Albüm Kritik 803 (Ablaze My Sorrow / The Loss of All Hope)

Herkese selamlar! Bugün kısa bir EP’den bahsetmek üzere klavyenin başına oturdum. Aslında bir yandan da yazsam mı yazmasam mı diye düşünmüyor da değildim. Fakat bir şekilde kendimi ikna ettim ve birkaç satır da olsa bu EP hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. İsveçli “Ablaze My Sorrow”un yeni EP’si “The Loss of All Hope”tan sizlere söz edeceğim. Daha önce 2021 yılında grubun “Among Ashes and Monoliths” albümlerini siteye yazmıştım. Aslında grubu o sıralar keşfettiğim için daha önceki çalışmalarını dinlememiştim ve ilk defa keşfetmiş olduğum albümleri üzerinden değerlendirmeler yapmıştım doğal olarak. Fakat Among Ashes and Monoliths albümü de öyle aman aman bir albüm olmadığı için grubun bendeki etkisi de pek yüksek olmadı ve sonunda sadece anlık dinlediğim gruplardan birisi olarak benim dinleme diskografimdeki yerini aldı. Albüm incelemek için birçok keşif yapmak durumundayım. Bu keşiflerim sırasında bir kez daha İsveçli Ablaze My Sorrow’a denk geldim ve bu EP’lerinde neler yaptılar dinlemek istedim. Görünen o ki Ablaze My Sorrow beni etkileyebilecek bir grup gibi görünmüyor.

Bu söylediğim şeyi kötü müzik yaptıkları için söylemiyorum aslında. Bana hitap etmeyen, sıradan ve heyecan verici olmayan bir müzik yaptıklarından mütevellit dile getiriyorum. Melodic Death Metal yapan bir grup Ablaze My Sorrow. Fakat işin melodik kısmı daha ağır basıyor bu grubun yaptığı albümlerde. Death Metal’in o hırpani ve hırçın tarafını limitte duyuyoruz. The Loss of All Hope EP’lerinde de durum yine bu şekilde aslında. Çok bir değişiklik olmamış. Öte yandan İsveçli damarları mı tutmuş nedir bilmiyorum ama Viking Metal tarzından bolca esintiler işittiğimiz bir çalışma olmuş The Loss of All Hope. Benim için olumsuz bir şey değil bu. Fakat bunu da yine ortalama bir düzeyde yaptıkları için haliyle heyecan verici bir taraf yine duyamadım. EP’de 4 şarkı var ve bu 4 şarkı yaklaşık 16 buçuk dakikalık toplam süreye sahip. Zaten EP’yi dinlemeye başlıyorsunuz ve kısa süre sonra derin bir sessizliğe gömülüyorsunuz. Böylesi sıradan bir EP için de çok uzun şarkılar olması işleri sıkıcı bir hale sokabilirdi. Bunu da yine EP’nin geneli bazında olumlu bir adım olarak görüyorum. Yazılan riffler genel olarak güzel. Melodik yapıları yoğun, sertlikleri ise tam tersi oranda alt seviyede. Bu haliyle çerez bir EP durumunda. Ben de çıtır çerez niyetine albümü 3 kere baştan sona dinledim ve doydum.


The Loss of All Hope’tan bahsedecek ekstra bir şey olduğunu düşünmüyorum. Vokal yine bu EP’de de benim en çok irite olduğum şey oldu. Yok arkadaş bana hitap eden bir sesi yok “Jonas Udd”un. Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10



Yorumlar