Herkese selamlar! Bugün pazar günü olduğuna göre geçmişe yolculuk yapabiliriz. Malumunuz hafta içi içinde bulunduğumuz yılda çıkan albümleri değerlendirirken, hafta sonu geçmişe yolculuk yapıyoruz. Yine benim sonradan keşfettiğim veya öncesinde bilip de siteye bir türlü yazma fırsatı bulamadığım albümlerin kritiklerini yazıyorum pazar günü. Bugün ise geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım tarafından bana tavsiye edilen bir grup ve onun albümünden sizlere söz edeceğim. Grubun Fransa menşeili olması iştah kabartıcı ilk etki oldu zaten. Grup diyorum yine ama “Esoctrilihum” tek kişinin yürüttüğü bir Black Metal projesi aslında. Fakat ne olursa olsun müzisyenin kendisi kendi adını kullanmadığı sürece ben grup demeye devam edeceğim. Zaten bu şekilde hitap eden bir ben değilimdir diye düşünüyorum. Esoctrilihum, “Asthaghul” mahlaslı dostumuz tarafından 2016 yılında hayata geçirilmiş bir Black Metal projesidir. Black Metal’in avangart, deneysel ve biraz da atmosferik tarafını icra etmeyi uygun görmüş Asthaghul. Bu dediklerim işin içinde varsa zaten kompleks bir müzik dinleyeceğinizin işaretidir. Benim için orijinalliği barındıran ve etkileyiciliği yüksek olan her şey mübahtır. Deneysel işleri Black Metal’e çok yakıştıran biri olduğum için de Esoctrilihum’u dinlemek benim için hiç de zor bir deneyim olmadı. Grubun 2020 yılında çıkardığı “Eternity of Shaog” albümünden sizlere söz edeceğim. Bu albümü tam 5 kez dinlediğimi de ikinci kısma geçmeden önce belirtmek isterim.
Bir albümü 5 kez dinlemek bir marifet midir bilmiyorum ama özellikle böyle kompleks şarkı yazımlarına sahip bir albümü 5 kez dinlemek bence yürek ister. Bunu bir de 10 gün içinde yaptığımı da söylemem lazım. Esoctrilihum’un şarkı yazımları gerçekten de üst seviyelerde. Çünkü, özellikle bu albüm çerçevesinde konuşursam, işin beste yazım kısmı ile edebi kısmı gerçekten çok iyi bir şekilde sentezlenmiş. Bu tür konsept albümleri yaratmak ve etkileyici kılmak pek de göründüğü kadar kolay bir şey olmuyor. Özellikle Esoctrilihum’un burada edebiyat ile müziği birbirine kenetlemesi ve albümdeki şarkıları adeta “dini” bir kitabın bölümleri gibi sıralaması gerçekten de üzerine ciddi anlamda düşünülmesi gereken şeylerdir. Okültizm temasının baştan sona işlendiği bir albüm dinliyorsunuz. Bunu şarkıların kendisinden de çıkarmanız mümkün. Her bir şarkı birçok rifften, sololardan, melodik partisyonlardan, yer yer atonal rifflerden, çiğ ve etkileyiciliği yüksek vokallerden ve bütün bunları daha da görkemli kılmayı hedefleyen güçlü bir atmosferden oluşuyor. Bütün bu söylediğim şeyler kulağa çok güzel geliyor ve aynı zamanda da iştah kabartıcı duruyor. Fakat madalyonun bir de diğer yüzü var. Evet, müzikal ve sanat anlamında her şey gayet iyi bir görünüm veriyor. Fakat iş albümü dinleme kısmına gelince burada bazı pürüzlerin olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Kompleks şarkı yazımları her daim etkileyici olamıyor ne yazık ki. Bunu bu albümün içinde rahatça duyuyorsunuz. Özellikle bazı şarkıların içindeki riff geçişleri çok kötü. Kopuk kopuk şarkılar dinliyormuşsunuz hissine kapılıyorsunuz. Zaten uzun sürelere sahip şarkılarda böylesi durumların yaşanması dinleme deneyimini ne yazık ki olumsuz yönde etkiliyor. Albümün görkemli bir hava verdiği aşikâr. Fakat bu görkemli hava içinde bitmek bilmeyen şarkıların olması albüme olan sabrınızı baltalıyor. Böylesi albümleri dinlemek için gerçekten kendinizi ve zamanınızı vermeniz gerekiyor. Öyle otobüste, metroda dinlenecek bir albüm değil. Albümü bırakın içinden herhangi bir şarkıyı açıp dinlemek bile sıkkınlık hissi verebilir. Bu albümü dinlerken bir yandan etkilendiğim birçok şey oldu bir yandan da sıkıldığım birçok şey oldu. Böylesi bir dilemma yaşamam da ilginç geldi. Eternity of Shaog’u nereye konumlandıracağımı 5 kez dinlemenin sonunda bile tam olarak bilemedim. Bir sanat eseri gözüyle baktığınızda gerçekten de üst seviye bir albüm var karşınızda. Fakat diğer taraftan Black Metal’in bizlere yaşattığı o hırpani duyguları bu albümde bulamadım. Örneğin “Blut Aus Nord” albümleri de genellikle kompleks yapıda olurlar fakat grubun albümlerini sindirmeniz bir noktada kolaydır. Öte yandan etkisi daha ilk dinlemede sizin ruhunuzu sarar ve sürekli dinleme isteği uyandırır. Esoctrilihum’dan bana böyle bir his geçmedi ne yazık ki.
Fransız Black Metali’nin o yaratıcılığı zorlayan ve bütün sınırları yerle yeksan eden gruplarından bir başkası da kesinlikle Esoctrilihum. Albümü dinlemek benim için çok farklı hisleri ve deneyimleri bir arada yaşatsa da günün sonunda bu albümün ciddi bir ustalık eseri olduğunu da inkâr etmek saçmalık olacaktır. Eğer sizler de deneysel işleri seviyorsanız mutlaka Eternity of Shaog’a kulak verin. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder