Herkese selamlar! Bugün sizlere şahane bir albümden söz edeceğim için çok mutluyum. Daha yazının ilk cümlesinde albümün nasıl olduğunu söyleyecek kadar mutluyum. Çok iyi bir albüm dinlediğim zaman zaten kendimi hep çok iyi hissediyorum. Albüm kritik listemdeki albümleri birer birer yazarken aslında bu yıl gerçekten de iyi albümler dinlediğimi fark ettim. Geçen yıla nazaran bu yıl çıkan albümlerden daha memnun durumdayım. Elbette olumsuz olarak değerlendirdiğim albümler de oldu ama onların sayısı neyse ki fazla değil. Bugün de övgü ile bahsedeceğim bir albüme sıra geldi. İsveçli “Hellbutcher”ın kendi adın verdiği ilk LP’sinden sizlere söz edeceğim. Hellbutcher aslında bir süper grup projesi gibi de düşünülebilir. Kadrosunda kallavi isimlerin olduğu bir Black & Thrash Metal grubu. Bas ve vokal işini üstlenen ve aynı zamanda gruba da adını veren “Hellbutcher” aynı zamanda “Dead Kosmonaut” ve diğer (bütün grupların isimlerini yazamam şimdi) diğer gruplarda da aktif bir şekilde müzik yapıyor. Zaten adamın tipine baktığınızda da “Hellbutcher” mahlasının ne denli uyduğunu anlarsınız. Davulda ise benim de tanıdığım ve özellikle “Bloodbath”te yaptıklarıyla dibimin düştüğü “Martin Axenrot” var. Bu gruptaki mahlası da “Devastator”. Yine Dead Kosmonaut’tan “Iron Beast” ve “Mordant”tan “Necrophiliac” gitarların başındaki adamlar. Bas gitarda ise özellikle benim “Gaahls Wyrd”den de bildiğim “Eld” grubun kadrosunu tammalıyor. Bütün bu dehşetengiz adamların bir araya gelmesiyle de ortaya saf kaostan başka bir şeyin çıkması pek de olası görünmüyor zaten.
Hellbutcher'ın tarzı için ilk olarak Thrash Metal sonra Black Metal ibarelerini getiririm. Bunu oranlarsak da %75 Thrash, %25 Black Metal diyebiliriz. Albümü baştan sona 5 kere falan dinledim sanırım. Dünden bu yana dinlediğim sayı bu ve muhtemelen uzunca bir süre de baştan sona dinleyeceğim ve önüme gelene de dinlettireceğim. Geçenlerde siteye yazdığım bir Thrash Metal albümü olan “Suicidal Angels”ın “Profane Prayer”ın neden ruhsuz ve vasat bir albüm olduğunu kritiğinde net bir şekilde belirtmiştim. Özellikle Thrash Metal gruplarının ve onların albümlerinin günümüzde pek de karşılık bulamadığını ve bulması için de gerçekten ortaya çok iyi işlerin konması gerektiğini de söylemiştim. Zaten bunu çok defa söyledim. İşte Hellbutcher ortaya konmuş olan şahane bir iş olarak tam karşımızda duruyor. Öyle şahane riffler yazılmış ki Thrash ve Black Metal sentezinin ne denli önemli olduğunu bağır çağır gösteriyorlar. Thrash Metal’in gerçekten de o safkan ve çiğ halinin dinlenmesi ve benimsenmesi için Black Metal ile birleştirilmesi en iyi çözüm ve en etkili birleşim gibi duruyor. Bu zamana kadar dinlediğim çoğu Black ve Thrash Metal albümlerini çok sevmiştim. Hellbutcher da yine çok sevdiğim bir albüm oldu. Fakat burada başka unsurlar da var. Özellikle müzisyenlerin kallavi adamlar olması ve bu işin çekirdeğinden gelip bu tür müziğin nasıl yapılması gerektiğini çok iyi bilmeleri Hellbutcher’ı elbette birkaç adım öne atıyor. Özellikle old-school Thrash Metal albümü dinliyormuşçasına enerjisi yüksek bir albüm dinlemek ve bunun yanında da Black Metal’in o kaotik atmosferini ve satanizm propagandasını da dinlemek tam bir “mucuk gibi” etkisi yaratıyor. Prodüksiyonundan müzisyenliğine kadar her şeyin mükemmel olduğu, tek bir an sıkılmadığınız ve sürekli enerjisi yüksek şarkılarla damarlarınıza adrenalin enjekte ettiğiniz bir albüm olmuş Hellbutcher. 2022’de temelleri atılmış olan bu süper grup projesinin ilk albümü böylesine görkemliyse sonralarında neler olur merak etmemek elde değil. Kendi adıma çok mutluyum. Thrash Metal’i bu şekilde ihtişamlı olarak sunan bir gruba denk geldiğim için. Bu yılın en iyi albümlerinden birine imza attıklarını da söylemeden edemeyeceğim.
İsveçli Hellbutcher, ilk albümlerinden ne denli tehditkâr ve şakaları olmadıklarını gösteriyorlar. Albümü dinlemek inanılmaz bir keyif veriyor. Sizlerin de mutlaka dinlemeniz gereken bir albüm diye düşünüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder