Din düşmanı olmak Metal camiasında en sık gördüğümüz tavırlardan birisidir. Özellikle yeraltı gruplarında bolca denk geldiğimiz bir durum. Her ne kadar çoğu grup sadece Hıristiyanlığa sayıp sövdükleri ve İsa’yı genellikle yerdikleri albümler icra ediyor olsalar da bazı gruplar da din ayırmaksızın hepsinin anasına avradına sövüyor. Anasına avradına sövmek cinsiyetçi bir küfür olsa da ağza çok güzel oturan ve söylemekten keyif aldığımız bir sövme şeklidir. Din ayırdımı yapmadan onları yermek bence en doğru olanı. Bazı gruplar muhtemelen bir taraflarına güvenemedikleri için diğer dinlere sövemiyorlar. Neyse ki azınlık da olsa diğer gruplar bunu yapmak yerine paldır küldür giriyorlar konuya. Metal camiasındaki grupların birçoğu yaptıkları müzik ile kendilerini özdeşleştirmeyi başarmıştır. Bugün “Motörhead” dediğimiz zaman aklımızda canlanan sesler topluluğu bellidir. “Black Sabbath” dediğimizde de bellidir. Yeraltı dünyasına indiğimizde ise “Gorgoroth, Burzum, Belphegor, Marduk, Aosoth ve isimlerini buraya yazmakla bitiremeyeceğim niceleri” de yine kendi tarzları ile müziklerini bir araya getirmeyi başarmıştır. Bunu hem müzikal olarak hem atmosferik olarak hem görünüş olarak hem de manifestoları olarak başarmışlardır. Zaten böyle grupların albümlerini dinlemek daha fazla haz verir ve heyecan yaratır. 2019 yılında varlıklarından haber olduğum ve o zamana kadar hiç dinlemediğim için de fazlaca hayıflandığım “Profanatica” da yukarıda saydığım bütün olguları bünyesinde taşımayı başaran bir Black Metal grubudur. İşte bugün size bu tekinsiz oluşumun bu yıl çıkardıkları ve yine günah dolu bir albüm olan “Crux Simplex”ten söz edeceğim.
Prodüksiyon kalitesi olarak aslında benim çok sevdiğim bir sound ile geliyor albüm. Bu sound bir taraftan gerçek anlamda kaosu, dehşeti, kan ve pisliği verebilecek kalibredeyken bir yandan da iyi bir kulaklıkla dinlemiyorsanız veya çok yüksek sesle dinliyorsanız rifflerin bazılarını duymamanıza da neden olabiliyor. Bu tür soundu taptığım bir başka grup olan “Behexen”in “The Poisonous Path” şaheserlerinden de hatırlıyorum. O albümde de saydığım şeyler albüm dinlemede büyük etki sağlıyor. Crux Simplex’i 3 kere baştan sona ve 3 farklı (iyi) kulaklıkla dinlemiş biri olarak prodüksiyon kalitesinin ciddi anlamda iyi olduğuna şahit oldum. Albümde bize yaşatılmak istenen bütün kötücül duyguları ruhunuza kulaklarınız vasıtasıyla geçirebiliyor. Bu da bir maharet değil midir? Diğer taraftan albümdeki şarkıları dinlemek hem sizi dehşete düşürüyor hem de adrenalin seviyenizi hep üst noktada tutuyor. Crux Simplex’te sadece Black Metal şarkı yazımları yok. Death Metal öğelerinin de bolca olduğunu hatta bu albümden daha çok bir Death Metal havası aldığımı da söylemeliyim. Riff yazımlarında Black ve Death Metal sentezlerini rahatlıkla duyabiliyorsunuz. Ne güzel ki bu sentez başarılı olmuş ve ortaya gayet iyi şarkılar çıkmış. Diğer taraftan albümdeki davul yazımlarını her şarkıda çok beğendim. Hem davul kaydı yapan hem şarkıları söyleyen “Paul Ledney” ortaya yine iyi bir performans koymayı bilmiş. Zaten şarkıları besteleyen de yine bu ahlaksız abimizdir. Öte yandan bas gitarın o distorsiyonlu varlığını bize hissettirdiği için de “Pat Davies”e şükranlarımı sunuyorum.
Albüm kapağını bir kenara bırakırsak Profanatica dinlemeyeli epey bir zaman olmuş benim için. Epey zamandan kastım muhtemelen 2 ay civarıdır. Zira bu grubun diskografisinden muhakkak birkaç şarkı dinlerim. Ya da 2019 yılın çıkan ve benim de kritiğini yazdığı ve aynı zamanda 2019 yılının en iyi 15 albümü arasında 8. sıraya koyduğum “Rotting Incarnation of God” albümlerini baştan sona dinlerim. Fakat grubun en iyi albümü elbette bu değil. 2013 yılında çıkardığı “Thy Kingdom Cum” bana göre Profanatica pisliğinin en yüksek miktarda nüks ettiği albümdür. Bazı gruplar sırf pislik olmak adına ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Fakat bu her zaman da iyi bir sonuç olarak karşımıza çıkmıyor. Ya sürekli kendilerini tekrarlayan şeyler yapmaya başlıyorlar ya da müziklerinin heyecanından alıp götürüyorlar. Profanatica da aslında bunu yaşayan gruplardan birisi. Fakat ben grubu 2019 yılında çıkardıkları Rotting Incarnation of God albümleri ile keşfettiğim için bu albümü gayet başarılı bulmuş ve genel olarak Profanatica diskografisinden de memnun kalmıştım. Crux Simplex’in içine daldığımız zaman ise muhtemelen en iyi Profanatica albümlerinden birini dinlediğimi sizlere gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Belki bir Thy Kingdom Cum değil ama Rotting Incarnation of God’dan da çok daha iyi bir albüm olduğu apaçık ortada.
ABD'li günah elçisi grup Profanatica bu yıl ortaya şahane bir iş koymuş. Crux Simplex için yılın en iyi albümlerinden birisi demek şu an için çok iddialı bir cümle olacaktır. Fakat zaman içinde bu albüme olan yaklaşımım ve dinlediğim süreyle doğru orantılı olarak belki bir kez daha yılın en iyi 15 albümü arasında bir Profanatica albümü görebiliriz. Crux Simplex’i dinlemekten gerçekten büyük haz aldım ve sizlerin de mutlaka dinlemesi gereken bir albüm olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder