Albüm Kritik 838 (Deitus / Irreversible)

Herkese selamlar! Bu haftayı “Deitus”un yanı albümü ile kapatıyoruz. Deitus ile 2018 yılının sonlarına doğru tanışmışım. Yani grubun varlığından o zaman haberim olmuştu. 2018 yılında çıkardıkları “Via Dolorosa”yı o zamanlar ciddi anlamda beğenmiştim. Hatta albümü birkaç hafta da başa sarıp sarıp dinlemiştim. Fakat sonrasında görevim olan birçok albüm dinleme işi yüzünden Deitus’u da Via Dolorosa’yı da unuttum. İşin daha da tuhaf tarafı grubun önceki albümlerini dinlemek istesem de bir türlü bunu da gerçekleştiremedim. Göz önünden uzaklaştırınca Deitus’u gönülden de uzaklaştırmış oldum. Yine de Via Dolorosa’dan sonra çıkan ve bugün sizlere söz edeceğim “Irreversible” albümünü dinlememek gibi bir şey de yapmadım. Geriye bakmıyorum ama ilerisinden de gözümü ayırmıyorum. Şaka bir yana Deitus’un albüm çıkardığını duyduğumda listeye dahil ettim hemen bu albümü ve sıra şimdi sizlere bu Black Metal mi değil mi arasında gidip gelen albümden söz edeceğim.

Deitus'u sürekli dinlemediğim için bendeki yeri öyle duygusal ağlarla örülmüş değil. Bu yüzden de bu gruba hiçbir zaman büyük anlamlar yüklemedim ve büyük beklentiler içinde de olmadım. Bu da benim için bir noktada iyi bir şey oluyor aslında. Nitekim her gruba duygusal bağlarla bağlanacak olursam hayal kırıklığı yaşamaktan bir hal olurdum. En nihayetinde birçok grup hayal kırıklığı yaratacak işler yapıyor. Bunlar elbette kişilerin zevkleri nezdinde bir değer oturuyor. Ben de bu yüzden benim zevklerim nezdinde bir yere oturmayan albümlerle çok fazla karşılaşmak istemiyorum. Deitus’un Irreversible albümüne dönecek olursak, Black Metal janrına tam oturan bir albüm olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Biraz daha Doom etkileri görünen bir albüm olmuş. Evet, temel olarak şarkıların yazımları Black Metal’i baz alsa da bütünüyle bir Black Metal albümü demek çok zor. Atmosferi iç karartıcı bir havaya sahip olan bu albümü dinlemek bence pek de kolay bir şey değil. Uzun süreli şarkılara odaklanmak ve müzikal olarak neler yaptıklarına dikkat etmek bir süre sonra sıkıcı olabiliyor. Kompleks çok riff yazımı olmamasına rağmen ben böyle hissettim. Bunun nedeni de içimi bayan riff yazımları oldu. Bütün şarkılar için diyemem ama çoğu şarkının içinde çok düz ve iç bayıcı riffler var. Öte yandan bu albümdeki karamsar ve karanlık atmosferin dozunu bence abartmış Deitus. Bunu her ne kadar klavye ve sytnh gibi çalgılarla vermese de albümü oluşturan atmosferi müzikal olarak hissediyorsunuz. Öte yandan melodik rifflerin de dozunu tam ayarlayamamış ve biraz da Progressive bir tarza yönelmiş İngiliz grup. Albümü dinlerken çok kötü bir deneyim yaşamadım. Fakat bana çok sıkıcı geldi bu albüm. Biraz daha enerjisi yüksek şarkılar da yazılabilir ve albümü o şarkılar hiç olmazsa daha güzel kılabilirmiş. Via Dolorosa’da baskın olarak gördüğüm “Mgła” etkisi bu albümde nispeten azalmış olsa da bu defa da “Uada” etkisini görüyorum. Neyse ki o da çok yoğun değil. Fakat Deitus’un bence en büyük sorunu kendine özgü bir tarz yaratamaması ve büyük grupmuş havası verse de bir türlü o sıfatı tam olarak taşıyamamasıdır.


Muhtemelen bir daha dinlemeyeceğim bir albüm olmuş Irreversible. Deitus’un ne zaman çok iyi bir albüm yapacağını bilmiyorum. Fakat bir an önce kendi tarzlarını belirleyip ve daha da önemlisi cesur adımlar tıp, deneysel öğeleri denemeleri gerekiyor. Öteki türlü böyle yavan albümlerle ömür geçmez be kardeşim! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10



Yorumlar