Black Metal’in ne kadar esnek bir müzik türü olduğundan sıkça bahsediyorum. Bu müziğin böylesine esnek olmasından da çok memnunum. Çünkü bu esneklik sayesinde tek tipte bir Black Metal dinlemiyoruz. Black Metal’in o old-school halini de dinliyoruz, farklı yorumlamalarla farklı estetiklik kazanan türlerini de dinliyoruz. Bu, büyük bir zenginlik. Özellikle 2000 sonrası Black Metal gruplarının bu müziği çok daha farklı şekilde yorumlamaları, çok daha sofistike hale getirmeleri, işin melodik ve ambiyans tarafını daha görkemli noktalara ulaştırmaları ve farklı Metal türleri ile cesurca sentezlemeleri ile Black Metal bugün en popüler Metal türlerinden biri olmuştur. Öyle ki Kıta Avrupası’ndan tutun da Latin Amerika ülkelerine, Asya kıtasından ücra köşedeki ada ülkelerine kadar her yerden şahane Black Metal grupları ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Bu da bu müziğin ne denli zengin bir forma sahip olduğunu ve ne denli esnek bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Bu esnekliği son yıllarda en iyi ve görkemli şekilde kullanan gruplardan biri de Portekizli “Gaerea” olmuştur. Grubu 2018 yılında çıkardığı ilk LP’si “Unsettling Whispers” ile keşfetmiştim. 2018 yılında çıkan o albümü dinlediğimde Gaerea’nın çok iyi bir noktaya geleceğini anlamıştım. Her ne kadar görünüşleri “Mgła”yı çokça andırıyor olsa da bir şekilde ufak nüanslarla ayrışmayı başarmışlardır. Bu tür benzer giyim kuşam tarzlarını irrite edici buluyorum. Fakat Gaerea’nın az da olsa farklı görünüşü benim nezdimde tamamdır. Sonrasında grubu takibe almıştım. 2020 yılında çıkan “Limbo” albümünü de dinlemiştim ve genel olarak beğenmiştim. O albümün incelemesini bulamazsınız burada. Çünkü o yıl içinde siteye kısa süreliğine ara vermiştim. Fakat 2022 yılında çıkan ve benim bu zamana kadar en başarılı bulduğum Gaerea albümü “Mirage”ı siteye yazdım. Mirage hem tek tek şarkı olarak hem de albümün bütünü ve ambiyansı olarak Gaerea’nın en niş işi olmuştur bana göre. Bu yüzden de Mirage en çok dinlediğim Gaerea albümü oldu. Gaerea’nın 2024 yılında bir albüm çıkaracağını biliyordum. Fakat ne yazık ki albümün çıkış tarihini unuttum ve aynı zamanda albümü de unutmuş oldum. Bu yüzden de yeni albüm olan “Coma”yı ancak aralık sonu listeye alabildim ve haliyle 2024 yılında yazdığım albümlere yetişemedi. Olsun, ben de şimdi yazıyorum. Bir de benim duygu ve düşüncelerimi okuyun bakalım albüm hakkındaki.
Mirage'dan sonra Gaerea’nın aslında öyle herhangi bir türde Black Metal icra eden bir grup olmadığını düşünmeye başlamıştım. Evet, teknik olarak ve genom olarak Black Metal janrına sahip albümler dinliyorsunuz. Fakat Black Metal’i oldukça melodik partisyonlar ve de duygu yüklü atmosferik öğelerle bir araya getiriyorlar. Fakat vokal de bir şekilde hep hırçın kalmayı başarıyor. Günün sonunda çok çeşitli yapıya sahip bir müzik dinliyorsunuz. Aslında grupların kendi beyanları hariç onları bir janr kafesine kapatmayı da artık anlamsız buluyorum. Önceden bu konuda oldukça sert çizgilerim vardı. Fakat bu tür sınırların müziğin de gelişmesinde bir engel olduğunu düşünmeye başladığımdan beri bu düşüncemi geride bırakmaya başladım. Coma’yı baştan sona 4 kez dinledim. Şimdi, yazıyı yazarken de dinliyorum ve hissettiğim şeyler, albüm üzerine düşündüklerim pek de olumlu şeyler olmadılar. Önce albümün genel yapısından bahsetmek istiyorum. Bir kez daha üst düzey prodüksiyon ile kaydedilmiş, atmosferi son derece güçlü şarkılarla bezeli bir albüm dinliyorsunuz. Bu dediğim şey Gaerea için yeni bir şey değil. Grup uzun süredir bu minvalde müzik icra ediyor zaten. Bu yüzden de işin bu teknik ve atmosferik kısmında herhangi bir yenilik veya şaşırtıcı bir şey yok. Diğer taraftan melodik riff yazma ve melodik rifflerle şarkıları daha estetik hale getirme işleri de devam ediyor. Hatta bu albümün o konuda daha da ileriye gittiğini söyleyebilirim. Mirage’da hem melodik yapı hem de o hırçınlık çok iyi sentezlenmişti. Coma’da ise bunun öyle olmadığını düşünüyorum. Daha ziyade işin melodik kısmı ön plana çıkıyor. Elbette Black Metal formunda her şarkı fakat Mirage’ın o görkeminin altında kalıyor Coma. Diğer taraftan Gaerea’nın yenilik olarak bu albümde ne sunduğuna hep odaklandım. Fakat günün sonunda hiçbir yenilik olmadığına ikna oldum. Çünkü Mirage’ın o büyülü etkisinden sonra aslında bir devam albümü gelmiş. Fakat bu devam albümü de ne yazık ki Mirage’da olduğu gibi çok iyi bir noktada yer almıyor. Daha ziyade benzer girişimlerin kulaklarımızda yankılandığı bir albüm dinlemiş oluyoruz günün sonunda. Coma’da ilgi çekecek herhangi bir şey bulamadığım için üzüldüm. Aslında bu albümü dinledikten sonra Gaerea hakkında da uzun uzadıya düşündüm. Bu grup gerçekten beni etkileyici bir müzik icra ediyor muydu? Yoksa ben de grubun arkasına almış olduğu o popülerlik rüzgarından mı etkilenmiştim? Her ne kadar grubu ilk albümünden itibaren dinlemiş biri olsam da grubun zaman içindeki gelişimi elbette etkilenilmeyecek gibi değil. Zaman içinde birçok hayranı oldu grubun. Daha büyük düşündüler ve daha büyük oynadılar. Bu zamana kadar da hiç başarısız bir işe imza atmadılar. Fakat benim için Coma grubun aslında sıkıcı olmaya başladığı bir albümü oldu. Bakın, tekrar ediyorum. Bu benim için geçerli olan bir şey. Yoksa bu albüm elbette oldukça iyi bir seviyede Metal albümü olmuş. Bugün, Gaerea’yı hiç dinlememiş birine bu albümü sunun muhtemelen duyduğu en iyi albümlerden biri olacaktır. Fakat benim için aynı şeylerin tekrarından ibaret bir albümden öteye gidemiyor. Hatta bu tekrar da ne yazık ki iç sıkıcı bir formda.
Portekizli Gaerea Metal camiası için elbette şahane bir grup ve yaptığı müzik ile görkemli bir hava estirmeyi de başarmıştır. Fakat benim için Coma, grubun sıkıcı olduğu ve artık değişik bir rotaya sapması gerektiğinin kanıtı olmuştur. Mirage’dan sonra daha reformist bir albüm dinlemek beni bu gruba tamamen bağlayabilirdi. Fakat şimdi ise bu grubu daha ne kadar dinlerim ki diye düşünüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7/10
Yorumlar
Yorum Gönder