Herkese selamlar! 2024 yılının albümlerini keşfetme yolculuğuna çıktım. Zaten bunu yeni yıla girdiğimizin ertesi günü yapmaya başlamıştım. Fakat takdir edersiniz ki 2024’ün ilk ayında yeni albümlere denk gelmek veya onları keşfetmek pek kolay bir iş değil. Çok önceden haberini aldığım ve çıkmasını beklediğim “Hauntologist” albümü “Hollow” ile yeni yayın döneminin kapılarını açmıştım 2024 için. Fakat o albümün incelemesini yaptıktan birkaç gün sonra albüm Spotify gibi online müzik platformlarından yok oldu. Yayıncı ile yaşanan bir pürüzden dolayı albümün erişimine engel gelmişti. Sadece YouTube ve Bandcamp üzerinden albüme erişebiliyordunuz. Ben bu yazıyı yazarken albüm hala erişime kapalıydı. Bu yazı yayınlandığında sorunlar ortadan kalkmış olabilir. O yüzden siz bir kontrol edin derim. Zira Hollow bu yılın en iyi albümlerinden birisi olacak muhtemelen. Daha yılın başında böyle bir şeyi söylediğime göre bir bildiğim vardır. Artık 12 yılı tamamladım yazarlık konusunda. Bu yüzden de caka satmaya hakkım var diye düşünüyorum. Artık 2024 albüm listesine yavaş yavaş albümler eklemeye başladım. Bu sene çıkmasını beklediğim albümlerden bir başkası da “Inquisiton”ın adı yine çok uzun olan bir başka albümü “Veneration of Medieval Mysticism and Cosmological Violence” idi. Bu albüm 26 Ocak tarihinde dinlemeye sunuldu. Ben ise bu albümü 30 Ocak tarihinin bir gece vakti yazıyorum. Yayınlaması muhtemelen birkaç gün sonra olacak. Neyse bu gereksiz detaylar elbette sizi ilgilendiren şeyler değil. Inquisiton’ın birçok albümünü buraya yazmış biri olarak gruba olan düşkünlüğüm ölçülemez bir noktada yer alıyor. Zira her sene en çok dinlediğim 5 gruptan birisi Inquisiton olmuştur hep. Inquisition’ın diksografisini onlarca kez hatim etmiş olsam da grubu tanımam 2018 yılında oldu. Bundan 6 yıl önce Kolombiya menşeili bu iki azman adamın bir araya gelip çıkardıkları, 2016 yılı damgalı albümleri “Bloodshed Across the Empyrean Altar Beyond the Celestial Zenith”i dinlemiş ve adeta nevrim dönmüştü. Bir grupta bas olur mu olmaz mı gibi gereksiz bir düşünceyi yerle yeksan ettikleri yetmiyormuş gibi o zamana kadar dinlediğim en etkileyici işlerden birini ortaya koymuştu Inquisition. Zaten o albümü dinledikten sonra hemen satın almış ve her gün baştan sona dinleyerek albümün hakkını sonuna kadar vermiştim. Sonrasında ise grubun diskografisindeki albümleri dinledim ve dinledikçe gruba olan saygım ve sevgim daha da arttı. Siteye sonrasında “Obscure Verses for the Multiverse”, “Ominous Doctrines of the Perpetual Mystical Macrocosm”, “Nefarious Dismal Orations” ve son olarak da 2021 yılında çıkan “Black Mass for a Mass Grave” albümleri yazdım. Inquisiton’ın diskografisinde bulunan bütün albümleri buraya yazacağım. Bu ne zaman gerçekleşir bilmiyorum ama burada Black Metal severler Inquisiton’ın bütün diskografisini okumuş olacaklar. Bu zamana kadar yazdığım bütün Inquisiton albümleri hep muazzamlardı ve hep de yüksek puan aldılar. Şimdi geldik “Dagon” ve “Incubus”un son ürünü olan Veneration of Medieval Mysticism and Cosmological Violence’a.
Albümün içine giriş yapmadan önce albüm kapak resminden bahsetmek istiyorum. Bir kez daha Inquisiton’ın albüm kapak resminde bizi yanıltmaması ve muazzam bir resim ile bizlere yine kaosun ve kozmosun bir araya gelip, satanizme giden yolun dehşetini gösteriyor olması gerçekten harikulade bir şey. Bu grubun hiçbir albümünde kötü albüm kapak resmi olmadı ve bu gidişle de olmayacak gibi zaten. Yılın en iyi albüm kapak resimlerinden biri olacağına kalıbımı basarım. Şimdi ise kalıbımı rahat bırakıyor ve bu albümün neler sunduğundan sizlere bahsetmeye geçiyorum. Inquisiton albümlerini geçmişten günümüze göre değerlendirdiğimde prodüksiyon kalitesinin genellikle iyileştiğini gözlemlediğimi söyleyebilirim. İlk albümlerindeki o kötü prodüksiyondan 2021 yılındaki Black Mass for a Mass Grave’e geldiğimizde daha rafine ve daha etkileyici soundlara sahip Inquisiton albümleri dinledik. Fakat Veneration of Medieval Mysticism and Cosmological Violence’ta bir sorun var. Bu albümün prodüksiyonundan büyük bir sorun var. Zaten bunu albümden tekli olarak yayınladıkları “A Hidden Ceremony of Blood and Flesh” adlı şarkısında da fark ettiğimde çok üzülmüştüm. Gerçekten uzunca bir süredir Inquisiton albümü bekliyordum ve daha ilk singleda böylesine kötü bir sounda sahip şarkı dinliyor olmak beni kahretmişti. Çünkü albümün geri kalanında da aynı prodüksiyona sahip şarkıları dinleyecektim. Bu şarkıyı çıktığı zaman 2 kere dinleyip bıraktım. Başka hiçbir kulaklıkla bir daha başa sarıp dinlemedim. Veneration of Medieval Mysticism and Cosmological Violence’ı dinlemeye başlamadan önce bu albümü 3 farklı kulaklıkla dinleyeceğime karar vermiştim zaten. Hem yüksek sesle hem orta sesle hem de düşük sesle test edecektim albümün prodüksiyonunu. İlk olarak sürücüleri büyük bir kafa üstü kulaklık ile albümü yüksek sesle dinledim. İnanılmaz kötü bir deneyim yaşadım. O kulaklıkla birçok albümü dinlediğimde hep en iyi deneyimi yaşardım. Fakat bu defa resmen kulaklarımda hiçbir şekilde riffleri anlaşılmayan şarkılar yankılanıyordu. Herhangi bir Inquisiton şarkısını tam olarak anlayamıyor, sadece distorsiyonsuz gitarın melodik partisyonlarını ve davulu rahatça ayırt edebiliyordum. Böyle bir şok yaşadıktan sona albüme olan bakış açım hala kötü yöndeydi. Daha sonra kablolu bir kulaklıkla orta seste albümü dinledim. Bu defa bir nebze daha riffleri duyabilir oldum. Fakat yine ortada var olan ve her şarkıda suratınızın düşmesine neden olan gürültü kendisini belli ediyordu. Sonrasında ise frekans ve sahne aralığı geniş olan ve LDAC destekli bir kablosuz kulaklıkla albümü %50 ses seviyesinin altında dinledim. İşte bu dinlememde her şeyi ayırt edebilir oldum. Öyle ki sanki başka bir albümü açmıştım. Albümü dinledikçe dimağım alt üst oluyor ve ilk iki dinlememde neler duyamadığımı fark ettikçe sinirden deliye dönüyordum. Bu prodüksiyon seçimi kesinlikle grubun hanesine kocaman bir eksi yazar. Herkesin birkaç kulaklığı olamaz veya herkes bu albümü kısık sesle dinlemesi gerektiğini bilemez. Kaldı ki Metal albümleri kısık sesle dinlendiği zaman çok zevk veren albümler olmuyor genelde. Bu yüzden de Inquisiton’ın buradaki prodüksiyon tercih ne yazık ki saçma derecede yanlış. Hiçbir şey yapmayıp, bir önceki albümleri ile aynı prodüksiyon kalitesiyle gelseydi bu albüm için böylesi negatif bir şeyden bahsetmiyor olurdum.
Albümü duyabildiğim yanıyla değerlendirmem gerekiyor. Bu yüzden de bu yazıyı okurken veya okuduktan sonra sizler de albümü düşük ses seviyesi ile dinlerseniz daha mutlu olacaksınızdır. Olumlu şeylerden söz etmeden bir eleştirim daha olacak. Artık şu albüm isimlerini bu derece uzun yapmasa Inquisiton daha iyi olacak gibi. Bir önceki albümünde bunu geride bıraktıklarını düşünürken yine koca bir cümle şeklinde albüm ismi ile karşımıza çıktı grup. Veneration of Medieval Mysticism and Cosmological Violence ismi gereksiz uzun, gerçekten! Şimdi albümü övmeye başlayabilirim. Öncelikle rifflerin duyulabiliyor olmasından sonra Dagon’un bir kez daha ne derece manyak bir adam olduğunu anlamış oldum. Her Inquisiton albümünde bu defa ne yapabilir ki diyorum ama her seferinde beni yanıltmayı başarıyor bu adam. Geçmişten bu zamana kadar riff yazım konusunda hep muazzam işler yapmayı başarmış olması bu adamın gerçekten de kozmik Black Metal denen uhrevi türün en büyük temsilcisi ve müzisyeni olduğunu gösteriyor. Sadece distorsiyonlu gitardan bahsetmiyorum. Temiz gitar ile çaldığı şahane melodik partisyonlar ve klavye ile gayet dozunda verdiği atmosferik tınılar ile yine kendisinden bekleneni vermiş. Diğer taraftan ortaya çıkan bu muazzam şarkıları daha da üst seviyeye çıkarmak için ellerinden ve ayaklarından geleni ardına koymayan Incubus da bir kez daha Black Metal davulculuğunda ne denli iddialı bir herif olduğunu gösteriyor. Kendine has blast beat teknikleri ile kulaklarımızda adeta orgazm yaratmayı başarıyor. Inquisiton’ın genel olarak yaptığı da bu aslında. Kozmolojik öğeleri kaos ve satanizm ile birleştirip, kulaklarımızda haz çınlamaları yaratmak! Bunu yıllardır başarıyorlar. Bu zamana kadar hiç kötü albüm yapmayan bir grup olmaları da işte bu yüzdendir.
1988 yılında Kolombiya’da ateşini yaktıkları Kozmik Black Metal meşalesinin alevi hiç sönmeden, daha da harlanarak ABD’de icra etmeye devam ettikleri muazzam müzikleri ile devam ediyor. Dagon ve Incubus ikilisinin Black Metal dehası bu dünyanın çok ötesinde gerçekten de. Evrenin yıldızlarından birinin ismi de Inquisiton olmalıdır. Prodüksiyonun kötü olması büyük bir sorun olsa da benim gibi albümü belli bir ses düzeyi ve kaliteli bir kulaklıkla dinlerseniz bu sorun ortadan kalkıyor ve geriye muazzam bir şaheser kalıyor. Fakat bu büyük bir sorun ve ben bu sorun için 1 puan kıracağım bu albümden. Böyle bir sorun olmasaydı hiç şüphesiz mükemmel bir albüm olacaktı. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder