Albüm Kritik 1050 (Wintersun / Time II)

Herkese selamlar! Bugün, Black Metal veya bir Death Metal albümünden sizlere söz etmeyeceğim. Fakat açıkçası gönül isterdi ki bu türlerden olan albümlerden birinden bahsedeyim. Nitekim benim için bu türler adına yapılmış albümleri dinlemek daha zevkli bir etkinlik oluyor. İlk olarak 2021 yılında siteye yazmıştım bir “Wintersun” albümünü. Grubun ismini aslında çok önceden biliyordum ama yaptıkları müzik türü nedeniyle hiçbir şekilde oturup dinlemek istemiyordum. 2021 yılında bir anda bu zinciri kırdım ve grubun 2012 yılında çıkarmış oldukları “Time I” adlı albümlerini dinleyip, siteye yazdım. O zamana kadar herhangi bir Wintersun albümü dinlememiş biriydim. Albümü dinlediğimde de açıkçası duygularım ve düşüncelerim çok netti. Kesinlikle benlik bir müzik icra etmiyorlardı. Senfonik taraflarının yanı sıra, tematik olarak görkemli atmosfer sunma çabaları her ne kadar çok ihtişamlı görünse de günün sonunda Metal ile olan sentezde bir sıkıntı vardı. Evet, virtüözlük işler dinliyorsunuz fakat bunların ne kadarı tatmin edici orası bir muamma. En azından benim için bu tür albümleri dinlemek pek de zevkli bir etkinlik değil. Aradan yıllar geçti ve Wintersun bu defa da “Time II” albümü ile dinleyenlerini selamlamış oldu. Normalde bir Wintersun albümünü daha siteye yazacağımı sanmıyordum. Fakat öncesinde Time I’ı yazdığım için devamı olan Time II’ya da yer vermek istedim. Belki bana farklı şeyler hissettirebilir diye de düşündüm. Şimdi gelelim bu albümün detaylarından bahsetmeye. Merak etmeyin öyle uzun uzadıya bahsetmeyeceğim.

Time I sadece benim nezdimde değil birçok Metal Müzik kritiği yapan kişilerin nezdinde de oldukça zayıf bir albümdü ve genelde de düşük puanlara layık görüldü. Her ne kadar bu sitede daha çok Black Metal ve Death Metal albümlerini yazıyor olsam da elbette sadece bu türlere ait albüm değerlendirme yazıları yok. Klasik müzik albümü bile değerlendirmiş adamım be ben! Bununla övünmüyorum tabi ki ama genelde bu tür albümleri sonuç olarak beğenmediğimde bana “sen otur Black Metal albümlerini yaz, sen ne anlarsın lan” gibi çok şeker eleştiriler geliyor. Bu yüzden de ekstra olarak bu bilgiyi girmek istedim. Time I dinlemesi gerçekten iç bayan bir albümdü. Bu yüzden de o albümü herhalde 3 kere (bu bile iyi bir sayı) dinleyip, noktaladım. Time II’ya geldiğimizde ise ne yazık ki değişen pek bir şey olmadı benim için. Üstelik bu albümdeki yoğun Japon temaları, Japon ezgileri benim içimi iyice baydı. Senfonik öğeler şöyle dursun, albüm bütünüyle sanki Japon etnik kültürü ne güze lan, alın dinleyin işte dercesine yapılmış. Bu yüzden de açıkçası benim hiç hoşuma gitmedi. Japon etnik müziğinin kendisi zaten iç gıcıklayıcı enstrümanlardan oluşuyor. Bir de bunu Metal ile birleştirme fikri gerçekten çok kötü bir sonuç çıkarmış ortaya. Yine senfonik öğeler bu albümdeki her şarkıda yoğun bir şekilde kullanılmış. Fakat daha çok atmosferi güçlendirme adına yapılmış dokunuşlar olarak görülüyor. Time II’nun Metal ile olan ilişkisine geldiğimizde ise klasik bir Wintersun albümünden beklenildiği üzere yine virtüözlük işler bu albümdeki şarkılarda de kendini belli ediyor. Uzunca gitar sololarıyla bezenmiş şarkılarda adeta gitar dersleri veriliyor gibi. Evet, böylesi gitar şovları elbette harikulade şeyler. Fakat günün sonunda hiçbir etki bırakmayan, yavan ve şarkının ana melodilerini gölgeleyen şeyler olmaktan da öteye gidemiyorlar. Bunun dengesini çok iyi ayarlayan gruplar yok değil. Fakat Wintersun için onu söylemek zor. Günün sonunda prodüksiyon kalitesi iyi olan, atmosferi yoğun ve özellikle Japon ezgilerini duymayı sevenler için mutluluk verici, sevmeyenler için ıstırap dolu bir albüm olmuş. Bir daha dinleyeceğimi sanmıyorum Time II’yu. Yine de çabama sağlık diyorum. En azından içimde kalmadı. Time I ve Time II benim için aynı skalada yer alan, aynı düzeyde albümler oldu.


Finlandiyalı grubun bence müziğinde köklü değişikliklere gitmesi gerekiyor. Yine işin teknik ve virtüözlük kısmını müziklerinde barındırsınlar. Fakat tema ve atmosfer olarak kesinlikle bir değişim göstermeleri şart. Özellikle senfonik tarafı biraz daha azaltarak, Metal’in o hoyrat tarafını daha fazla bizlere sunmaları daha mutlu edici olabilir. Bunlar benim şahsi düşüncelerim elbette. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10



Yorumlar