Bazı grupların Metal camiasında gerçekten çok niş olmaları beni çok mutlu ediyor. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Zira her şey eğer belli tabulara bağlı olsaydı, bugün her Metal türünde birbirine benzeyen albümler dinliyor olurduk. Neyse ki sanatın derya deniz olması ve müzisyenlerin kendi yaratıcılıklarının da sınırların ötesinde olması Metal Müzik’i de çok üst noktalara çıkarıyor. Bugün sizlere bahsedeceğim albüm de bu niş olmanın en güzel örneklerinden birisidir. Bugün pazar günü ve bu yıl çıkan bir albümü incelemiyor, önceki yıllarda çıkan bir albümün kritiğini yazıyorum. Bu defa çok geriye gitmiyoruz ve 2022 yılında çıkan “Pensées Nocturnes” albümü “Douce Fange”den sizlere söz ediyorum. Pensées Nocturnes, benim çok sevdiğim bir Avant-garde ve Neoclassical Metal grubu. Neoclassical Metal ne abi diye söylenebilirsiniz. Bu grubu ilk defa keşfettiğimde ben de bunu sorgulamıştım. Fakat gerçekten de bu elemanların yaptıkları Metal türü için bir etiket yapıştırmak gerekiyorsa eğer bunun Neoclassical olması gerekir. Fransız bir grubun Fransız kökenli bu kelime ile gerçekten de birebir örtüşen bir müzik yapıyor olması çok şaşırtmıştı beni. Neoklasik sözcüğünün anlamını eskiyi günümüze uyarlama olarak çevirmek doğru olacaktır. Pensées Nocturnes işte bunu yapıyor. Bu grubun albümlerini dinlerken hem opera dinliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz hem de ünlü klasik müzik eserlerinin Metal ile muazzam buluşmasına şahit oluyorsunuz. Kullanılan enstrümanlar da bunu pekiştirdiği için Pensées Nocturnes’ün Metal’deki varlığı eşsiz oluyor. Ben, bu grup haricinde başka bir grup daha görmedim bu şekilde müzik yapan. Belki araştırmak gerek ama olsaydı bu zamana kadar haberini alırdım diye düşünüyorum. Giriş kısmında böyle ufak çaplı bilgiler verdikten sonra Douce Fange neler sunmuş bize bir bakalım.
Pensées Nocturnes'ü çok sevmeme rağmen geçen yıl albüm çıkardıklarını çok geç öğrenmiş olmam tamamen benim hatamdır. Birçok albüm dinleyip, kritiklerini yazma derdinde olduğum için bu albüm ne yazık ki gözümden kaçtı. Daha da vahim olanı o aralar Pensées Nocturnes’ün siteye yazdığım ilk albümleri “Grand Guignol Orchestra”yı bol bol dinliyordum o aralarda da. Neyse bir şekilde grubun 2022 yılında çıkarmış olduğu Douce Fange’i çok geç dinlemiş oldum. Fakat bu albümü geç dinledim diye siteye yazmama gibi bir şey elbette yapmayacaktım. Pensées Nocturnes’ün bendeki yeri gerçekten çok önemli. Bu derece kaotik bir müzik yapıp aynı zamanda da Orta Çağ havası ile müziklerini üst noktaya taşıyor olmaları benim için çok büyük bir şey. Bu yüzden zaten bu grubu niş bir grup olarak niteliyorum. Grand Guignol Orchestra’nın albüm kapağını görür görmez bu grubun bambaşka bir olay olduğunu anlamıştım zaten. Ucube bir palyaço ve arkasındaki sirk ile dinleyeceğim şeyin kesinlikle normal bir şey olmayacağını hemen anlayıvermiştim. Grand Guignol Orchestra 2019 yılının en iyi 15 albümünden birisi olmuştu benim için. O günden bu zamana kadar bu albümü dinlemekten büyük keyif alıyorum. Grubun bütün albümlerini dinledim. Pensées Nocturnes’ün bütün albümlerini dinlemeyi çok sevsem de Grand Guignol Orchestra benim için hep zirvede yerini aldı. 2021 yılında canım bir Pensées Nocturnes albümü yazmak istemişti ve grubun 2013 yılında çıkardıkları “Nom d’une Pipe!” albümünü yazmıştım. O albümü orta halli bulduğum için çok fazla geriye sarıp dinlemedim. Bugün ise grubun en son albümü Douce Fange’in bana yaşattığı deneyimi anlatmak için buradayım.
Douce Fange de yine şahane bir albüm kapak resmi ile geliyor. Yine masalsı bir albümün derinliklerine dalacağımızı hemen anlıyoruz. Pensées Nocturnes absürt hikayeleri şarkı sözlerinde anlatmayı seven bir grup. Grup deyip duruyorum ama Pensées Nocturnes tek bir kişinin her şeyi üstlendiği bir proje aslında. O adamın adı ise “Léon Harcore”. Fakat canlı performanslarında ve albüm kayıtlarında elbette müzisyenler kendisine eşlik ediyor. Bu albümü dinlediğim zaman çok daha karanlık ve tehditkâr bir Pensées Nocturnes gördüm. Sertlik dozajı artmış, müzikteki agresiflik zirve yapmış. Öte yandan yine akordeonun o güzel sesinden bolca faydalanılmış ve albümün atmosferi de yine akordeon öncülüğünde belirlenmiş. Pensées Nocturnes albümlerinde her daim bir “Charlie Chapline” filmindeki müziklerden kesitler duyar gibi olurum. Hatta bazen de gerçekten duyarım. Fakat bu albümlerinde öyle bir şeye denk gelmedim. Avangartlık bu albümde çok daha ağır basmış. Yine bilindik klasik müzik şarkılarıyla sentezlenen şarkılar dinliyorsunuz. Fakat öyle çok yoğun değil. Özellikle Douce Fange’in şarkılarındaki gitar rifflerine çok şaşırdım. Bu derece kompleks şeyler duymayı beklemiyordum. Fakat Harcore virtüözlüğünü de konuşturmak istemiş. Bu heyecan verici gibi görünse de birçok enstrümanın ve opera tarzında şarkı söyleyen bir vokalin de hep birden şarkılarda varlık göstermesi çok kulak yoran bir deneyim yaşatıyor. Şarkılarda esler de çok az olunca albümü dinlerken yoruluyorsunuz. Vals dinlerken hiç bu kadar yorulduğumu hissetmemiştim mesela. Fakat Pensées Nocturnes öyle bize kuru kuru vals dinletmeyecekti elbette. Albümde “Johannes Brahms”ın “Hungarian Dance No.5” eserinin Metal ile en iyi şekilde buluşmasını dinlemiş olabilirim. Bu şarkının adı ise “Fin Défunt”. Bu şarkıyı dinlemek gerçekten şahane bir deneyim oldu benim için. Albümü grubun diskografisinde değerlendirirsem de en iyi ikinci albüm olduğunu söyleyebilirim. Birincisi zaten Grand Guignol Orchestra benim için. Bu albümün en önemli özelliği sertlik dozunun ciddi anlamda artması ve riff yazma konusunda çok uçlara oynamasıdır. Öte yandan avangartlık da yine almış başını gidiyor.
Dinlemesi çok zor bir albüm olsa da ben baştan sona 3 kere dinledim bu albümü. Pensées Nocturnes’ü çok sevdiğim için bunu yapmak benim için bir zül olmadı. Fakat ilk defa deneyimleyecek arkadaşlar için sürpriz olacaktır. Birazcık geç kalmış olsam da Pensées Nocturnes’ün 2022 yılında çıkardığı Douce Fange’i hatmetmiş ve güzel bir kritik ile taçlandırmış oldum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder