Albüm Kritik 928 (Stac Pollaidh / The Plight of the People)

Herkese selamlar! Bugün, Black Metal’in şefkat dolu kollarına tekrar gidiyoruz. Huzuru ve mutluluğu bulmak için bu kollara ihtiyacımız var. Şaka bir yana, bugün bahsedeceğim albümün atmosferik yönü oldukça kuvvetli olduğu için bir nebze huzurlu dakikalar da yaşıyorsunuz. Tek kişi tarafından yürütülen, İskoçya menşeili “Stac Pollaidh”in bu yıl çıkardığı “The Plight of the People”dan sizlere söz edeceğim. Atmosferik yoğunluğu bir hayli güçlü olan bu albümü dinlemek belli açılardan iyi hissettirse de işin teknik kısmına baktığımızda durumun pek de güzel olmadığını fark ediyorsunuz. 2018 yılından bu yana aktif olarak karanlık müziğini icra ediyor dostumuz. Adını bulmak için araştırma yaptım ama bulamadım. Bu yüzden de kendisinden şimdiden özür diliyorum. Bu solo-grup projesinin adı ise İskoçya’daki dağdan geliyor. Yani Stac Pollaidh” aslında bir dağ ismi. Stac Pollaidh, herhangi bir plak şirketi ile bağı olmayan ve müzisyenin tamamen kendi çabalarıyla yürütülen bir proje. En azından öğrendiğim kısıtlı bilgilerden bunu anladım. Böylesi grupları önemsiyorum. Zira kendim de bu yolun yolcusu olduğum için, kısıtlı şartlarda müzik icra etmek, hele ki Metal gibi bir müzik türünü icra etmek, gerçekten hiç kolay bir şey değil. Fakat Stac Pollaidh’in diskografisine baktığımda oldukça üretken olduğunu görüyorum. Bu da gayet güzel bir şey elbette. Şimdi gelelim The Plight of the People albümünün detaylarına.

İlk olarak albümün eksi taraflarından başlamak istiyorum. Prodüksiyon kalitesi çok kötü. Gerçekten de bu bütün albümde beni en çok rahatsız eden şey oldu. Evet, old-school bir tarzda ve depresif duyguları daha ön plana çıkarmak için böylesi çiğ prodüksiyonlar tercih ediliyor. Bunu birçok Black Metal grubunda da duydum ve duymaya devam ediyorum. Fakat bu albümde prodüksiyonun daha da kötü hissettirmesinin sebebi, davulun neredeyse duyulamayacak derecede kötü bir şekilde kaydedilmiş olmasıdır. Çok kaliteli bir sound beklemiyorum fakat en azından davulun biraz daha iyi kaydedilmesini bekliyorum. Zira zaten ağır tempolu olan şarkılarla bezeli bir albüm. En azından işin ritim kısmını duymak biraz daha iyi olabilirmiş. Bir de şarkılardaki gitar tonları bazen birbirinden farklı olabiliyor. Her şarkı farklı bir gitarla kaydedilmiş havası veriyor. Bu da pek istenen bir şey değildir elbette. Fakat bütün bunları teknik açıdan eksi olarak yorumluyorum. Diğer taraftan bu albümün bir atmosferik albüm olduğunu hesaba kattığımızda bunların aslında çok da önemli detaylar olmadığını biliyorum. Özellikle tek başına her şeyi yapmaya çalışan ve biraz da amatör ruhla bunu ortaya koyan birisi için bu tür teknik detayların bir noktadan sonra tamamen bütçe ve imkanlarla denk düştüğü de apaçık ortada. Şimdi albümde sevdiğim noktalardan bahsedebilirim. Atmospheric Black Metal albümlerinin en önemli özelliği elbette dinleyicilere yaşatmak istedikleri atmosferi ruhlarına işleyebilmektir. The Plight of the People’ın buna çok yaklaştığını söyleyebilirim. Benim ruhuma çok dokunamasa da bunun sınırlarında geziyor. Zaten depresif ve mutsuzluk dolu bir atmosferle karanlığı üzerimize salmak istiyor Stac Pollaidh ve bunu da eldeki imkanlarla yine iyi sayılabilecek bir noktada yapıyor. Diğer taraftan kullanılan atmosferik tınıların daha iyi seçilmesi ve yazılması gerektiğini düşünüyorum. Bu haliyle yeterli olsa da eğer ileriki albümlerde daha görkemli bir şeyleri bizlere hissettirmek istiyorsa buna önem verilmesi gerekiyor. Vokal performansını ise genel olarak beğendim. Şarkıları besleyebilecek bir güce sahip.


İskoçyalı Stac Pollaidh’i The Plight of the People’ı albümüyle keşfetmiş oldum. Bu grubu da takip listeme alıyorum. İlerleyen zamanlarda yeni bir albüm çıkarma veya EP çıkarma olasılığı var. Diskografisine baktığım zaman bunu hep yapmış. Bakalım bir sonraki çalışmasında bizlere neler sunacak. Sizler de karanlık ve depresif bir şeyler arıyorsanız ve prodüksiyon kalitesine çok önem vermiyorsanız bu albüme bir şans verebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6,5/10



Yorumlar