Black Sabbath'ın bütün albümlerini buraya yazacağım diye oldukça iddialı bir lafım vardı. Bu lafı çok uzun zaman önce etmiştim. Hala geçerliliği olan bir laf. Zira öyle olmasa bugün klavyenin başına oturup da sizlere bir başka Black Sabbath albümünden bahsetmezdim. Öyle ya da böyle bir şekilde Black Sabbath’ın bütün albümlerini siteye yazmış olacağım. Aslında bu görevimi tamamlamaya da oldukça yakınım. Bugün sizlere grubun 1989 yılında çıkardığı 14. Stüdyo albümleri olan “Headless Cross”tan söz edeceğim. Bu albümü daha önce hiç dinlememiştim. Bugüne kadar dinlemediğim Black Sabbath albümleri zaten grubun kariyerinin ortalarından sonlarına kadar olan bölüm aslında. Grubun Heavy Metal ile Metal aleminin mucidi olarak 1969 peyda olmasını hesaba katarsak kariyerlerinin ortaları için de zaten 1980’lerin sonu ve 90 sonrasını söyleyebiliriz. 1989 yılında Black Sabbath 14. Stüdyo albümünü yayınlamış. İnanılmaz bir şey değil mi sizce de? Hem grubun ne kadar üretken olduğunu görüyorsunuz hem de zaman kavramında kaybolabiliyorsunuz. Black Sabbath zaten böyle bir grup değil mi? Aklımızı başımızdan alın müziği ilk olarak gitarlarından bizlere sunan bir grup… Black Sabbath’ın kendisi her ne kadar çok gerilim yaratan bir grup olmasa da çıktığı dönemde oldukça cüretkâr davranmış ve müziğine şeytanı da ekleyerek işleri çirkinleştirmeyi hedeflemiş ve bunu da başarmıştır. Birçok albümlerinde şeytan Black Sabbath’ın en büyük ilham kaynağı olmuştur. Zaten Metal’in de en büyük ilham kaynağı şeytan değil midir? Metal, şeytanın müziği değil midir? İşte bütün bu olguların hepsini başlatan grup bu İngiliz manyaklardır. Black Sabbath içinde çok fazla kaosun, ayrılıkların ve kavgaların olduğu bir gruptur da aynı zamanda. Fakat bütün bu keşmekeşlere rağmen grubun dinamosu olan “Tony Iommi”nin Black Sabbath ismini terk etmemiş olması ve Black Sabbath ismiyle sürekli bir şeyler icra etmek istemesi grubu uzun soluklu bir hale getirmiştir. Belki her albümü dinleyici nezdinde çok olumlu karşılanmasa da Iommi bu muazzam isimli grubu bir kenara atmamış ve tarihin en büyük tiranı olan Black Sabbath ismini sonsuza kadar yaşatacak işlere imza atmıştır. Bu sanki tek kişinin başarısı imiş algılanabilir. Elbette öyle değil fakat bir bakıma da öyle aslında. Zira Iommi olmasaydı ve Iommi’nin içindeki bu Black Sabbath tutkusu olmasaydı bugün belki de Black Sabbath hafızalardan silinmiş bir grup olacaktı.
