Albüm Kritik 1009 (Ulcerate / Cutting the Throat of God)

Herkese selamlar! Bugün yönümüzü Yeni Zelanda’ya çeviriyoruz. Bu ülkenin adı geçiyorsa bilin ki çok sağlam bir gruptan bahsedeceğim demektir. “Ulcerate”i ilk olarak 2020 yılında çıkan “Stare into Death and Be Still” albümleri ile dinlemeye başlamıştım. Bu grubu dinlemek için aslında oldukça geç kalmıştım. O zamanlar ismini biliyor olsam da dinlemek için hiçbir merakım yoktu. Bu yüzden de kendimi hala kötü hissederim. Çünkü Metal dünyasının en ihtişamlı gruplarından birini adeta elimin tersi ile itmişim zamanında. Neyse ki 2020 yılında şöyle bir silkelenip kendime gelmişim de Ulcerate’i kalbimdeki en değerli grupların yanına yerleştirdim. Bugün de sizlere işte bu harikulade grubun bu yıl çıkardığı “Cutting the Throat of God” albümünden bahsedeceğim. Muhtemelen bu yılın en iyi 15 albümü arasına girecek bir albümden bahsedeceğimi de yazının başında söylemek isterim. Öylesine harikulade bir eser ile karşı karşıyayız.

Ulcerate'in Metal’e bakış açısı bence devrimsel bir bakış açısıdır. Bir yandan Metal’in en kaotik tarafını icra ederken bir yandan da avangart tarafı ve teknik tarafı da bu kaosun içine zerk ediyor ve ortaya belki de sadece Ulcerate’ten duyabileceğimiz niş bir Metal müzik çıkıyor. Grubun Metal’ olan bakış açısı aynı zamanda genel olarak müziğe bakış açılarını da bizlere sunuyor. Vizyoner ve virtüözlük taraflarıyla ön plana çıkan bir grup olmaları da bu yüzdendir. Müziği içselleştirmek ve olabildiğince ruhumuzun içine katabilmek… Ulcerate bunu yapabilen nadir gruplardan birisi işte. Grubun diskografisindeki her albümü dinledim. Her albümlerinde de inanılmaz bir etki bıraktılar üzerimde. Sadece müzikal olarak da değil aynı zamanda duygusal açıdan da farklı tatlarla sarıp sarmaladılar. Bu yüzden de Ulcerate’i artık benim için bambaşka şeyler ifade eden gruplar arasına rahatlıkla koyabiliyorum. Eğer bir sorun çıkmazsa da grubun bu sene 12 Kasım’da vereceği konserde de bulunacağım ve kendimden geçeceğim. Evet, bu kadar Ulcerate övdükten sonra şimdi gelelim Cutting the Throat of God’ın neden bu kadar muazzam bir albüm olduğuna. Öncelikle bu albüm hakkında hiçbir bilgim olmadan, herhangi bir yerde duysaydım (yani albümden bir şarkı duysaydım) direkt olarak bunun bir Ulcerate albümü olduğunu söylerdim. Az önce de dediğim gibi Ulcerate kendi yolunu kendisi yaratmış ve belki de bu yolda sadece kendisi yürüyen bir grup. Şarkı yazımları, prodüksiyon kalitesi derken her şey öylesine oturmuş grup dinamiklerinde bu yüzden de Ulcerate albümlerini tanımak çok da zor olmuyor. Bunu söylerken de sürekli kendini tekrarlayan veya değişik bir şey sunmayan bir grup olarak algılanmasını istemem. Adamların albümleri belli bir form faktörüne uygun olarak yaratılıyor. Sonuç olarak da Ulcerate’in tarzına adapte olmuş oluyorsunuz. Müzikal olarak bir kez daha ne derece üstün insanlardan oluşan bir grup olduğunu deneyimlediğimiz bir albümü dinliyoruz. Yazılan melodik riffler, sert riffler, davul çeşitlemeleri, bas gitarın azıtmaları ve vokalin fütursuzca şarkılardaki görkemi albümü baştan sona kusursuz kılıyor. Albümdeki her şarkı birer şaheser konumunda benim için. Bütünsel olarak da ayrı ayrı şarkılar bazında da bu derece nizami ve mükemmel şeyler duymak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok mutlu ediyor. Biliyorum, bu grubun yaptığı, yarattığı bu mükemmelliklere şaşırmamam lazım ama işte işin duygu tarafında bu mümkün olmuyor. Bir kez daha bir Ulcerate albümünü baştan sona tüylerim diken diken ve yer yer de gözlerim parlayarak ve ağzım açık dinledim. Böyle duyguları, mimikleri yaşatan bir gruba elbette sonsuz saygı ve sevgi duyuyorum. Albümdeki her şey muazzam ama bir kez daha diğerlerinden öne çıkan bir şey varsa o da yine “Jamie Saint Merat”ın davul performansıdır. İnanılmaz bir adam gerçekten. Bir önceki albüm kritiğini yazarken de demiştim, “Mgła”dan Darkside ile “Merat” benim için davulculuk konusunda en üst noktaların adamlarıdır.


Yeni Zelanda’dan tüm dünyaya ihtişam ve muazzamlık dersi veren Ulcerate’in Cutting the Throat of God albümü bu yılın en görkemli ve en iyi eserlerinden biri olmuş. Bir kez daha uzun zaman boyunca dinleyeceğim bir albüm ile çıka geldi Ulcerate. Bu albümden şarkıları konserde de dinlemek için sabırsızlanıyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar