Albüm Kritik 1014 (Blaze of Perdition / Upharsin)

Herkese selamlar! Bugün kısa bir süre ara verdiğim Black Metal albüm incelemelerine tekrar dönüyorum. Black Metal deyince de aklan gelen ilk ülkelerden biri olan Polonya’ya uğruyoruz. Polonyalı “Blaze of Perdition” ve bu yıl çıkardıkları albümleri “Upharsin”den sizlere söz edeceğim. Tam bu noktada kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Bu albüm değerlendirmesi her ne kadar Blaze of Perdition’ın siteye yazdığım ilk albümü olarak görünse de gerçekte durum biraz farklı. Bir ara siteye yazı yazmayı bırakmış ve albüm değerlendirmelerini sadece birkaç başlık altında Instagram’dan yapıyordum. Bir albümü dinliyor sonrasında sadece puanlayarak Instagram’da paylaşıyordum. O zamanlar sanırım pandemi dönemiydi ve ben de o dönemler sıkıntı içindeydim ve çok da bir şey yapmak istemiyordum. İşte o sıralarda da Blaze of Perdition’ın 2020 yılında çıkardığı “The Harrowing Hearts” albümünü puanlamış ve Instagram’da paylaşmıştım. Grubu işte tam o zaman keşfetmiş ve o zaman dinlemiştim. Fakat sitede o albümün kritiği olmadığı için ilk defa bir Blaze of Perdition albümünü incelemiş gibi oluyorum. Bu kısa açıklamadan sonra şimdi gelelim Polonyalı grubun yeni albümünde bizlere neler sunduğuna.

Blaze of Perdition için Black Metal’in daha çok melodik tarafını icra ediyorlar diyebiliriz. Evet, bir “Mgła” gibi yoğun bir melodi bombardımanı yok ama yine de kararında melodik partisyonlara sahip şarkılar yazıyorlar. Bir taraftan sertliklerini ve Black Metal’in o DNA’sında bulunan kaosu koruyorlar bir yandan da işin daha müzikal kısmı olan Melodic Black Metal’in de damarlarda gezmesine izin veriyorlar. Grubu uzun bir süredir dinlemiyordum. Arada sırada çalma listemde The Harrowing Hearts’tan şarkılar çıkıyordu karşıma ve ancak o zaman dinliyordum. Özellikle grubun herhangi bir albümünü açıp dinlemişliğim yok. Hatta Upharsin’i görmesem muhtemelen bir süre sonra grubun varlığını tamamen unutacaktım. Bu da artık normal bir şey bence. Hep dediğim gibi her yıl yüzlerce yeni albüm dinlemeye çalışıyorum ve haliyle birçok grup hafızamdan çıkabiliyor. Upharsin’i dinlediğim süre boyunca da bir nevi Blaze of Perdition’ı hatırlama evresi oldu benim için. Grubun yaptığı Black Metal’i seviyorum. Hem iyi rifflerle bezeli şarkılar yazıyorlar hem de işin melodik tarafını dozunda ve güzel ayarlıyorlar. Bir yandan dehşeti yaşarken bir yandan da o dehşetin içindeki daha yumuşak tarafları da hissediyorsunuz. Bu albümde benimsediği okültizm ve din karşıtlığı temalarını seslendirme konusunda iyi bir iş ortaya koymuş grup. Yine de albümü dinlerken hiçbir şekilde “vay be” demedim. Evet, gayet güzel bir albüm dinledim ve bu yıl dinlediğim en oturaklı ve sağlam Black Metal albümlerinden biriydi hatta. Fakat işin hep aynı noktasına geliyorum. Görkem ve ihtişam sözcüklerini karşılayan bir albüm olmadığı için beni heyecanlandıran ve yerimden kaldıran bir albüm olmadı. Böyle olacak diye bir kaide yok elbette. Fakat bu yazı da sonuçta bir albüm kritik yazısı o yüzden de bir kategorize etme durumu var. Prodüksiyon açısından kesinlikle başarılı bir iş ortaya konmuş. Her ne kadar 5 şarkıdan oluşan bir albüm olsa da albümün toplam süresi 41 dakika. Uzun süreye sahip şarkılar dinliyoruz. Bu dinleme deneyiminde hiç sıkılmadım ve tam aksine albümü gün içinde dinleyebildiğim kadar dinledim.


Blaze of Perdition, Upharsin ile gayet iyi bir iş ortaya koymuş. Dinlemesi gayet keyifli bir albüm. Bu yılın en iyi albümlerinden biri diyemem ama en sağlam albümlerinden biri diyebilirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar