Herkese selamlar! Bugünkü konuğumuz İngiliz Grindcore / Crust ve Death Metal grubu “Yersin”! Evet, grubun ismi bizim dilimizde gerçekten de oldukça neşeli bir isim. Grubun ismini nereden aldığını bilmiyorum ama bakteriolojist “Alexandre Yersin” diye bir abimiz yaşamış yıllar önce. Belki bu adamı çok sevdikleri için ismini kullanmış olabilirler diyeceğim ama bunların hepsi birer varsayımdan ibaret elbette. Öte yandan icra ettikleri türlerin sentezi ile ortaya koydukları şarkıların ilim ve fenle pek de alakası yok. Gayet kan, dehşet, gerilim, ölüm ve şiddet odaklı bir grup. Zaten işin içinde Grindcore varsa böyle olması da normal. Kaçınılmaz son diyelim. Grubu ben yeni keşfettim. 2015 yılından bu yana bu gürültülü ve vahşi müziği icra ediyor grubumuz. Ben de bu yıl çıkardıkları “The Scythe Is Remorseless” albümleri ile kendilerini keşfetme şansı buldum. Albümü de birkaç kez baştan sona dinledikten sonra duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Grindcore ve Crust birleşimlerini dinledikçe daha çok sevmeye başladım. Hem oldukça enerjik şarkılar dinliyorum hem de Metal’in o sert tarafının lezzetini daha fazla alıyorum. Death Metal de bu türlerin atası olduğu için haliyle o türden de esintileri görmek mümkün. Yersin’in bu üç türü gayet iyi bir şekilde sentezlediğini düşünüyorum. Albümü dinlediğim süre boyunca çok keyif aldım. Her şarkıda bu türlerin çok iyi bir şekilde bir araya geldiğine şahit olmak mutlu etti beni. Böylesi türleri dinlemek bir Metal dinleyicisi açısından çok zor bir deneyim değil aslında. Kompleks çok fazla bir şey olmadığı için sadece sertliğin kollarına kendisini bırakıp, albümün başından sonuna kadar kafa sallaması yeterli. Albümün açılış şarkısı olan “Triumphant”ın girişi bana “Batushka” tarzında bir açılışı anımsattı. Hatta grubu dinlemeden önce ve ne tür müzik icra ettiklerini anlamadan önce acaba yeni bir Batushka mı dinleyeceğim diye merak etmiştim. Elbette öyle olmadı ve o kısa girişten sonra sertliğin ve bağırış çağırışın dozu bir anda yükseldi. Bir Grindcore temelli albümden beklenileceği üzere şarkı süreleri kısa ve 7 şarkıdan oluşan bu albümün toplam süresi 24 buçuk dakika kadar. Eh, böylesi bir albümü sürekli başa sarıp dinlemeye yetecek bir süre. Albümü dinlemekten genel olarak keyif aldığım için başa sarıp dinlemekten de geri duymadım. Gitar tonlarının, bas gitar yoğunluğunun ve davulun şarkılardaki genel baskınlığının gayet iyi bir birleşim gösterdiğini düşünüyorum. Böylesi albümlerde hep duymaya alışkın olduğum bir sound yapısına sahip albüm. O yüzden de prodüksiyon açısından zaten pek bir farklılık duymuyorsunuz. Daha önce bir Grindcore albümü dinlediyseniz hemen hemen aynı prodüksiyona sahip bir albüm olmuş The Scythe Is Remorseless da. Baştan sona kafanızı sallayacağınız şarkılarla dolu bir albüm dinlemek insana kendisini iyi hissettirir. Riff yazımlarında çok üst düzey şeyler beklemek saçmalık olur. Zira bu albümün içerdiği temel tür Grindcore ve Crust. Bu yüzden de duyacağınız riffler de ortalama düzeyde riffler olacaktır. Fakat bunu kötü yorumlamamak lazım. Çünkü bu tür için gerekli olan şey virtüözlük değil, insanların kafalarını sallayacağı sert rifflerdir.
Yersin'in The Scythe Is Remorselessa albümünü dinlemekten gerçekten de keyif aldım. Sizlerin de muhakkak bu gruba kulak vermenizi öneririm. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder