Albüm Kritik 857 (Torture Rack / Primeval Onslaught)

Herkese selamlar! ABD’li gruplardan ilerlemeye devam ediyoruz. Bir keşfettiğim grup ABD’li çıkınca sonrasında önerilen gruplar da ABD’li oluyor ve bu bir süre böyle devam ediyor. Fakat iyi müzik yaptıkları sürece grupların nereli oldukları çok da önemli değil. Bugün sizlere oldukça iyi bir Death Metal grubundan ve onların bu yıl çıkardıkları albümlerinden söz edeceğim. Sadece Death Metal grubu demek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Çünkü grubun Death Metal ve Hardcore türlerini sentezleyerek müzik icra ettiklerini düşünüyorum. Eh, bunca zamandır Metal’in çeşitli türlerini dinleyen biri olarak düşüncelerimde çok da yanılacağımı düşünmüyorum artık. Mütevazılık yapacağım zamanlar geride kaldı. “Torture Rack” 2012 yılından bu yana Metal camiasında gürültü yapan bir grup. Bu gürültüyü oldukça iyi bir şekilde yaptığı da aşikâr. Her ne kadar ben sadece bu yıl çıkan “Primeval Onslaught” albümlerini dinlemiş olsam da grup hakkında ufak çaplı yaptığım araştırma sonucu diskografilerinde gayet sağlam ve yüksek puanlı albümler çıkardıklarını gördüm. Grup elemanları daha önce birçok grupta çalmış kişiler ve en sonunda uzun soluklu olarak da Torture Rack projesini yürütmekteler. Giriş kısmında bu özet bilgileri verdikten sonra şimdi albümün detaylarına geçelim.

Death Metal’in safkan halini icra ediyor grup. Daha doğrusu günümüz Death Metal’inin safkan halini icra ediyorlar. Yoksa “Death”in çığır açıcı virtüözlüklerinin de olduğu bir Death Metal icra ettiklerini söyleyemeyiz. Ona aslında safkan Death Metal deniyor olsa da günümüzün modern soundu ile Death Metal de safkanlık kısmını daha az melodik partisyonlardan oluşan ve çatır çutur, kaya gibi rifflerin ve soundun olduğu Death Metal kavramına dönüştüğünü görüyoruz. Torture Rack de işte bu kategoride bir grup. Daha önce birçok Death Metal grubundan tanık olduğum sound ile Primeval Onslaught’ı kaydetmişler. Bence çok doğru bir seçim. Böylesine tok ve Death Metal’in şanına yarışır bir sese sahip albüm dinlemenin zevki bambaşka oluyor. Riffler aslında çok orijinal değiller ama birleşip, bir araya geldikleri şarkıları gayet güzel bir hale sokmuşlar. Dinlediğiniz zaman asla sıkılmıyor ve albümün enerjisi ile sizler de kendinizi iyi hissediyorsunuz. Diğer taraftan bu enerjik yapının bir diğer fenomeni ise hiç şüphesiz şarkıların hepsinde yani albümün genelinde gördüğümüz Hardcore Metal etkileridir. Bundan dolayı da bu albüm baştan sona tam gaz giden ve soluksuz dinlenen bir albüm olma özelliği taşıyor. Şarkı sürelerinin kısa olmasından dolayı biraz da Grindcore tarzı bir havası olsa da ben Death Metal ve Hardcore’un daha yoğun olduğunu söyleyebilirim. Albümde toplamda 10 şarkı var ve bu 10 şarkının süresi yaklaşık 27 dakika kadar. Eh, bu da oldukça rafine bir süre. Albümü dinlemek hem eğlenceli hem de hızlı oluyor. Genel olarak enstrüman kullanımlarını ve vokali beğendim. Zaten bu türden beklentim de aşağı yukarı bunlar oluyor. Fakat riff yazım konusunda daha iyi şeyler ortaya konabilirmiş. Öte yandan grubun işlediği temaya gelirsek adından ve icra ettikleri türden de anlaşılacağı üzere bolca ölüm temaları serpiştirilmiş şarkılar dinliyorsunuz.

Torture Rack ve bu yıl çıkardıkları Primeval Onslaught albümlerinden bir hayli memnun kaldım. Umarım bir sonraki albümlerinde çok daha iyi rifflerle bezenmiş şarkılar dinletirler bizlere. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10