Albüm Kritik 861 (Verminous Serpent / The Malign Covenant)

Herkese selamlar! Bu hafta sonu sadece cumartesi bir yazı yayınlayabildim. O da yazı gibi bir yazı oldu gerçekten. “Hepsini Dinledim” yazı dizisinin beşinci konuğu olan “Burzum”dan sizlere bahsetmiştim. Pazar günü de geçmişten bir albümü yazacaktım fakat her yerde salgın halinde olan salya sümük hastalık geldi beni de buldu. Bu yüzden de pazar gününü sürekli yatarak geçirdim. Bugün de bu yazıyı aslında sabahın erken saatlerinde yazıyorum. İşe geldim ve iki saatlik bir boşluğum varken ve kendimi bir nebze iyi hissediyorken klavyenin başına oturayım dedim. Bu haftanın ilk gününde sizlere İrlandalı bir Black ve Death metal grubundan ve onların bu yıl çıkardıkları “The Malign Covenant” albümlerinde söz edeceğim. İrlandalı bir grup olması elbette en ilgi çekici şey. Her ne kadar Britanya adasından bolca iyi grup dinliyor olsak da İrlandalı bir gruba çok fazla denk geldiğimi söyleyemem. Verminous Serpent adlı grubumuz yeni bir oluşum sayılabilir. Fakat kadrosunda başka gruplarda daha önce aktif olarak çalmış ve çalmaya devam eden elemanlar da var. Benim tanıdığım tek isim “Primordial”dan da tanıdığım “Nemtheanga” bu grupta da yine vokal işini üstleniyor. Vokal ile bas gitar işini üstleniyor desek daha doğru olacaktır. Primordial’ı çok fazla dinleyen biri olmasam da artık, zamanında epeyce dinlediğim bir grup olmuştu kendileri. Zaten en çok tanıdığım İrlandalı grup da Primordial’dır.

Verminous Serpent’i haliyle yeni dinledim. Zaten grubun da bu zamana kadar tek albümü olmuş o da bu yıl çıkardıkları The Malign Covenant. Albümü dinlemeye başladığımda ufak bir şok yaşadım. Zira albümün prodüksiyonu o kadar kötü ki kulaklıklarımın bozulduğunu falan düşündüm. Hatta başka kulaklık takarak dinleyeyim bir de dedim. Neyse ki kulaklıklarım sağlammış ve albümün prodüksiyonu bozukmuş. Böylesi çiğ prodüksiyonları aslında seven biriyim. Fakat Verminous Serpent burada işin bokunu çıkarmış. Ne davul doğru düzgün kaydedilmiş ne vokal ne de gitarlar…Tek hoşa gidebilecek enstrüman sesi bas gitar olmuş bu albümde. O da zaten diğerlerinin sesi öylesine cılız ve tiz çıkıyor ki mecburen tek varlık gösteren enstrüman bas gitar olmuş. Albümü ilk dinlediğim de bu denli kötü bir prodüksiyon ile çıkmasına gerçekten sinir olsam da albümün ortasına geldiğimde ulan dinlenebiliyor aslında diye kendi kendime söylendim. Yine de bu albümün hakkı bu kadar kötü prodüksiyon olmamalıydı. Böyle bir albümü dinlerken analiz yapmak da zor. Genel olarak atmosfere yüklenen, çiğ gitar tonlarıyla da old-school bir tarz yakalamak isteyen bir albüm olmuş The Malign Covenant. Albümü birkaç kere dinledim. Birkaç kere dinlemenin sonunda ele avuca gelir şeyler elbette yakalıyorsunuz. Fakat yine de beni çok saran bir albüm olmadı. Böylesi kallavi müzisyenlerin bir araya gelip, iyi bir şey yapacakken sırf prodüksiyon yüzünden bu kadar kötü bir şey çıkarmaları pek de anlaşılır bir şey değil. Grubun ilk albümü olduğu için belki bir nebze hoş görebiliriz. Umarım bir sonraki albümlerinde daha iyi bir sound ile bizlere güzel şeyler sunarlar.


The Malign Covenant’ı dinlemek dediğim gibi pek de hoş bir deneyim değil. Evet, çiğ prodüksiyonları genel olarak seven biriyimdir. Fakat bu derece yerlerde bir sounda sahip albümü dinlemek de istemem. Neyse ilk elin günahı olmaz diyorum. Grubun bir sonraki albümünde neler yapacağını göreceğiz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6,5/10



Yorumlar