Herkese selamlar! Evet, dün ne yazık ki “Max Verstappen” Hollanda GP’yi kazanamadı. Geçen seneki dominant araçtan sonra gelen RB20 ilk 7 yarışta çok iyi görünüyordu ve sonradan ne olduysa arabanın bütün ayarı kaçtı ve adeta kontrol edilmesi zor bir yaratığa dönüştü. Hem de yavaş bir yaratığa. Bu yüzden de adamım Max evindeki yarışı kazanamadı ve 2. bitirdi. Canı sağ olsun. Her ne kadar Hollanda GP geride kalmış olsa da biz Hollanda’dan ayrılmıyoruz. Bugün de sizlere Hollandalı bir Black Metal grubundan söz edeceğim. “Codex Mortis” adlı grubun bu yıl çıkardığı “Tales of Woe” adlı albümün neler sunduğuna bakacağız. Grup hakkında elbette kısa bir araştırma yaptım. Öncelikle grubun kadrosuna bakıyorum artık. Zira bunu genellikle ya çok önemsemiyor ya da unutuyordum. Fakat bazı grupların kadrosunda benim yakından tanıdığım müzisyenler olduğunu sonradan fark ettiğimde ve bundan yazıdan bahsetmediğim zaman kendime sinir oluyordum. Artık bunu yapmamaya çalışıyorum. Bu demek değil ki her grubun, bütün elemanlarının adını yazıda geçireceğim. Sadece daha önceden bildiğim kimselere denk gelince yapacağım işte. Bu grupta da benim çok severek dinlediğim “Bodyfarm”ın eski basçısı “Mathieu Westerveld” var. Zaten kendisi aynı zamanda Codex Mortis’in kurucularından biri oluyor. Grup 2017 yılında Metal camiasına giriş yapmış. 2021 yılında ilk LP’sini yayınlamış ve bugün sizlere söz edeceğim Tales of Woe da grubun bu yıl çıkan ikinci albümüdür.
Tales of Woe her ne kadar bir LP olarak lanse edilse de aslında bir EP kadar kısa süreye sahip. 6 şarkıdan oluşan bu albüm yaklaşık 28 dakikalık bir süreye sahip. Bu yüzden de LP ve EP arası bir yere konumlanıyor. Fakat grup bunu bir LP olarak adlandırıyor. Bu yüzden ben de öyle diyeceğim. Codex Mortis’in Black Metal grubu olduğunu yazının giriş kısmında belirtmiştim. Fakat sadece bir Black Metal grubu demek de bana gerçekçi gelmiyor. Metal Archives’ta grup sadece Black Metal olarak refere edilmiş olsa da kesinlikle Death Metal genomunu da bünyesinde taşıyor. Tales of Woe’nun dinamiklerine baktığınız zaman da bunu çok rahat görebilirsiniz. Albümün vahşi ve kaotik yapısı bu iki türden besleniyor. Albümü dinlemek benim için gerçekten de çok keyif verici bir etkinlik oldu. Özellikle Bodyfarm’dan da alışık olduğum o Thrash destekli Death Metal şarkı yazımlarını Tales of Woe’da da duymak beni bahtiyar eyledi. Düşünün böyle eski kelimelere kullanacak kadar haz veren bir albüm oldu. Black Metal ile Death Metal’i gerçekten çok iyi bir şekilde sentezlemiş grup. Bu yüzden de her şarkı inanılmaz bir keyif veriyor. Yazılan riffler de çok iyiler. Bu albümü dinlerken heyecan yaşadım işte. Zaten benim artık en büyük kıstasım da bu oldu. Hep diyorum, eğer bir albüm bana görkemi ve heyecanı yaşatıyorsa o albümü dinlemekten asla bıkmam. Ne güzel ki yeni keşfetmiş olduğum Codex Mortis bunu bana daha ikinci albümlerinde yaşattılar. Grubun ilk albümünü de dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Biraz zaman alacak ona sıra gelmesi ama dinleyeceğim! Zira baştan sona şahane işlerin olduğu Tales of Woe’yu yaratan grubun ilk albümünü de merak ediyorum. Prodüksiyonu ve diğer teknik yönlerde de hiçbir sıkıntı yok. Zaten böylesine iyi şekilde kaydedilmiş bir albüm olduğu için de dinleme zevkiniz katlanıyor.
Codex Mortis’i keşfettiğim için çok mutluyum. Çok sağlam bir albüm dinledim ve bu albümün herhangi bir yerinden puan kırmayı doğru bulmuyorum. Tam puan alması gereken bir albüm Tales of Woe ve ben de bunu yapıyorum ve tam puan veriyorum. Sizlerin de mutlaka dinlemeniz gereken bir albüm. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder