Albüm Kritik 847 (Decipher / Arcane Paths to Resurrection)

Aklın ve bilimin çok öncesinde galip geldiği topraklar olan Yunanistan’a geçiyoruz bugün. Bir kez daha Yunan bir grubu daha siteye konuk etmiş oluyorum. Yunan grupların ekstrem Metal türlerinde oldukça aktif olduklarını gıpta ile takip etmeye devam ediyorum. Her ne kadar zamanında aklın ve bilimin toprakları olarak Yunanistan’ı betimlesem de günümüzde pek de öyle olmadığı aşikâr. Hatta çok öncesinde de tanrılar safsatası ile yine bu toprakların mitlerden ibaret olan hikayelerini okuyoruz. Bütün bunları topladığımızda Yunanistan’ın sadece kısa bir süre için akılcı olduğunu ve genelde masal aleminde yaşayan bir ülke olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Bide durum daha vahim tabi ama bu politik sanrıları bir kenara bırakarak bugün sizlere bahsedeceğim gruba ve albümüne geçmek istiyorum. 2017 yılında kurulmuş olan “Decipher” gücünü Black ve Death Metal’in hoyratlığından alıyor. Fakat benim dinlediğim albümlerinde daha çok Black Metal’in baskınlığı vardı. O albümün adı ise “Arcane Paths to Resurrection”. Grubun ilk LP’si bu albüm. Eh, 2017 yılında çıkan bir grup olduğunu unutmamamız gerek. Fakat ilk EP’leri olan “Of Fire and Brimstone”u 2019 yılında çıkarmaları biraz geç olmuş. 4 yıl sonra ise Arcane Paths to Resurrection gelmiş.

Arcane Paths to Resurrection, gerçekten de dinlemesi çok keyifli bir albüm olmuş. Black Metal’in safkan halini dinlemeyi seven biri olarak bunun en iyi şekilde yapılmış olmasını tercih ediyorum artık. Öteki türlü heyecan verici ve şaşırtıcı pek bir şey olmuyor benim için. Fakat Decipher en iyi şeklini yapmasa da şarkıların gerçekten sağlam ve dinledikçe sizleri daha çok hoşnut eden rifflerden oluşması albümü genel olarak dinamik tutmayı başarmış. Albümdeki bütün şarkıların iyi düzeyde olduğunu söyleyemesem de çoğu şarkının gaza getirici etkisi olduğunu ve Black Metal’in beslendiği kaotik atmosferi ciddi anlamda verebildiklerini söyleyebilirim. Prodüksiyon kalitesi olarak da bu tür bir albüme uyacak şekilde iyi bir soundu var. Çiğ gitar tonları ve vokalin de bu çiğ gitar tonlarına çok iyi giden bir brutal sesi ile gayet iyi bir dinleme deneyimi yaşıyorsunuz. Davulda belki öyle ihtişamlı partisyonlar, çeşitlemeler yok ama genel olarak şarkıları sırtlayabiliyor. Bas gitar da artık Black Metal gruplarında geri planda kalan bir enstrüman değil. Decipher de elinden geldiğince bas gitarın da burada olduğunu göstermek istemiş ve bunu sonuç olarak başarmış. Öte yandan bas gitarın şarkılara ayrıca küçük yaramazlıklar kattığını da söyleyemeyiz. Görevi neyse onu icra ediyor ve yoluna devam ediyor. Yunan ekstrem Metal gruplarının bu denli gövde gösterisi yapması bir yandan da bizim ülkemizde olan derin sessizliği ve miskinliği sorgulamamızı gerektiriyor. Şimdi bazılarınız çıkıp bizde de ne biçim gruplar var ya falan diyebilir ama haksızsınız. Bizde ne biçim gruplar var demek gerçekte hiçbir şeye denk gelmiyor. Ülkemizde Metal’e verilen önemi geçtim zaten ama o ne biçim dediğiniz grupların neredeyse hiçbiri Avrupa sahnesinde boy gösteremiyor. Evet, belki sadece iş üretilen müzik ile alakalı değil ama müziğin çok cılız kaldığı da su götürmez bir gerçek. Sanat için gerekli hiçbir ortam yok ülkemizde onun da farkındayım ama ciddi bir şekilde grup kurmak isteyen ve bunu ileri taşımak isteyenlerin de kendilerini Yunanistan’a atması mı gerekiyor acaba diye de sormadan edemiyorum.


Decipher, Arcane Paths to Resurrection ile ilk LP’lerinde gayet sağlam bir iş ortaya koymuş. Dinlemekten büyük keyif aldım ve bu yıl yer yer dinleyeceğim de bir albüm oldu. Sizlerin de kulak vermenizi öneririm. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7,5/10



Yorumlar