Albüm Kritik 960 (Goblin Daycare / AGITPROP HOTLINE!! )

Müziğin aracı olduğu çok fazla şey var. Bu hem sanatın kendi içinde oluyor hem de sanat dışı fenomenlerde oluyor. Çünkü müzik dediğimiz olgunun kapsayıcılığı çok büyük. Dünya adlı gezegenimizin bile dönerken bir ses çıkardığını ve evrende diğer birçok gök cisminin de kendine ait bir sesi olduğunu biliyoruz. Aslında sesin ahenkli bir şekilde kulaklarımıza gelmesine müzik diyoruz bizler de. Deniz kıyısında dinlediğimiz dalgaların sesi bize huzur ve keyif veriyorsa işte bu denizin kendine has bir müziği olduğundandır. Bu yüzden de içinde bulunduğumuz bu gezegende varlığını sürdüren canlıların veya cansız varlıkların bir sesi ve hatta müziği vardır. Kuşlar, böcekler, memeliler, sürüngenler bütün canlıların bir şekilde müzik yaptığını bilmemiz gerekir. Fakat bu kategorizasyonda memelerin içinde yer alan biz insanların müzik yapma yeteneği en zayıf olandır. Çünkü bizler müzik yapmak için mutlaka bir enstrümana ihtiyaç duyarız. İşin bu tarafından bakınca insanların müziğe doğal bir yeteneğinin olmadığını fakat çevresindeki aletleri ve enstrümanları öğrenme becerilerinin yüksek olduğunun ayrımına varabiliriz. Müzik üzerine saatlerce konuşulabilir, uzun uzadıya yazılabilir. Fakat bunları yapıldı. Bu sitede sizler müziğin en sert ve en progresif halinin değerlendirmelerini okuyorsunuz. Metal’in ve türevlerinin bizlere vermiş olduğu haz ve insanların enstrüman kullanmadaki yeteneklerini en cesurca sergiledikleri tür hakkında bir şeyler yazmak ve üretmek benim için de büyük gurur. Bugünün konuğu olan “Goblin Daycare” ise Metal üreten bir grup değil ama protest tavrını en kısa ve net şekilde punk ayarında bizlere veren bir oluşum. Kıymetli arkadaşımın geçen yıl sahalara Mama Goblin olarak girdiği albümü “Q: EP? A: EP!!” adlı EP’si oldukça ses getirdi. Bu başarıdan sonra elbette kendisine düşen görev bir başka sağlam albüm ile bizlere merhaba demekti. Evrenin sesini falan bir kenara bırakıp, kendimizi biraz daha eğlenceli ama bir o kadar da protest bir müziğin kollarına bırakıyoruz.

Goblin Daycare’ın bu denli başarı elde etmesi hiçbir şekilde tesadüf değil. Aslında dünya çapında da çok niş bir müzik icra ediyor grup. Dinleyici kitlesi birçok türe göre sınırlı. Fakat bu sınırları genişletmek de müzisyenlerin elinde oluyor. Eğer yaratıcılıklarını üste taşırlarsa ve yaptıkları müziği çok daha geniş kitlelere ulaştırabilirlerse hem müziğin gelişimine katkıda bulunuyorlar hem de kendi bilinirlikleri artıyor. Mama Goblin de Goblin Daycare’ı bu yönden gerçekten ciddi bir şekilde ele aldı. İlk olarak Goblin Daycare’ı ufak çaplı etkinlikler ve konserlerle duyurmaya başladı. Sonrasında bu işin sadece ülke sınırları için olmayacağını çok erken keşfetti ve yurt dışındaki bazı plak şirketleri ve ajanslarla iletişime geçerek ilk EP’sini ve sonrası için anlaşmalar yaptı. Belki bunlar büyük çapta değildi ama atılması gereken adımlardı. Bu adımlar sayesinde de Goblin Daycare ismi daha fazla kişiye ulaşmaya başladı. Mama'nın bütün bu girişimlerinin sonuç vermesine elbette çok mutlu oldum. Arkadaşınızın böyle başarılara imza atması sizler için de mutluluk sebebi olmalı. Olmuyorsa bence kendinizi bir kontrol ediniz. Q: EP? A: EP!!’yi çıkmadan önce çok kez dinlemiştim. Albümü dinlediğimde hep keyifli hissettim kendimi hem de bana farklı duyguları çağrıştırdı. Bu yüzden de o EP’yi edebiyatın delisi ve sapkını “Marquis de Sade” ile sentezlemeyi tercih ettim. Aslında bu bir bakıma Sanat ve Sanat kuramıydı. Bugün ise Goblin Daycare’ın müziğindeki ilerlemeyi görüyorum ve arttırıyorum. Marquis de Sade’ın sapkınlığından işlerin daha ciddi ve agresif bir noktaya geldiğini sizlere anlatmaya çalışacağım.


