kastediyorum. Dinlemekten keyif alıyorum deseydim eğer genel olarak bu grubu dinleme eylemini gerçekleştirdiğimi ima etmiş olurdum. Bu yüzden de Harakiri For The Sky benim için her zaman ya yeni albüm çıkınca dinlenilecek bir grup oluyor ya da aylar veya yıllar sonra bir şarkısına denk geldiğim zaman dinlemek istediğim grup oluyor. Bunun nedeni grubun müziğini sevmemem değil ki onu zaten sevdiğimi söylemiştim. Çok fazla grup dinleyen birisi olduğum için ve gerçekten favori gruplarımın sayısı da bir hayli olduğu için Harakiri For The Sky’a sıra gelmiyor ve favori listeme alacak bir etki de bırakmıyor bende. Bunun en büyük nedeni Post-Black Metal icra etmeleri elbette. Mesela “Djevel” dinleme isteği hep vardır içimde. Çünkü o grubun icra ettiği müziği gerçekten damarlarımda gezerken hayal edebiliyorum. Fakat Harakiri For The Sky sadece anlık keyif veriyor bana. Fakat grubun 2016 yılında çıkardığı “III: Trauma”yı oldukça uzun süre dinlemiştim. Hatta albümü satın da almıştım. Fakat grubun bendeki etkisi bu kadar oldu. Yine de varlığından dolayı oldukça memnun kaldığım ve her yeni albümlerinde kendilerini övmekten mutluluk duyduğum bir grup. Şimdi de gelelim bu yıl çıkan Scorched Earth’ün bana neler hissettirdiğine ve düşündürdüğüne.

Bu zamana kadar dinlediğim Harakiri For The Sky albümlerini dinlemekten gerçekten büyük keyif aldım. Hepsi hemen hemen aynı düzeyde kaliteye sahip müzikal şenlik sunuyorlar. 2018 yılında çıkan “Arson”u da yine buraya yazmıştım. Sitede sadece grubun ilk iki albümünün kritiği yok. Kim bilir belki bir gün kafama eser ve onları da siteye yazarım. Scorched Earth’ü dinlerken Harakiri For The Sky’ın bir kez daha müzikal yeteneğinin ne derece güçlü olduğunu ve Black Metal’in bu modern halini ne derece iyi bir şekilde bizlere sunduğunu anladım. Albümü dinlerken Black Metal’in çekirdek olarak sürekli bir yerde kalıyor olması ve üzerine sürekli olarak farklı türler, farklı müzikal yaklaşımların eklenmesiyle zenginleşmesi de ayrıca üzerine düşündüğüm bir başka olgu oldu. Harakiri For The Sky’ın müziğine enjekte ettiği depresif ve intihar havaları bu albümde de kendisini devam ettiriyor. Bir kez daha sözlerdeki pesimizmi okurken, müziğin de bu sözleri güçlü bir şekilde desteklediğine şahit oluyoruz. Albümde bulunan her şarkıda grubun zengin riff yazma ve melodik partisyonlardaki güçlerini görüyor ve bütün bu güzelliklerin gerçekten de çok iyi bir prodüksiyon ile sentezlenmesini duyuyoruz. “Matthias Sollak”ın bir kez daha ne denli manyak bir müzisyen olduğuna hep beraber şahitlik ediyoruz. Bu albümde de her şey bu adam tarafından yazılmış ve bestelenmiş. Şarkı sözleri de dahil buna. Şarkıları söyleme işi ise “Michael Kogler” tarafından icra ediliyor. Bu ikilinin gerçekten de çok iyi bir birlikteliği var. Her ne kadar her şey Sollak’ın yaratıcılığının eseri olsa da Kogler de sesi ile şarkıların alevini harlıyor ve büyük bir yangın haline getiriyor. Kendisi aynı zamanda “Karg”da her şeyi icra eden adamdır. İki süper yeteneğin bir araya gelmesiyle oluşan Harakiri For The Sky bir kez daha çok güzel bir albüme imza atmış. Scorched Earth, hem müzikal olarak hem de atmosferik olarak bir başka Harakiri For The Sky klasiği olmuş. Grup, 2025’in daha ilk ayında yılın en iyi albümlerinden birini bizlere sunmuş.


Avusturyalı Harakiri For The Sky ülkemizde de konser vermiş bir grup. Gerçi geçen aylarda Türkiye aleyhine hoş olmayan sözler söylemiş olsalar da burada da ciddi bir hayran kitlesi var. Canlı olarak izlemeyi isteyeceğim bir grup değil. Fakat her yeni albümünü dinlerken gerçekten de müzikal orgazmı yaşatıyor bu ikili. Sizlerin de mutlaka Scorched Earth’ü dinlemenizi tavsiye ederim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 9/10



Yorumlar