Herkese selamlar! Bugün yönümüzü Norveç’e çeviriyoruz. Black Metal’in tohumlarının ekildiği bu ülkeden çıkan bir başka Black Metal grubu ve onların bu yıl çıkardıkları albümlerinden sizlere söz edeceğim. Black Metal’in tohumları her ne kadar Norveç’te ekilmiş olsa da günümüzde bu müziğin dallanıp, budaklandığı ülkeler Avrupa’nın doğusundan batısına kadar uzanıyor ve hatta neredeyse tüm dünyayı kaplayan bir orman haline geliyor. Norveç Black Metali’ni çok sevsem de yenilikçi yaklaşımlara kayıtsız kalamıyor ve Black Metal’i çok daha üst seviyelere çıkaran farklı ülkelerin gruplarına gönlüm kayıyor. Norveç Black Metal ekolünden yürümek isteyen “Gjendød” 2015’ten bu yana bu yürüyüşü sürdürüyor. Ben ise bu grubu bu yıl çıkardıkları “Livskramper” adlı albümleri ile keşfetmiş oldum. Temelde iki kişinin yürüttüğü bir proje Gjendød. İlk tecrübemi Livskramper albümleri ile yaptığım için söyleyeceklerim de sadece bu albüm etrafından olacaktır. Black Metal’in Norveç bazında old-school tarzını icra ediyor grup. Fakat garip bir şekilde daha çok Fransız gruplardan duymaya alışık olduğumuz atonal riff yazımları da var şarkılarda. Çok yoğun bir şekilde olmasa da bu şekilde riff yazımları ile kendilerini biraz daha farklı bir noktaya koyabiliyorlar. Albümü baştan sona iki kere dinledim ve kısaca düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Albümü dinlemeye başladığımda daha ilk şarkıda dikkatimi çeken şey, yukarıda da dediğim gibi, atonal şekilde yazılmış riffler oldu. Şimdi şu konuda netleşelim. Atonal riff yazmak aslında öyle çok da marifetli bir şey değil. Adı üstünde normal, kulağa hoş gelen bir beste veya riff yazım şekli değil. Bu yüzden atonal bir şeyler bestelemek için ciddi anlamda düşünmek ve o bozuk sesi dahi kulağa bir şekilde hoş getirmek gerekiyor. Bunun babasının “Deathspell Omega” olduğunu biliyoruz. Deathspell Omega’nın baştan beri dehşeti hem atonal hem avangart hem de deneysel bir şekilde sunma şekli bizleri büyüledi ve büyülemeye de devam ediyor. Norveçli Gjendød’un atonal riff yazımları her ne kadar daha minimal olsa da kulakta bıraktığı etki de ne yazık ki aynı düzeyde oluyor. Etkileyici herhangi bir şey duymuyorsunuz. Sadece bozuk riff yazımı olduğunu biliyorsunuz. Ne zamanki atonal riffleri duymayı bırakıyor ve şarkının normal bir forma büründüğünü duyuyorsunuz, o zaman daha dinlenebilir ve nispeten kulağa daha hoş gelen şarkılar dinliyorsunuz. Özellikle prodüksiyon kalitesinden de old-school yapacağız diye ciddi anlamda feragat ettikleri için dinleme etkinliğiniz hepten iki ucu keskin bir bıçak şekline bürünüyor. Albümü her iki dinlememde de zayıf buldum. Etkileyicilikten uzak, temeli Norveç Black Metali’ne dayansa da farklı şeyler de denenmiş bir albüm Livskramper. Albümü dinlerken bir noktadan sonra sıkıldım. Fakat yine de iki kere dinlemem gereken bir albüm olduğunu biliyordum. Çünkü duygu ve düşüncelerimin tam anlamıyla netleşmesi gerekiyordu. Eh, bu yıl dinlediğim sıradan albümler listesine giren bir başka albüm de Livskramper oldu. Her albüm muazzam olacak diye bir şey yok sonuçta.
Norveçli Gjendød’un bu yıl çıkan Livskramper albümü sıradan bir albüm olmaktan öteye geçemiyor benim için. Kötü bir albüm diyemem ama bir kere dinledikten sonra da sürekli dinlemek isteyeceğim bir albüm de olmadı. Yine de grubu keşfettiğim için bir şikâyetim yok. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder