Hepsini Dinledim 3 / Emperor

 


"Hepsini Dinledim" yazı serisine devam ediyoruz. Bu yazı serisini daha önce okumayanlar varsa yazının başındaki beyaz olarak görünen iki kelimeye tıklayıp veya dokunup nasıl bir yazı dizisi olduğunu öğrenebilir. Fakat burada da kısaca açıklamam gerekirse, bu yazı dizisinde kendime göre belirlediğim 10 Black Metal grubunun bütün albümlerini dinleyip, genel olarak bende nasıl bir izlenim uyandırdıkları ve gruplar hakkındaki objektif düşüncelerimi sunuyorum. Black Metal ile başladığım bu seriye belki daha sonra diğer türlerden grupları da dahil ederek farklı yazı kategorileri açabilirim. Onun için şimdiden söz veremem. Black Metal’in bana hissettirdikleri ve bu zamana kadar dinlediğim Metal türleri arasında en görkemli bir tür olarak kanıma işlemiş olması bu yazı dizisinde de kendisini gösteriyor. Bugün sizlere bahsedeceğim grup ise Black Metal denince akla gelen ilk gruplardan biri olan “Emperor” olacak. Emperor, Black Metal sahnesinde belki de en az dinlediğim old-school Black Metal gruplarından biridir. Bunun nedeni grubu sevmediğim için falan da değil. Tamamen dilemek için özel bir isteğimin olmamasıdır. Birçok grubu dinlemek için istek uyanır içimizde. Benim yeni keşfettiğim gruplardan da beni etkileyen gruplar oluyor ve onları da yeniden dinleyesim geliyor. Öyle çok fazla örnek de var. Sadece buraya yazıp bir daha da dönüp bakmadığım gruplar da oluyor ve onun için de oldukça fazla örnek var yine. Her halükârda bilinen grupları veya daha önce dinlediğiniz grupları dinleme isteği içinizde bir şekilde olmuyorsa bunun sebebi o grubu sevmediğinizden değildir. En azından direkt olarak bu sebepten değildir. Benim aklıma gelmiyor veya o kadar fazla grup dinleme durumundayım ki buraya yazmak için bir noktada geriye dönüp de hadi bugün de biraz Emperor dinleyeyim diyemiyorum. İşte bu yüzden böyle bir yazı dizisi de başlatmış olabilirim. Bu yazı dizisinin tam olarak neden başlattığımı d bilmiyorum ya neyse. Önceden daha fazla yazı dizileri yazıyordum belki de ona hasret kaldım. Albüm değerlendirmelerine bir şekilde es verip, böylesi yazı dizileri ile farklı içerikler üretmek beni mutlu ediyor galiba. Giriş kısmında biraz sizleri yazıya ve benim yazma motivasyonuma hazırladıktan sonra isterseniz Emperor’a ve Black Metal sahnesindeki yerine geçelim.


Emperor deyince bu grubu bilenlerin aklına doğal olarak hemen “Ihsahn” abimiz gelecektir. Zira Emperor ile özdeşleşmiş ve Black Metal’i en iyi okuyan adamlardan biri olarak bilinmektedir. Black Metal’i en iyi okuyan adamlardan biri olduğunu söylemek biraz iddialı bir cümle olsa da, bu zamana kadar Emperor çatısı altında icra ettikleri bizlere bunu söylettiriyor. Ortada bir gerçeklik var ve Emperor dinleyenler bu gerçekliği dibine kadar hissetmiştir. Emperor, bir Norveç Black Metali markasıdır. Ticari bir marka sloganı gibi oldu ama en doğru cümlenin bu olacağını düşündüm. 90lı yılların başında Norveç Black Metal’i inanılmaz bir ivme yakalamış ve ikinci dalga Black Metal’i ile ortalık adeta karanlığa kesmişti. Daha da iç karartan müzikler duyuluyor ve şeytanın ismi daha da yüceltiliyor. Bu yüzden de Norveç Black Metal’i her daim Black Metal’in en keskin, karanlık ve dehşet verici varyasyonu olarak dimdik durmaktadır. Emperor’un çağdaşı gruplara baktığımız zaman bir yanda “Burzum, Mayhem, Gorgoroth” gibi şeytanın gerçek temsilcilerini görürken diğer bir yana baktığımız zaman da “Satyricon, Immortal, Darkthrone, Taake” gibi şeytanın yükselişinde onun yanından bir an olsun ayrılmayan dehşet grupları görüyoruz. Yani bu topraklar Black Metal tohumuyla bereketli hale gelmiş kutsal topraklardır. Gördüğünüz gibi Emperor’un içinde bulunduğu grupların her biri birbirinden daha da karanlık ve şeytani gruplardır. Emperor, aynı rotada yürüyen bu grupların neresinde, hangi kısmında yer alıyor peki? Aslında oldukça gerisinde yer alıyor diyebiliriz. Hatta yan yoldan yoldan yürüyor desek daha doğru olacaktır. Zira Emperor her ne kadar bir old-school Black Metal grubu gibi görünüyor olsa da yukarıda saydığım diğer gruplardan alışık olduğumuz gibi sürekli kendini tekrarlayan kaotik rifflerle şarkılarını üretmiyor. Ihsahn her ne kadar bir Black Metal tiranı olarak bilinse de aynı zamanda bir virtüöz olduğu da gerçektir. İşte bu gitar virtüözlüğünden mütevellit düz Black Metal şarkıları yazmaktansa işin daha progressive yönüne eğiliyor ve her bir şarkının kendi içinde ciddi anlamda riff çeşitliliği olan şarkıları yaratıp, bunları bir albüm içine yerleştiriyor. Öte yandan Emperor’un diğer gruplardan bir başka farkı ise albümlerinde ciddi anlamda senfonik tınıları ve ufak besteleri de koyuyor olmalarıdır. Benim için senfoni ve Metalin bir araya gelmesi genel anlamda tat kaçırıcı şeyler olsa da bu sentezi tercih eden bir hayli grup var ve onların başında da Emperor geliyor. Bu nedenle de Emperor Black Metal sahnesindeki ilk başına buyruk gruplardan birisidir bana göre.


Emperor'u baştan sona dinleme kararı aldığımda diskografisinde kaç albüm olduğunu bilmiyordum. Fakat uzun süredir bir şey üretmeyen bir grup olduğu için pek fazla albümleri olacağını da düşünmedim. Herkesin beğenerek dinlediği ilk LP’leri “In The Nightside Eclipse”i ben de defalarca dinledim ve sitede de albüm değerlendirmesi var zaten. Grubun diskografisine baktığımda EP, LP, Split ve Compilation albümleri dahil olmak üzere toplamda 14 çalışmalarının olduğunu gördüm. Bu da 1990'ların başından 2000’lerin başına kadar aktif bir şekilde müzik yapan bir grup için oldukça tatmin edici bir sayı. Emperor, son LP’sini ise 2001 yılında yayınlamış ve sonrasında bir Split ve 2003 yılında bir Compilation albüm için üretim yapmış. Fakat günümüze kadar süren bu sessizliği bozmak üzere oldukları dedikoduları ciddi anlamda yayılıyor. Emperor’un Black Metal sahnesindeki varlığı sürekli olaylarla olmuştur. Bunlardan en ciddi olanı ise Burzum insanı “Varg Vikernes”in Norveç’te bir kilise yakma olayına yardım ve yataklık eden Emperor davulcusu ve sonradan gitaristi “Samoth”un 16 ay hapis cezası almasıdır. Eh, Varg delisine uymanın sonucuna göre yine hafif bir ceza bile sayılabilir. O zamanlar Black Metal ciddi anlamda şeytanın müziği olarak adlandırılıyordu. Hristiyan dünyası her türlü propagandayı bu müzik türü için yürütüyor ve hukuki olarak da bu müziğe yasak getirilmesini ölümüne savunuyordu. Fakat işler öyle yürümüyor elbette. Özellikle Norveç gibi refah seviyesi ve hukuk seviyesi yüksek ülkelerde bu gibi dini aktiviteler pek de dikkate alınan şeyler olmuyorlar. O olaydan sonra da yine Emperor bir duraklama dönemine girmiş. Zaten Emperor’un kariyerine baktığımız zaman epeyce ara verip, tekrar başlama gibi sekansları görürsünüz.


Emperor'un yükselişi hiç şüphesiz Ihsahn’ın müzikal dehası sayesinde gerçekleşmiştir. Tek düze giden Black Metal’i (Norveç Black Metali diyelim hadi) daha deneysel riff yazımları ve atmosferik öğelerle süsleyerek o zamanlar için belki de hiç yapılmayanı sunmuştur. Dinleyicide de bunun karşılığı olunca bir anda en çok bahsedilen Black Metal grubu olmaya başladılar. Bugün de Black Metal’in efsanevi grupları arasında gösteriyorlar. Peki, bendeki karşılığı tam olarak ne oldu Emperor’un? Hazır, grubun bütün albümlerini dinlemişken bunu rahatça yorumlayabilirim. Doğrusunu söyleme gerekirse Emperor’un sadece ilk iki albümünü dinlemiştim. Bu iki albüm yüzünden de grubu gerçekten de bir efsane olarak görüyordum. Senfonik öğeleri Black Metal’e pek yakıştırmasam da Ihsahn’ın dehası sayesinde bu tınılar bile beni rahatsız etmemişti. Zira yazılan riffler hem karanlık hem şeytani hem de yenilikçi öğeler barındırdığı için o arkadaki senfonik dokunuşlar da o rifflere uygun şekilde ayarlanmış. Bir şekilde Emperor kendisini dinlettirmeyi başardı bana. Fakat bu söylediklerim grubun ilk iki albümü için geçerli. Bu yazıyı yazmak için oturup dinlemeye başladığım diğer albümlerde açıkçası aynı keyfi ve heyecanı bulamadım. Sanki bir cenderenin içindeymişim gibi sürekli aynı şeyleri duyuyor hatta bazı noktalarda ciddi anlamda Black Metal’den uzaklaşılıyordu. Zaten son albümlere doğru Black Metal kendisini çoğu nokta Progressive Metal’e bırakmış. Evet, virtüözlük olarak gayet tatminkâr şeyler dinliyorsunuz. Fakat Black Metal’i safi virtüözlükle bir tutmak sizce ne kadar doğrudur? Benim için sürekli virtüözlük işleri dinlemek bir noktadan sonra sıkıcı bir hale geliyor. Özellikle bunu Black Metal çatısı altında müzik icra eden bir grup yapıyorsa daha da keyifsiz bir durum oluşuyor. Bu yüzden Emperor diskografisinin geri kalanını dinlemek benim için pek de hoş olmayan saatlerin geçmesi anlamına geldi. Fakat elbette bundan bir sürü çıkarım yapabildim. Emperor da aslında birçok başka grup gibi sadece birkaç albümü ile zamanın ötesine geçmiş ve o zamandan bu zamana o albümler sayesinde büyük bir sükse yakalamış. Buna itiraz edenleriniz olacaktır elbette. Fakat benim gördüğüm açıkçası bu. Her albümüyle olağanüstü işler yapmış bir grup değil. Yakınlarda bir albüm çıkarma ihtimalleri var ve ben açıkçası o albümü merakla bekliyor olacağım. Black Metal albümümü çıkacak yoksa Ihsahn bir kez daha virtüözlüğü ile gövde gösterisi mi yapacak?

Emperor'un da bütün albümlerini dinledim ve artık bu grubu karşı olan duygularım ve düşüncelerim daha net ve daha olgun durumdalar. Her ne kadar genel olarak diskografisini çok beğenmesem de başlardaki EP ve LP’leri bu grubun neden bu kadar iyi bir konumda yer aldığını gösteriyor. Fakat üretmeye sürekli açık duran Emperor’un Black Metal’i unutmaya yüz tutmuş olması da başka bir negatif durum bence. Öyle ya da böyle Emperor iyi ki Black Metal sahnesinde yer almış ve umarım daha iyi bir şekilde yer almaya da devam eder. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!



Yorumlar