Albüm Kritik 1060 (Slaughter to Prevail / Behelit)

Dünkü albüm kritik yazısı olan “As I Lay Dying”in “Through Storms Ahead”de de adını geçirdiğim gruba sıra geldi. Hem de burada ilk defa adı geçecek. Rusya çıkışlı Deathcore, Metalcore ve Nu-Metal grubu “Slaughter to Prevail”in bu yıl çıkan EP’si “Behelit”ten sizlere söz edeceğim. Elbette Slaughter to Prevail ismini ben de çok sık duyan biriydim. Fakat sık duyma işi bu yıl içinde tavan yaptı. Neden bilmiyorum ama grubun popülerliği ciddi anlamda artış gösterdi ve Metal dinlemeyen insanların bile ağzında olan bir gruba dönüştü. Slaughter to Prevail’den uzak durmamın en büyük nedeni Nu-Metal’e bulaşmış bir grup olmalarıydı. Benim için hala büyük bir tabu ve büyük bir hüsran anlamına geliyor Nu-Metal. Hiçbir zaman da kabul edebileceğim bir tür olacağını düşünmüyorum. Fakat grup öylesine büyük sükse yaptı ki ben de bu duruma kayıtsız kalmak istemedim ve en azından Deathcore ve Metalcore türlerini de müzikal perspektiflerinde barındırdıkları için bir albümünü incelemeye karar verdim. Şanslıyım ki bu yıl yeni bir EP çıkarmışlar. Bu yüzden de bu yıl çıkan albümler listesine ekledim ve şimdi bu azmanların Behelit EP’sini masaya yatırma zamanı geldi.

Öncelikle şunu söylemek isterim ki Slaughter to Prevail’in Metal Archives’ta yer almaması tam bir embesillik örneğidir. Ben de bu siteye anlam verememeye başladım. Rusya çıkışlı oldukları için mi Metal Archives’ta değiller yoksa başka bir halttan dolayı mı bilemiyorum. Fakat eğer bu grup hakkında oradan bilgi almak isterseniz öyle bir şansınız yok. Bu yüzden de grup hakkında başka sitelerden ufak tefek bilgiler aldım. Zaten uzun uzadıya oturup grubun hakkında derin bir araştırmaya gibi niyetim de yoktu. 2014 yılında, hatta öncesinde, temelleri Rusya’da atılmış olsa da çok kısa süre sonra ABD’de esas formuna bürünmüştür Slaughter to Prevail. Grubun müziğini özel kılacak bence bir şey yok. Deathcore’un melodik olmayan tarafını icra ediyorlar ve haliyle oldukça sert bir janr ile dinleyicileri mest etmeyi başarıyorlar. Sürekli kafa sallayacağınız şarkılar dinliyorsunuz ve gününüze enerji katıyorsunuz. Behelit’i baştan sona çok kez dinledim. Zaten bir EP olduğu için sindirimi gayet kolay ve enerjisi de yüksek. Slaughter to Prevail’in şarkı yazımını birçok Deathcore grubunda da tecrübe etme şansınız var. Bana kalırsa Deathcore’un teknik ve melodik kısmı daha cezbedici. Özellikle bu cezbetme olayını manyak grup “Infant Annihilator”da gayet iyi tecrübe edebiliyoruz. Fakat işin safkan kısmı da elbette benim çok hoşuma gidiyor. Zaten neden gitmesin ki sert müziğe hayran biri olarak haliyle Slaughter to Prevail’in sertliği de gönlümü çalıyor. Özellikle Deathcore’u bu derece iyi derecede icra edebilen bir grubun neden Nu-Metal esintileri taşıyan enstantanelerle şarkıları bana kalırsa popüler kültürsün kölesi yapmaya çalışır hiç anlam veremiyorum. Bu dünyanın bir başka “Korn” vasatlığına ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Metalcore esintileri de var elbette. Fakat onu daha çok brutal vokal ile temiz vokalin iş birliğinde görüyoruz. İşte şimdi Slaughter to Prevail’in neden bu denli popüler bir grup olduğuna geldik. İşin patlama noktası ruh hastası bir vokale sahip olmalarıdır. Muhtemelen Deathcore arenasındaki en dehşet verici seslerden birine sahip olan “Alex Terrible”ın gırtlağından çıkan o böğürme sesleri ve tok brutal sekansları şarkıları daha da üst noktaya taşıyor. Sizleri de gaza getiriyor ve bir yandan da böylesine dehşet verici bir sesin nasıl bir insan gırtlağından çıkacağına şaşırtıyor. Fakat az önce de ismini zikrettiğim Infant Annihilator’dan ben bu manyaklığa alışkınım. Hatta bana göre en iyi Deathcore vokali olan “Dickie Allen” o dehşet verici sesi ile çıtayı en üst noktaya taşımıştır. İkinci olarak da Alex Terrible’ı çok rahat yazabilirim.


Günün sonunda Behelit dinlemesi çok keyifli bir EP. Kafanızı sürekli sallayacağınız, vokal performansı ve davul atakları ile sizleri uçurabilecek bir EP. Öte yandan beni irrite eden Nu-Metal etkileri bu albümün o kaslı, kuvvetli yapısını aşağı çekiyor ve popüler kültürün elektronik müzik zırvalığına yakınlaştırıyor. Evet, çok sert ve katı düşüncelerim var bu konu ve türle ilgili. Fakat bu benim yorumum sonuç olarak. Yine de albümün başarılı bir iş olduğunu da inkâr etmeyeceğim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar