Albüm Kritik 971 (Deicide / Banished by Sin)

Herkese selamlar! Death Metal’i “Bloodbath” ile dinlemeye başlamıştım. Fakat Death Metal dinlemek değildi bu. Daha çok Bloodbath dinlemekti. Çünkü sadece bu grubun albümlerini dinliyordum. Death Metal adına dinleme aktivitesini sadece Bloodbath ile gerçekleştirdiğim için oyunun henüz başında sayılırdım. Sonrasında ise “Behemoth”un “The Satanist” albümü ile Death Metal dinlemenin beni kendisine doğru çektiğini fark ediyordum. Evet, biliyorum The Satanist tam olarak bir Death Metal albümü değil. İçinde Black Metal öğelerinin de olduğu bir Blackened Death Metal albümüydü. Belki de bu yüzden The Satanist beni bugün bile hala çok etkileyen albümler listesinde yerini alıyor. Sonrasında Death Metal yelpazesini genişletmeye başladım elbette. Fakat bu oldukça ağır bir şekilde oluyordu. İyi ki buraya albüm değerlendirmeleri yazıyorum. Bu aktivite sayesinde farklı gruplar keşfediyorum ve elbette bunların içinde Death Metal grupları da oluyordu. Böyle devam ederken 2018 yılında bir başka Death Metal tiranı olan “Deicide”ı da keşfetmiş oldum. Grubun 2013 yılında çıkardığı “In The Minds of Evil” albümü ile ilk Deicide dinleme eylemini gerçekleştirmiş oldum. Death Metal’e ısınmaya başladığım bu tarihlerde In The Minds of Evil benim için dinlemesi gayet keyifli bir albüm olmuştu. Fakat kendimi yüzde yüz ait hissetmediğim için Death Metal’e bir şeyler de hep eksik kalıyordu. 1987 yılında farklı bir isimle hayata geçen bu proje sonrasında 1989 yılında Deicide olarak kariyerine devam etti ve bu zamana kadar da bizleri Death Metal’in hoyrat kollarına atmayı başardı. 2021 yılında ise Deicide’ın 2018 yılında çıkardığı “Overtures of Blasphemy”inin kritiğini siteye yazdım ve o albümü gerçekten de çok sevmiştim. Bugün de gayet zevkle dinlerim. Aradan geçen 6 yıldan sonra ABD’li Death Metal efsanesi “Banished by Sin” albümü ile bizleri selamladı. Albümü 2 gündür yoğun bir şekilde dinliyorum. Deicide’ın kariyerindeki yerinden ve bana hissettirdiklerinden bahsetmek üzere sizleri bir sonraki paragrafa bekliyorum.

Deicide'ın diskografisini baştan sona dinlemiş biri olarak grubun ilk iki albümünün etkileyici olduğunu düşünüyorum. O tarihlerde çıkan iyi albümler arasında da yerini almış zaten. Fakat geri kalan albümlere baktığım zaman iyi, orta ve vasat arasında kalan albümler var. Yani grubun etkileyici ve görkemli albümler yapma istatistiği pek de yüksek değil. Genel olarak albümler tatmin ediyor fakat tam anlamıyla sizlere çok iyi hisler hissettirmiyor. Overtures of Blasphemy’i her ne kadar dinlemekten keyif alsam da aslında albümdeki belli başlı şarkılardan dolayı bu albümü dinlediğimi biliyorum. Bütün olarak bana keyif veren bir albüm değil. Benim için Deicide’ın birçok albümü aslında bu minvalde. O yüzden de Banished by Sin’in nasıl olduğunu merak ediyordum. Aradan geçen 6 yıldan sonra Deicide’ın yaratıcılığında neler var merak ediyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu albümü dinlerken dikkatimi çeken ilk şey prodüksiyon kalitesi oldu. İyi bir prodüksiyon sürecinden geçmiş Banished by Sin. Fakat daha önceki Deicide albümlerinde o old-school Death Metal havasını hep alıyorduk. Burada ise ben daha çok bir Thrash Metal albümü dinliyormuş gibi hissettim. Gitar tonları özellikle bu noktada çok belirleyici oluyorlar. Şarkı yazımları elbette birebir Thrash Metal ile örtüşmüyor ama şarkı yazımlarında da az da olsa Thrash öğelerinin etkisi var. Şarkı yazımlarında bir başka dikkatimi çeken şey ise riff yazımlarının aslında bir önceki hatta iki önceki Deicide albümlerindekine oldukça benzer olmasıdır. Yani elbette farklı şeyler var ama bu farklı şeyler aynı zamanda eski şeyleri de hafızalarda canlandırıyor. Dinlemesi gerçekten ilginç bir albüm oldu Banished by Sin. Sürekli bir dilemmada kaldım. Albümü dinlemekten genel olarak keyif alsam da bazı noktaların yine muallakta olması klasik bir Deicide albümü ile yine karşı karşıya kaldığımı da gösteriyor.


Deicide'ı dinlerken hiçbir zaman net duygulara sahip olamıyorum. Örneğin bir “Cattle Decapitation” albümü dinlediğimde her şey kristal berraklığında kendini gösteriyor. Hem düşüncelerim hem de duygularım net bir şekilde albümü dinleyip, bitirmiş oluyorum. Fakat Banished by Sin ile bir kez daha iyi ama çok da iyi değil dediğim bir Deicide albümü dinlediğimi biliyorum. Burada albümü puanlandırmak benim için zor olacak. Bir önceki albümleri olan Overtures of Blasphemy’e 8,5 puan vermişim. Ben, o albümün Banished by Sin’den daha iyi olduğunu düşünüyorum ve 1 puan kırarak notumu veriyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7,5/10



Yorumlar