Bu adı “AGITPROP HOTLINE!!”. Dediğim gibi bu bir propaganda albümü niteliği taşıyor. Goblin Daycare söylemek istediği birkaç söz yine kısa ve tadı damağınızda kalacak şarkılarla söylüyor. Bu defa işin içine siyasi bir manifesto giriyor. Fakat ülkemizdeki gibi “dandik” bir şekilde değil. Belediye hizmetlerinin aksaklıklarından bahsedecek, kent lokantalarında 40 liraya yemek yemenin refahından övünç duyacak ya da Audi A8 araca sahip bir Erbaş turizmden söz edecek kadar sığ şeyler yok. Evet, bunlar çok sığ şeyler. Zaten bu albümün öyle olma ihtimalinin olmadığı daha ilk şarkı olan “Doing My Part”tan anlaşılıyor. Hem antropolojik hem de teolojik ifadeler duyduğunuz bu kısacık şarkıyı dinlemek hayatımda yaşadığım en güzel tecrübelerden birisi oldu. Hatta arkadaşıma bu şarkı dinledikten sonra direkt sitemde bulundum. Böyle muazzam bir şarkıyı biraz daha uzun yapsaydın diye ama adamın tavrı çok net; ağızda şerbet tadı bırakması lazımmış (şerbeti ben uydurdum).

Doing My Part gibi şahane bir açılıştan sonra albümün geri kalanında işlerin nasıl olacağını düşünmenize pek gerek kalmıyor. Zaten her şey o kadar hızlı ilerliyor ki bir anda albümü bitirmiş oluyorsunuz ve tekrar başa alıyorsunuz. Benim için alışılması zor bir şey olsa da Goblin Daycare’dan dolayı buna da alıştım zamanla. Bana göre hem şarkı sözlerini hem de müziği bu kadar kısa süreye sığdırmak büyük bir iş. Ben bir şarkıyı kaydettiğimde 5 dakika olduğu zaman yine iyi kısalttım ha falan diyorum. Elbette icra ettiğimiz müzik birbirinden farklı. Fakat kısa şarkı yapmak gerçekten de büyük bir disiplin ve özveri istiyor. Bir önceki EP’deki prodüksiyon kalitesi ile AGITPROP HOTLINE!! arasında çok ciddi bir fark yok. Sadece bu albümdeki soundun biraz daha kristal berraklığına yakın olduğunu söyleyebilirim. Bunu da yine Lo-Fi Punk ve Goblin Daycare içindeki dinamikleri baz alarak değerlendirdiğimi söylemek isterim. Yine synthlerin şahane olduğu bir albüm olmuş. Özellikle “Business in Business” synth konusunda favori parçalarımdan biri oldu. Mama’nın vokalle de o kısa partisyona eşlik etmesi çok şeker olmuş. Bu şarkıda da Goblin Daycare’ın değindiği nokta da oldukça hoş. Belki de Goblin Daycare'ın yaşadığı süreci şarkı sözleri olarak burada görüyoruz. Az önce yukarıda paylaştığım, Goblin Daycare’ın yükselişine giden yolculuğunu tekrar okuyabilirsiniz.


Albümdeki her şeyi çok kıymetli görüyorum. AGITPROP HOTLINE!! bir önceki EP olan EP? A: EP!!’den daha iyi mi peki? Burada arada kaldığımı söylemek isterim. Fakat bana sorarsanız EP? A: EP!!’nin içinde barındırdığı şarkılar daha sert ve daha seksi geliyordu kulağa. AGITPROP HOTLINE!! ise olgunlaşmış bir Goblin Daycare sunuyor bizlere. Bu kötü bir şey değil elbette. Fakat verdiği heyecan açısından iki albümü kıyasladığımda bir önceki EP’yi hala birinci sıraya koyarım. Fakat bu albümün içinde yer alan “Doing My Part, Boss Man, Business in Business ve Plot to Rob Yuppies” gibi şarkıları Goblin Daycare adına yazılmış en şarkılardan olarak görüyorum. Diğer şarkılar da gayet başarılı olsa da bu dörtlü çok güçlü diyorum. Umarım bir gün ben de Goblin Daycare’ı canlı dinleme şerefine nail olurum. Eğer İstanbul’daysanız ve Metalci iseniz, kısa bir es vermek için Goblin Daycare dinlemeye gidebilir ve kurtlarınızı dökebilirsiniz. Konser haberleri ve fazlası için grubun sosyal medya hesaplarını takip etmenizi öneririm.


MG dostuma bir kez daha teşekkür ediyorum. Böylesi güzel işler yaptığı ve beni de bu konuya dahil ettiği için. Şimdi kulaklıklarınızı takın ve AGITPROP HOTLINE!!’ın keyfini sürün. Doing My Part’ı en az 5 kez, yemeklerden önce ve sonra dinleyebilirsiniz. Görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8,5/10



Yorumlar