Albüm Kritik 999 (Tyr / Battle Ballads)

Herkese selamlar! Bugün sizlere Danimarkalı Folk Metal grubu “Týr”in bu yıl çıkarmış oldukları “Battle Ballads” albümünden söz edeceğim. Siteye ilk defa bir Týr albümünü yazıyorum. Grubun varlığından çok uzun süreden beri haberdar olmama rağmen kendilerini hiçbir zaman ilgi duymamıştım. Ne müziklerini merak ediyordum ne de Metal sahnesindeki konumları nedir onu merak ediyordum. Benim için pek de önem arz eden bir grup değildi. Fakat zaman geçtikçe içimdeki duygu ve düşünceler de değişiyor haliyle. Daha fazla Metal grubunu tanımak istiyorum ve daha fazla Metal deneyimi yaşamak istiyorum. Bir de buraya yazmam gereken albümlerin de sayısını ve türlerini arttırmak istiyorum. Bu yüzden de Spotify’da keşif yolculuğuna çıktığımda karşıma çıkan yeni Týr albümü Battle Ballads’ı albüm kritik listeme alarak Týr müziğini de deneyimlemek istedim. Folk Metal ve Progressive Metal’i bir araya getirerek müziklerini icra ediyor gruplar. Aslına bakarsanız Folk Metal’e çok uzak biri değilim. Fakat bu türü dinlerken de çok seçici oluyorum. Örneğin Folk Metal’i Progressive ile birleştiren grupları dinlemeyi pek sevmem. Onun yerine Black Metal ile olan sentezi tercih eder ve o birleşimi dinlerken daha fazla zevk alırım. Týr hakkında ufak çaplı bir araştırma yaparken yaptıkları müziğin tam da benim dinlemekten pek de hoşlanmadığım bir sentez olduğunu görünce elbette biraz yüzüm ekşidi. Fakat yine de bu albümü es geçmek istemedim ve sitemde bir Týr albüm olmasını istedim. Albümü dün akşam 1 kere ve bugün 1 kere olmak üzere toplamda iki kere dinledim. Bu dinlemelerin sonunda duygu ve düşüncelerim de netleşti hemen zaten. Şimdi bunlardan biraz sizlere bahsetmek istiyorum.

Danimarkalı grup olmaları ve İskandinav masallarına düşkün bir grup olmaları Týr’i bu müzik yapmaya iten en önemli faktörlerden birisi hiç şüphesiz. O bölgeden çıkan birçok grup da zaten bunu yapıyor. Sadece türler farklı oluyor. Folk Metal bizdeki Anadolu Rock gibi bir şey olmasına rağmen bizdeki Anadolu Rock’ın pespaye bir halde olduğunu hesaba katarsak sadece terimsel olarak ortak paydada buluştuklarını söyleyebiliriz. Eğriye eğri, doğruya doğru demek lazım. Anadolu Rock denen tür hiçbir zaman entelektüel seviyede bir konuma gelemedi ve vasat altı müziklerin üretildiği bir tür oldu. Fakat Avrupa Folk Metal ve Folk Rock’ına baktığımızda durum hiç de öyle değil. Tün dünyaya dinlettirilen bu iki tür elbette popülerlik bakımından ciddi bir ivme yakalamıştır. Bunun nedeni ise müzisyenlerin vizyonların daracık olmamasıdır. Yarattıkları müzik, atmosfer ve liriklerin geniş bir kapsayıcılığı var. Týr de işte tam da bu yüzden popüler Folk Metal gruplarından biridir ve hatta akla gelen ilk gruplardan biri olmuştur. Battle Ballads albümlerini dinlediğim süre boyunca bu grubun neden bu kadar bilinirlik kazandığını düşündüm. Doğrusunu söylemek gerekirse benim için hiç de hoş olmayan bir Metal icra ediyorlar. Fakat genel çerçevede festivallerde, konserlerde oldukça eğlenceli ve de epik performansları olduğu için Týr kendisini öne çıkarmayı başarıyor. Battle Ballads hem melodik açıdan hem de atmosferik açıdan kendi türü içinde iyi bir noktada yer alıyor. Genel Metal çerçevesinde bu albümü değerlendirmek istemiyorum. Zira o zaman berbat bir noktaya koyacağımı biliyorum. Folk Metal’in gereklilikleri neyse onu sağlıyor. Hem destansı bir şeyler anlatıyor şarkılarda hem de destansı bir atmosfer yaratarak şarkıları sözleri ile bir bütün haline getirmeyi başarıyor. Muhtemelen bu türü dinleyen insanlar Týr vokali “Heri Joensen”in sesini çok etkileyici buluyordur. Ben ise çok yavan ve şarkıların içinde varla yok arası bir sese sahip olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan güçlü prodüksiyon ile yaratılmış bir albümü dinlemek her daim etkiler bizleri. Týr albümünün de bence en büyük numarası bu. Çok iyi bir prodüksiyona sahip olduğu için epik ve görkemli bir albüm dinlediğinizi düşünebilirsiniz. Fakat şarkı yazımları ve müzikal kaliteye baktığımız zaman ise hiç alakası olmadığını da rahatlıkla görebiliriz.


İlk Týr albümü tecrübem tam da beklediğim gibi oldu aslında. Ne çok beğendim ne de nefret ettim. Bana sadece keyifli vakit geçirten ve atmosferik yoğunluğu ile sesli İskandinav masalları dinlediğim düşündürten bir albüm dinlemiş oldum. Müzikal olarak hiçbir şekilde ilgi çekici bir şey yok. Bir sonraki yazı sitenin 1000 numaralı albüm kritik yazısı olacak ve o yazı için gerçekten o sayıya yakışır bir albümü yazacağım. İpucu olarak o albümün bu yıl çıkan bir albüm olmadığını söyleyebilirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7/10



Yorumlar