Belphegor'u çok geç keşfedenlerden biriyim. Black Metal camiasındaki bütün grupları bulup, dinleme şansım o kadar düşük ki bu yüzden artık kendimi suçlamıyorum. Önceden olsaydı bu kendimi suçlamaları fazlaca yapardım. Fakat sürekli grup keşfettiğim için bu suçlamaların sonu gelmeyecekti ve ben de bir noktadan sonra hakikati kabul edip, yoluma devam ettim. Avusturyalı Belphegor’u 2017 yılında çıkardıkları albümleri “Totenritual” ile keşfetmiştim. Totenritual ile bu grubu keşfettiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Elbette grubun çokça iyi albümü var. Fakat Totenritual ile Belphegor ne kadar azgın bir oluşum olduğunu daha da geniş kitlelere duyurmayı başardı. Öyle ki albüm çıktıktan birkaç ay sonra benim bile haberim oldu ve ben de Belphegor topluluğuna katılmış oldum. Totenritual, aynı zamanda benim Black Metal adına farklı şeyleri de duyup, deneyimlediğim albümlerden biri olmuştu. Bu yüzden de Belphegor’u farklı bir noktaya koyarım. Böyle söylüyorum ama yine geçen yıl yayınlamış oldukları albümleri siteye yazma konusunda geç kalmış oldum. Açıkçası epeydir Belphegor dinlemiyordum. Bundan dolayı da grubu pek mercek altında tutmadım. Sonuç olarak benim eski, yaralı teknem bir kez daha kayaya vurmayı başardı. Geçen yıl çıkardıkları albümleri “The Devils”i yazmak şimdiye kısmet oldu. Bu albüm değerlendirmesiyle de Belphegor dinlemeye ne kadar hasret kaldığımı fark etmiş oldum. Lafı daha fazla uzatmadan The Devils’tan sizlere söz edeyim.
2017 yılında çıkmış olan Totenritual’dan 5 sene sonra geldi The Devils. Yani Belphegor ortamlardan bir hayli uzak kaldı. Hatta bir pandemi ve bir savaş bile geçirmiş oldu. Böylesine kaotik zamanların ardından gelen bu albümü elbette merak etmiyor değil insan. Fakat tema olarak bu gibi konulara eğilecek bir grup da değil şeytan seviciler. Onların yolu belli. Şeytanın yürüdüğü yollardan yürümeyi çoktan tercih etmişti Belphegor. Zaten adıyla da bunu daha en başından bizlere söylüyor. The Devils, bir kez daha Belphegor’un şeytanı veya şeytanları (malum tek bir şeytan yok inanışlarda) yüceltmek ve onların yollarının gerçekliğin ta kendisi olduğunu bizlere anlatmak için yaratmış oldukları bir başka albümleridir. Belphegor ikilisi “Helmuth” ve “Serpenth” yine ellerinden gelenleri artlarına koymamışlar. Özellikle Serpenth bu kötülükleri yazan, besteleyen baş iblistir. The Devils’in her bir noktasında bir kez daha saf kötülüğü görüyoruz. Fakat öte yandan bu albüm için Totenritual’ın geri kalan kısmı dense hiç yadırgamazdım. Çünkü şarkı yazımları, prodüksiyon, melodik partisyonlar, kaotik partisyonlar ile birlikte oldukça fazla benzerlikler taşıyor bu albüm. Benzerliğin çok fazla olması açıkçası pek hoşuma gitmedi. Zira ben biraz daha farklı şeyler duymayı düşünüyordum. Nerdeyse aynı şekilde yazılmış şarkıları dinlemek benim istediğim şey değil pek. Kendini tekrarlama sözünden pek hazzetmesem de buradaki durum tam olarak bu. Hem de bütün albüm genelinde geçerli. Totenritual’ı dinlememiş olsaydım bu albümü muhtemelen yılın en iyi albümlerinden biri olarak seçebilirdim. Fakat o albümü dinledim ve Belphegor’un yenilik adına bir şey sunmaması bütün her şeyi negatif yöne çekiyor doğal olarak. Öte yandan Belphegor’un yine Black Metal camiası içinde ne denli dehşetengiz bir grup olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bu albümle birlikte Belphegor’u dinleyecek birisi hiç pişman olamayacaktır. Yazılan şarkılar ve atmosfer yapısı bütün kaosu be kötülüğü bizlere aktarmayı başarıyor.
Avusturyalı iblislerin oluşturduğu Belphegor 2022 yılı için aslında iyi bir albüm sunmuşlar. Fakat Totenritual ile olan bu denli benzerlik ne yazık ki benim gibi bu grubu takip edenlerin canını sıkıyor. Sıkması da normal aslında. Zira bizler bu abilerin potansiyelini biliyoruz ve bu potansiyelleri çerçevesinde albümler yaratmalarını bekliyoruz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7/10
Yorumlar
Yorum Gönder