Bugün ise Iommi’nin neden bu kadar büyük adam olduğuna bir kez daha şahitlik ediyoruz. Orijinal Black Sabbath kadrosu diye bir şey kalmamışken ve bir başına bu ismi yaşatmak için dur durak bilmeden üretim yapan bu adamın başarısı bu defa da Headless Cross albümünde kendisini gösteriyor. Bu zamana kadar bu albümü dinlememiş olmama elbette şaşıyorum. Fakat diğer taraftan da grubun diskografisinde o kadar çok albüm var ki hepsini dinleme imkânım de pek yok gibi. Elbette sadece Black Sabbath veya Heavy Metal ve Doom Metal dinleyen biri olsaydım ve böyle bir siteye albüm değerlendirmeleri yazmıyor olsaydım grubun diksografisini baştan sona rahatça dinleyebilirdim. Fakat benim başka sorumluluklarım da var. Yine de 14 Black Sabbath albümü dinlemiş olmak bence gayet iyi bir sayı ve bunun devamı da gelecek. Headless Cross’un Spotify, YouTube Music, Apple Music gibi bilinen platformlarda olmaması gerçekten çok garip. Albümün lisanslı bir şekilde prodüksiyon şirketi tarafından yüklenmemiş olması bana garip geliyor. Bunun nedeni nedir ne değildir bilmiyorum ama bazı Black Sabbath albümlerine ulaşmak gerçekten zor. YouTube üzerinden başka birinin yüklemiş olduğu Headless Cross’u dinlemek zorunda kaldım. Elbette gönül isterdi ki lisanslı bir şekilde dinleyeyim ama böyle bir şey şu noktada pek mümkün görünmüyor. Neyse bir şekilde dinlemiş olmam da bence yeterli. Albümü dinlemeye başlamadan önce grubun kadrosunda kimler var diye şöyle bir baktığımda bir önceki Black Sabbath albümü olan “The Eternal Idol”dan da tanımış olduğum vokal “Tony Martin” ve klavyede de rahmetli “Geoff Nichols”un olduğunu gördüm. Öte yandan gitarda zaten Tony Iommi yer alırken davulu da bir başka rahmetli abimiz “Cozy Powell” çalmış. Bu albümün kaydında bulunan dört kişiden ikisinin hayatta olmaması gerçekten üzücü. Özellikle Tony Iommi’ye sağlıklı günler dilemekten kendimi alamıyorum. Albüm için yazılan şarkıların neredeyse hepsi Iommi’nin elinden çıkmış. Sadece üçüncü şarkı olan “Devil and Daughter”ın sözlerini Tony Martin yazmış. Fakat beste ise yine Iommi’ye ait. Zaten böylesine riff tiranı bir adam olunca başkasına pek iş düşeceğini de düşünmüyorum. Iommi’nin bu albümde ortaya koyduğu performansa gerçekten hayran kaldım. Öncesinde oldukça kötü Black Sabbath albümleri de dinlemiş biri olarak Headless Cross’ta Iommi’nin şöyle bir kendine geldiğini görüyorum. Yazılan riffler Iommi kalitesinde ve her şarkının bir Black Sabbath eseri olduğuna dair herhangi bir şüphe oluşmuyor kafanızda. Böylesi bir albümü dinlemek de elbette keyiflendirici oluyor. Bundan önce 13 stüdyo albüm yayınlamış bir grubun hala dinamik ve sağlam işler yapmasının arkasında Iommi gibi bir adamın olması gerekiyor. Iommi de bu yeteneğini Headless Cross’ta şahane bir şekilde konuşturmuş. Grubun belki de pek söz edilmeyen albümü olması gerçekten çok garip geliyor bana. Bu albüm üzerine oldukça fazla şeylerin yazılıp çizilmiş olması gerekiyor gibi geliyor bana.
Albümün prodüksiyonuna baktığımda ise aslında çok farklı bir sound göremedim. Black Sabbath özellikle “Heaven and Hell” ile sevdiği bir sound vardı. O soundu bu albümde de görüyoruz. Bir formül tuttuysa çok fazla oynamaya gerek yok diyerekten aynı sound ile kaydedilmiş Headless Cross. Elbette bu sonsuza kadar bu şekilde gitmedi ama bana sorarsanız benim açımdan herhangi olumsuz bir tarafı da yok. Dinlemesi en keyifli Black Sabbath albümlerinden biri olmuş Headless Cross. Gitar sololarına da dibim düştü elbette. O yarım parmaklardan ortaya çıkan bu derece şahane soloları dinlemek tüylerimi diken diken ediyor. Adama zaten ilah muamelesi yapıyorum ve böylesi şahane sololar da dinleyince iyice tapınasım geliyor. Headless Cross’u bu zamana kadar dinlemediyseniz sizler de mutlaka kulak verin derim. Gerçekten de dinlenmesi gereken, şahane bir Black Sabbath albümü olmuş. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder