Albüm Kritik 1006 (Aklash / Reincarnation)

Herkese selamlar! Bugün, Black Metal’in Progressive Metal ile buluşmasından meydana gelen bir albümden sizlere söz edeceğim. Bu iki türün bir araya gelmesini çok desteklemesem de bazen de ortaya iyi işler çıkaran gruplara da denk geliyorum. Black Metal’in birçok türle olan birleşimini biliyoruz. Benim için senfonik ve progresif tarafı ne yazık ki pek iyi birleşimler olarak gelmiyor. Bu, Black Metal’den aldığımız hazzın, bu türün alt türleri tarafına dağılımıyla alakalı elbette. Biraz karışık bir cümle kurdum gibi geldi ama öyle değil. Geçen haftalarda keşfetmiş olduğum İngiliz grup “Aklash”in bu yıl çıkardığı “Reincarnation” albümünden sizlere söz edeceğim. Albümü dinlerken bir yandan da grup hakkında ufak tefek bilgiler edindim elbette. 2011 yılında müzik hayatına başlayan bir grup. Black Metal’i temel alan fakat bunun yanında melodik tarafı ve ambiyansı da güçlü tutmak isteyen bir grup. Bu gücü de Progressive Metal ile Black Metal’i birleştirerek sağlamak istemişler. Diğer taraftan özellikle atmosferik tarafta geleneksel enstrümanlardan da faydalanıyorlar. En azından Reincarnation albümünde bunu rahat bir şekilde duyabiliyoruz. Buzuki, flüt, keman gibi çalgıların da şarkılara daha sofistike hava kattıkları bir gerçek. Peki, bütün bu enstrüman zenginliği ile kaydedilen albüm neler hissettirdi bana?

Aklash'in müzikal yaklaşımı daha önce de birçok grupta gördüğüm bir şekilde aslında. Daha doğrusu daha önce Progressive Metal ve Black Metal sentezi yapan gruplarda gördüğüm gibi. Black Metal’i olabildiğince şarkılarda az kullanarak yoğunluğu atmosfere ve diğer enstrümanların yoğunluğuna bırakmak. Her şarkıda bunu çok rahat gözlemliyorsunuz. Bu yüzden de böylesi gruplara Black Metal icra ediyor demeleri benim biraz canımı sıkıyor. Bu, bir Black Metal alt türü dahi olamaz. Fakat bu şekilde lanse ediliyor. Ben de kabullenmesem de o şekilde belirtmek durumunda kalıyorum. Müzikal olarak elbette iyi şeyler sunuyor albüm. Çünkü birçok enstrüman kullanılıyor ve müzisyenler de ne kadar iyi virtüöz olduklarını kanıtlama çabasındaymış gibi progresif partisyonları şarkılara boca ediyorlar. Brutal vokalin çok az kullanıldığı, daha çok opera vokali gibi şarkıların seslendirildiği bir Black Metal albümü dinlemek çok da iyi hissettirmiyor. Bunun yanı sıra grubun aslında zor bir işin altına girdiğini de belirtmek isterim. Elbette böyle bir müzik türü icra etmek kolay değil. Özellikle bu kadar enstrümanı kullanıp, onların katkısıyla yaratılmak istenen görkemli bir atmosfere ulaşma çabasında olmaları işleri daha da zor bir hale getiriyor. Fakat bunun altından kalktıkları da aşikâr. Her ne kadar Reincarnation’ı dinlerken ben etkilenmemiş olsam da müzikal perspektiften baktığımızda da ortada iyi bir işin olduğunu söylemem lazım. Özellikle enstrümanların ciddi anlamda iyi bir şekilde şarkılarda kullanılmaları ve de prodüksiyon kalitesinin çok iyi şekilde ayarlanması bu albümü dinlenebilir noktaya getiriyor. Zaten ben de albümü dinlerken sıkılmadım. Fakat bir kez daha dinleme hissi de oluşmadı içimde. Dediğim gibi bu tamamen benim tercihim. Bu türü seven biri için belki de yılın en iyi albümlerinden biri olacaktır. Fakat bunun bir Black Metal albümü olmadığını hala düşünüyorum ve savunuyorum. Sırf Blast Beat’li şarkılar var diye bu albüme Black Metal albümü diyemeyiz, demememiz de lazım. Diğer taraftan epik bir ambiyans yaratma işinin de çok tutmadığının altını çizmem gerekiyor.


Aklash, müzikal olarak kompleks ve iyi bir albüm sunmuş. Dediğim gibi bu türü dinlemeyi seven insanlar için damak zevki yüksek bir albüm olabilir. Fakat benim gibi düşünen insanlar için aynı noktada bulunmuyor. Evet, iyi bir albüm ama beni etkileyebilecek herhangi bir şey barındırmıyor. Puanlama yaparken kendi duygularımı bir kenara bırakacağımı ve genel müzikal perspektif açıdan bu albümü puanlayacağımı da bildirmek isterim. Yoksa benim için bu albümün alacağı puan çok daha farklı olurdu. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar