Bazen öyle albümlere denk geliyorum ki böyle bir albüm neden var yahu diye soramadan edemiyorum. Elbette her grup için yaptığı veya yarattığı müzik ve albümler etkileyici geliyordur. Öyle gelmese zaten ne müzik icra ederler ne de kendilerini albüm yapmak için bir uğraşa sokarlar. Fakat dinleyici nezdinde her zaman bu böyle olmuyor. Yani grupların kendilerinin albümlerini çok iyi görmeleri veya çok iyi iş çıkardıklarını düşünmeleri bizlerin nezdinde büyük hayal kırıklıkları veya hissizlik ile sonuçlanabiliyor. Öylesi albümleri de bir daha duymak istemiyorsunuz haliyle. Bu söylediğim duyguları muhakkak herkes yaşamıştır. Bu yüzden de kötü bir albüme denk geldiğinizde onu hemen es geçmek istersiniz. Fakat benim gibi albüm kritiklerini iyisiyle de kötüsüyle de yazma gibi bir misyonunuz varsa öyle yapamıyorsunuz. Muhakkak albümü en az iki kere dinlemeniz gerekiyor ki hakkında söyleyeceğiniz şeyler tam olarak netleşmiş olsun. Ben de bugün işte böyle bir durumdayım. Dinlemekten hiç ama hiç hoşnut olmadığım ve böyle bir albümün neden piyasada olduğuna dair de acımasızca fikirler yürüttüğüm bir albüme denk geldim. Açıkçası böyle kötü hisler yaşayacağımı düşünmemiştim. Evet, grup hakkında bir bilgim yoktu ama bu kadar da vasat altı bir şey dinlemeyi beklemiyordum. Hollandalı “Onheil” adlı grubumuz Melodic Black Metal, Death Metal, Thrash Metal ve biraz da Power Metal’i bir araya getirerek dinlemesi pek de zevk vermeyen bir müzik icra ediyorlar. Ben de sizlere grubu keşfettiğim ve bu yıl çıkardıkları albümleri “In Black Ashes”tan söz edeceğim.
Albümü dinlemeye başladığımda daha ilk şarkının ortasına geldiğimde ayvayı yedik dedim. Bu albümün şarkılarını dinlemek bir zulme dönüşecek ve ben bu zulmü çekme zorundayım diye kendi kendime söylenip durdum. Öncelikle gerçekten grubun icra ettiği türü hiçbir şekilde anlamadım. Yani yukarıda saydığım Metal türlerin hepsinden biraz biraz var ama bütüne baktığımız zaman elde ettiğimiz hiçbir şey yokmuş gibi geldi bana. Bolca melodik riffler duyuyorsunuz. Fakat o riffler de öylesine kötü yazılmışlar ve öylesine kötü prodüksiyon ile birleştirilmişler ki ağzınız yüzünüz ekşimeden şarkıları geçemiyorsunuz. Albümü baştan sona 2 kere dinlemiş biri olarak söylüyorum bunları. Prodüksiyon kalitesi bazılarınız için gayet normal ve tatmin edici gelebilir. Fakat ben inanılmaz derecede yapaylık duydum. Sadece davulun sesine odaklanarak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Öte yandan şarkıları söyleyen “Amok” mahlaslı abimizin sesinde de ciddi oynamalar ve saçma sapan efektler olunca artık prodüksiyonun salla başını al maaşını şeklinde bir iş yaptığını düşünmeden edemedim. Eh, iyi olmayan şarkılarla dolu bir albümün prodüksiyonu da leş gibi olunca ortada ele avuca gelir pek de bir şey kalmıyor. Bestelerin hiçbir şekilde beni etkileyememesi ve en azından şarkıların içinde bazı partisyonlara dahi “burası iyiymiş bak” diyemeyişim albümün yerlerde gezdiğinin bir başka kanıtıdır. Ortada çok fazla melodik riff var ama neredeyse hiçbir şey yokmuş gibi bir hava estiriyor In Black Ashes. Albümdeki tek bir şey bile beni kendine çekemedi. Arkadaş bu nasıl olabilir ki diye düşünüp durdum ve albümü ikinci defa baştan sona dinlediğimde de yine aynı duyguları yaşayınca bu albüm baya kötüymüş deyip bir köşeye çekildim. Buradaki düşünceler elbette benim öznel düşüncelerim fakat 1999 yılında kurulmuş ve 20 yılı geçkin bir kariyere sahip bir grup olan Onheil’in diskografisindeki 3. LP olması grubun ne denli üretken ve iyi müzik yaptığının da bir göstergesidir!
Onheil'in bu yıl çıkarmış olduğu In Black Ashes albümü dinlemesi son derece gereksiz ve vakit kaybı olarak gördüğüm bir albüm oldu. Fakat siz bana ters biriyseniz ve sen kimsin lan diyorsanız elbette hayatınızdan 40 dakikayı feda edebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 5/10
Yorumlar
Yorum Gönder