Albüm Kritik 1024 (Suicidal Angels / Profane Prayer)

Herkese selamlar! Bugün, rotamızı çok uzaklara çevirmiyoruz ve komşu ülke olan Yunanistan’a gidiyoruz. Yunanistan da artık Metal sahnesine birçok grup armağan etmiş bir ülke olarak biliniyor. Birçok Avrupa ülkesi gibi Yunanistan’ın da sanata ve özgürlüğe olan bakış açısı sayesinde bu ülkeden de sağlam ve kaliteli Metal gruplarının çıkmasını sağlamıştır. Eh, bu tür şeyler bizde olmadığı için bu ülkede de sağlam işler yapan grupların sayısı ya çok az oluyor ya da olsa bile yeraltı gruplarından öteye gidemiyorlar. Baskıcı ve özgürlük düşmanı bir ülkede sanat da ancak bu kadar olur zaten. Uzun bir süre daha böyle başka ülkelerin sanata olan saygılarına bakıp, imreneceğiz. Gerçi bu imrenen kişilerin sayısı da ne yazık ki pek fazla da değil. Neyse, bunun üzerine ne kadar konuşursak konuşalım bu vahim ve hazin durumun yakın zamanda değişmeyeceğini biliyoruz. Biz Yunan grup “Suicidal Angels”ın bu yıl çıkardığı “Profane Prayer” albümüne dönelim. Suicidal Angels bir Thrash Metal grubu. 2001 yılından bu yana Metal camiasında yer alıyorlar. İlk birkaç demo yayınladıktan sonra 2006 yılında da ilk EP’leri olan “Armies of Hell” ile esas olarak varlıklarını göstermeye başlamışlardır. Ben, grubu bu yıl çıkardıkları albümleri Profane Prayer ile keşfettim. Bu albümü de baştan sona iki defa dinledim ve bu dinlemelerim albüm hakkında duygu ve düşüncelerimin olgunlaşmasına yetti.

Thrash Metal, günümüzde popülerliğine yitirmiş bir tür olarak duruyor. Bunu gözlemlemek hiç de zor değil aslında. Çünkü yıllardır birçok Thrash Metal grubu Metal camiasına katılıyor ama bunların çoğu birkaç basamak yükseldikten sonra aynı yerinde kalıyor, kalmaya mahkûm oluyor. Çünkü Thrash Metal’in o old-school halini de biraz daha modernleşmiş halini de eski, baba gruplar avuçlarına almışlardır. 40 yılı geçkin süredir Metal camiasında estiren Thrash Metal grupları, bugün hala geçerliliğini koruyor. Bugün, hala o gruplar büyük konser alanlarını ve stadyumları dolduruyor. “Metallica, Megadeth, Overkill, Kreator, Anthrax, Slayer (dağılmış olsa bile)” gibi yıllanmış şarap grupların hala bu derece çekici olmaları gerçekten de bana da garip geliyor. Hadi bizim yaşımızdaki insanların bu grupları el üstünde tutmasını anlıyorum. Fakat yeni kuşakların da bu gruplara meyletmesi beni gerçekten şaşırtıyor. Metallica efekt denilen şeyin ne derece doğru olduğunu bir kez daha anlıyoruz böylece. İşte bu yüzden modern Thrash Metal grupları ne yazık ki çok şansız oluyorlar. Çok iyi şarkılarla dolu bir albüm yapsalar dahi dinleyici kitlesi ne yazık ki büyük ölçüde bir artış göstermiyor. Özellikle son 20 yıldır da ekstrem Metal türlerinin yükselişe geçtiğini ve Metal’in bir anda lokomotifi olma konumunda olduklarını hesaba katarsak, Thrash Metal gruplarının gerçekten çok zor bir kariyerleri olduğunu anlayabiliyoruz. Suicidal Angels da bana o gruplardan biriymiş hissini verdi açıkçası. Fakat bu defa çok iyi müzik icra eden bir Thrash Metal grubu olup da değeri bilinmeyen bir gruptan ziyade, ortalama bir Thrash Metal icra eden grup olarak görüyorum bu grubu. Profane Prayer’ı dinlediğim süre boyunca genel olarak bir şikâyetim olmasa da beni öyle heyecanlandıran veya bir Thrash Metal albümünden beklendiği üzere enerji veren ve gaza getiren bir albüm olmadı. Sıradan şarkı yazımları, sıradan davulculuk ve sıradan bir vokal performansı dinliyorsunuz. Bu devirde Thrash Metal grubu olmak da iyi bir Thrash Metal albümü yapmak da gerçekten çok zor. Suicidal Angels, ateşten gömlek giymiş bana kalırsa. Albümü iki kere dinlemek bana fazla geldi açıkçası. Albüm kötü bir albüm değil ama iyi bir albüm de değil. Vasat düzeyde olan, alelade bir Thrash Metal albümü işte hepsi o kadar. Bu yüzden de üzerine çok bir şey konuşmak da bana anlamsız geliyor.

Suicidal Angels’ı Profane Prayer albümleri sayesinde keşfettim dediğim gibi. Bu albümleri beni pek ihya etmedi. Belki önceki albümlerinde çok daha iyi işler çıkarmışlardır, bilemiyorum. Fakat Profane Prayer’ı vasat bir albümden öteye koyamayacağım. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10