Fransa Black Metal ekolünün en köklü gruplarından birisi de “Seth”tir. Her ne kadar ben bu grubu birkaç yıl önce keşfetmiş olsam da Seth 1995 yılından bu yana Metal camiasında estiriyor. Bu estirme işini ise ciddi anlamda niş bir şekilde yapıyor. 2005 yılından 2011 yılına kadar grup aktif olmayı bırakmış olsa da sonrasında yine dolu dizgin bir şekilde Black Metal için kan ve göz yaşlarını ortaya koymuşlardır. Özellikle bu iki sözcüğü mecazi olarak kullansam da grubun albümlerindeki temalardan dolayı gerçekten de kan ve göz yaşı müziklerinin içine işlemiş oluyor. 2021 yılında çıkan “La morsure du Christ” albümü ile grubu ilk olarak dinlemeye başlamıştım. O albümün değerlendirme yazısını da zaten siteye yazmış ve hatta 2021 yılında çıkan en iyi 15 albüm listesinde de 5. sırada yer almıştır. Seth’in Black Metal ile olan ilişkisi romantik bir boyutta oluyor. Bu romantizm sadece şiirsel olarak değil müzikal olarak da kendisini çok net bir şekilde gösteriyor. La morsure du Christ albümünde de bunu vurgulamıştım. O albümü dinlemek de başlı başına harika bir deneyim sunuyor. Zaten albüme tam puan vermiştim. Şimdi ise 3 yıl sonra Seth bir kez daha elindeki kozları bizlerle paylaşmak için geliyor. Bugün size grubun yeni albümü “La France des Maudits”ten söz edeceğim.
Seth'in işlediği konularda illaki Fransa veya Fransız kültürüne ait bir şeyler buluyorsunuz. Bu albümün de adında hemen bunu görüyoruz. Türkçeye en doğru çevirisi “Lanetlenmişlerin Fransa’sı”dır diye düşünüyorum. Fransızca bildiğimi hesaba katarsak bence iyi bir çeviri oldu diyebilirim. Fransa topraklarında geçen karanlık öykülerin tema olarak işlendiği bir albüm dinliyorsunuz. Albümün tematik tarafını bir kenara bıraktığımızda Seth’in bir kez daha elini büyük oynadığını görüyoruz. Bu grubun yaratıcılık konusunda elinden geleni ardına koymadığı çok açık. Gerek Black Metal’in o sert tarafını gerekse de Melodic Black Metal’in o kaotik ve dramatik melodik partisyonlarını yansıtan riffleri çok iyi bir şekilde yazıyorlar. Her şarkıda var olan riff çeşitliliği ve melodik sekanslar şarkıları daha da etkileyici kılmayı başarıyor. Bu şekilde müzik icra eden çok fazla Black Metal grubu var, biliyorum. Fakat Seth’in kendine ait oluşturduğu bir patika var ve bu patikadan da sadece kendisi gidiyor. Elbette yakın kalitede veya düzeyde müzik icra eden gruplar var. Yine de Seth’in bu camiada niş bir grup olduğunu düşünüyorum. Albümü baştan sona birkaç kez dinledim. Yine romantik atmosferi ile yürekleri dağlayan şarkılara imza atmış Seth. Fakat sadece romantizm var dersem haksızlık etmiş olurum. Albümün adında bile lanetlenmişler geçiyor. Haliyle şarkılarda da bu kelimeyi etkili bir şekilde gösterecek kaotik atmosferler de var oluyor. Diğer taraftan bu albümü dinledikten sonra grubun bir önceki albümü La morsure du Christ’ı da bir kez daha baştan sona dinledim. O albümü de hatırlamam gerekiyordu. Bu iki albümü de dikkatli bir şekilde dinledikten sonra La France des Maudits’in gerçekten iyi bir albüm olması konusunda hiçbir soru işareti kalmazken, La morsure du Christ’ın hala bir gömlek daha üstün albüm olduğunu da düşünüyorum. Yani iki albüm arasında zirveye birini yerleştirmem gerekirse bir önceki albümden yana oyumu kullanıyorum. Fakat dediğim gibi La France des Maudits de yine şahane bir albüm olmuş. Sadece La morsure du Christ kadar değil.
Fransa Black Metali’nin ne derece dehşet gruplardan oluştuğunu yıllardır yazıyorum. Bu gruplara yenileri eklenmeye devam ederken, bu ekolün oluşmasını sağlayan lider gruplar da yine muazzam işler yapmaya devam ediyorlar. Seth, bu yılın en güzide Black Metal albümlerinden birine imza atmış. Dinlemeyenlerin mutlaka dinlemesini tavsiye ederim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder