Albüm Kritik 1010 (Leprous / Melodies of Atonement)

Herkese selamlar! 2021 yılında ilk defa dinlediğim “Leprous”u öylesine beğenmiştim ki o zamana kadar dinlemediğim için de kendime kızmıştım. 2021 yılında çıkan Leprous albümü “Aphelion”u dinlediğim anda, daha ilk şarkıda, adeta ruhumu teslim etmiştim. Bu, kötü anlamda değil. Ruhumu Aphelion’un muazzam atmosferi ve müzik kalitesine bırakmıştım. Leprous’u uzun zamandır dinleyenler için belki Aphelion normal bir albümdü ama benim için o yılın en iyi ikinci albümü olmuştu. 2021 yılında çıkan en iyi 15 albümü yazdığım yazıda da görebilirsiniz. Aradan geçen 3 yıl içinde Leprous’u ara ara dinlesem de siteye sürekli albüm kritiği yazmam gerektiği için bu gruba çok fazla zaman ayıramadım. Fakat şunu biliyordum ki Aphelion sonrası gelecek olan yeni Leprous albümünü buraya yazacağım. O gün geldi çattı. Bugün, klavyenin başına 2024 model Leprous albümü “Melodies of Atonement”tan sizlere bahsetmek için oturdum. Aphelion’un etkileyiciliğinden sonra yeni Leprous albümünün bana neler hissettireceğini merak ediyordum. Artık deneyimli bir Leprous dinleyicisi olduysam bir sonraki albüm de aynı büyüyü benim ruhuma zerk edebilecek miydi? Bu yazıda işte bunlardan bahsetmek istiyorum.

Büyüleyici sıfatını Leprous için kullanmak bence gayet doğru bir kullanım. Çünkü grubun sundukları Metal’in çok ötesinde, müzik denilen fenomenin çekirdeğinden geliyormuş hissiyatı veriyor bana. Müzik dediğimiz sanatın sesli dalında Leprous en güzel sesleri vermek üzere bir söz vermiş gibi. İşte bu yüzden de Metal burada sadece bir aracı konumunda. Metal dinlemeyen insanların genel kanısı olan “gürültülü müzik” sözünün ne kadar da sığ ve zırcahil bir söylem olduğunu Leprous en entelektüel ve en güzel atmosfer ile insanlığa sunuyor. Bu yüzdendir ki Aphelion’u dinlerken yaşamış olduğum o deneyimi çok değerli buluyorum. Melodies of Atonement’ı dinlemeye başlamadan önce de kendimi o kadar görkeme ve müziğe aç hissettim ki zerre şüphe duymadan bu albümün bana vereceğini biliyordum. Zaten albümün kapak resmine bakınca bile beni bekleyen şeyin yine şahane bir sanat eseri olacağını anlayabiliyordum. Leprous’un albümlerinde işledikleri temalar genellikle karamsar ve karanlık temalar oluyor. Zaten albümleri dinleyince de müzikal olarak bunu çok rahat hissediyorsunuz. Sözlerin ne anlama geldiğini bilmeseniz de Leprous’un görkeminin yeraltından geldiğini anlıyorsunuz. Böylesine depresif ve acı dolu temaları işleyen bir grubu dinlemek bazılarınız için irrite edici olabilir. Fakat Leprous öylesine şahane bir müzik icra ediyor ki kendinizi bu görkemli sanatın içine dahil etmeden duramıyorsunuz. Melodies of Atonement’ı dinlerken bir kez daha bu görkemi yaşadım. Bir kez daha bu grubun müzikten öte bir sanat icra ettiğini ve bunun adının ne olduğunu bilmesem de içselleştirebildiğimi anladım. Progressive Metal ve Rock tarzında müzik icra ettiği etiketi olsa da bu türlerin de çok ötesinde, ayın ve güneşin yakınlarında bir yerden ilham alan bir sanat icra ettiklerini düşünüyorum. Albüm müzikal yönden ve atmosferik yönden bir kez daha eşsiz bir noktada yer alıyor. Gariptir ki Leprous albümlerini herhangi bir grubun albümü ile kıyaslayamıyorum. Belki bu zamana kadar karşıma çıkmadı böyle bir grup belki de Leprous gerçekten de bu altından tahtta bir başınadır. En iyi Metal grubu demek elbette saçmalıktan başka bir şey değil. Çünkü en iyi Metal grubu söz dizisine yüzlerce grubu dahil edebiliriz ve bu elbette çoğuyla subjektif bir şeydir. Fakat en görkemli müzik gruplarından biri demekten kendimi alamam. Melodies of Atonement’ı dinlerken bir kez daha anladım ki Norveçli bu grubun müzik vizyonu Metal ile sınırlı bir şey değil. Metal, sadece seçilmiş ve gruba uyabilecek en iyi müzik türüdür. Çünkü Metal, müzik türleri içinde artık en vizyoner ve gerçek anlamda etkileyiciliği en yüksek türdür. Eh, Leprous da tam bu sebeplerden dolayı Metal’i bir araç olarak seçip, insanlığa sanatı bu şekilde sunmak istemiş gibi. Bunu anlıyorum ve saygı duyuyorum


Melodies of Atonement, bir Leprous albümü için yine muazzam bir iş olarak karşımızda duruyor. Böylesi üst düzey işleri yorumlamak için oturup teknik detaylardan bahsetmek bana pek de anlamlı gelmiyor. Bu yüzden de daha giriş kısmında grubun aynı büyüyü ruhuma işleyip işlemediğinden bahsedeceğimi söylemiştim. Melodies of Atonement ile bunu bir kez daha başardılar. Fakat ilginçtir ki Aphelion kadar beni sarıp sarmalayan ve gökyüzüne çıkarıp, yıldızlar arasında gezintiye çıkaran bir albüm olmadı. Bu yüzden de bu albümü Aphelion’ın yarım adım gerisine koyacağım. Öte yandan muhtemelen bu yılın en iyi 15 albümü arasına da gireceğini düşünüyorum. Daha birçok albüm var dinlenecek ve buraya yazılacak. Zaman gösterecek. Fakat Melodies of Atonement kesinlikle dinlenmesi gereken ve yaşanması gereken bir albüm, bir deneyim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın!

Albüm Puanı: 9,5/10



Yorumlar