Herkese selamlar! Yeni bir haftaya daha giriş yaptık ve bu hafta ile de ekim ayını geride bırakmış olacağız. Zaman denilen kavramın bu denli hızlı akıp geçmesi beni hala çok şaşırtıyor. Bazen elimde sıkıp tutmak istiyorum bazen de bu hızın yetersiz olduğunu düşünüyor ve daha hızlı bir şekilde ilerlemesini istiyorum. Kozmik zaman dilimindeki hıza erişmek gibi bir niyetim de yok elbette. Fakat Hollandalı Black ve Death Metal oluşumu “Defacement”in kozmik düzenle ilgili ve onun hızı ile ilgili bazı dertleri var belli ki. En azından hissiyat olarak bunu müziklerinde verebiliyorlar. Grubun icra ettiği tür için her ne kadar Black ve Death Metal kavramlarını söylemiş olsam da elbette bu türleri saf bir şekilde değil, alt türlerini bizlere dinlettiriyorlar. Experimental Death Metal, Avant-garde Black Metal, Atmospheric Black Metal türlerinin hepsini bir araya getirmeyi başaran ve bunu da oldukça sağlam bir şekilde icra edebilen bir grup Defacement. Metal camiasına 2019 yılında giriş yapmış bir grup. Yani yeni Metal gruplarından bir başkası diyebiliriz Defacement için. Hollandalı Metal gruplarının da giderek artması ve özellikle ekstrem türlerde büyük oynamaları beni ayrıca mutlu ediyor. Defacement’ı bu yıl çıkardıkları “Duality” albümleri ile keşfettim. Şimdi de size bu albümün müzikal ve manevi olarak neler verdiğini çok uzatmadan anlatmak istiyorum.
Defacement'ın Duality’sini dinlerken aklıma gelen grupların ismini sizlerle paylaşmak istiyorum. “Blut Aus Nord, Deathspell Omega, Ulcerate, Dodhemisgard ve Portal”. Bütün bu canavar grupların hepsinden enstantaneler taşıyan bir albüm yaratmak bence oldukça cesur bir iş. Zaten albümün genel atmosferine baktığınızda az önce yukarıda saydığım deneysellik, avangartlık ve atmosferik tınıların harmanlamasının iyi olmasının en büyük sonucu da bu büyük grupların aklımıza geliyor olmasıdır. Böylesi bir müzik yapan grubu dinlemek için ciddi anlamda kendinizi vermeniz gerekiyor. Ben de Duality’nin bu minvalde bir albüm olduğunu anlayınca daha ikinci şarkıda albümü dinlemeyi bıraktım. Çünkü bu albümü ilk olarak büyük bir dikkatle ve herhangi bir iş yapmadan dinlemek istiyordum. Ses seviyesini ortaya çekip, uzandım ve albümün derinliğine kendimi bıraktım. Albümü birinci dinleme işini bitirdikten sonra kulaklığımı çıkardım ve bir süre öylece durdum. Albümün bana hissettirdikleri şöyle oldu; kaosun en kompleks halini dinliyor, bir yandan da her bir şarkıdan sonra araya es olarak giren bilimkurgu filmlerinden duymaya alışık olduğumuz atmosferik tınıların albümü daha da güçlendirdiğini düşünüyorum. Daha sonrasında işin müzikal tarafına baktığımda ise şarkı yazımlarındaki deneysellik ve avangartlığın birleşimini pek tutarlı bulmasam da dinlemesi yine de keyif veren şarkılar olduğunu düşünüyorum. Bütün bunların hepsini kısacık bir süre düşündükten sonra albümü tekrar dinlemeye koyuldum. Bu defa işin sadece müzikal kısmına baktım. Teknik açıdan yetenekli elemanlardan bir grup olduğu aşikâr. Fakat şarkıların kaotik atmosferi ve niş duruşları çok etkileyici gibi dursa da günün sonunda benim için “iyi” seviyesinden öteye geçemediler. Belki de çok daha iyi albümler dinlediğim için bu şekilde beni etkilemesi için çok daha farklı denklemlerin de dereye girmesi gerekiyor. Yine de bütünsel olarak baktığımızda gayet tatmin edici ve bu yılın başarılı işlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Prodüksiyon kalitesi olarak da herhangi bir sorunu yok.
Defacement'ı keşfettiğim için ve özellikle Duality albümüyle keşfettiğim için gayet mutluyum. Grubun ciddi anlamda yetenekli adamlardan oluşması ve kozmik atmosferi, deneysellik ve avangartlık ile iyi bir şekilde bir araya getirmesi ne denli gözü kara bir grup olduğunu da gösteriyor. Sizlerin de mutlaka dinlemenizi istediğim bir albüm oldu Duality. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder