Herkese selamlar! Bir süredir Fransız Black Metal gruplarından bahsetmediğimi fark ettim sitede. Bu fark etmemi sağlayan da yeni keşfettiğim bir başka Fransız Black Metal grubu oldu. Black Metal camiasına 2020 yılında giriş yapmış “Inherits the Void”. Fransa menşeili bir grup olunca haliyle heyecanlanma dakikaları başlıyor bende. Bu konudan çok uzun süredir bahsediyorum aslında. Son 20 yılın en heyecan verici ve Black Metal’i en görkemli şekilde icra eden gruplar Fransa’dan çıkıyor. Elbette Fransa tek balına bu lokomotif görevini üstlenmiyor. Birkaç Avrupa ülkesi daha İskandinav Yarımadası’nın milli müziği olan Black Metal’i çok daha polifonik bir noktaya taşımayı başarmıştır. Çok daha deneysel ve cesur hareketler ile Black Metal’in ne denli büyük ve ihtişamlı bir tür olduğunu bizlere göstermiştir Avrupalı gruplar. Inherits the Void tek kişinin başlattığı ve yürüttüğü bir proje olarak karşımızda duruyor. “Antoine Scholtès”nin her şeyini kendi üstlendiği bir grup Inherits the Void. Tek kişinin yürüttüğü Black Metal projelerine her zaman olumlu duygularla yaklaşmışımdır. Çok fazla da sevdiğim tek kişilik gruplar var. Lafı giriş bölümünde bu denli uzattıktan sonra Inherits the Void’un bu yıl çıkardığı ikinci LP’leri olan “The Impending Fall of the Stars”tan sizlere söz etmeye başlayayım.
Inherits the Void ile ilk tecrübem olacağı için hiçbir beklentim olmadan ve sadece Fransız menşeili bir grup olduğundan yaratıcı şeyler dinleyeceğimi içten içe hissettiğim bir dinleme modunda buldum kendimi. Grubu keşfedeli yaklaşık 2 hafta olmuş olsa da dinlemeye dün başladım ve bugün de fırsat buldukça The Impending Fall of the Stars albümünü dinledim ve şu anda bu yazıyı yazarken de dinliyorum. Black Metal’in atmosferik ve melodik türlerini sentezliyor Antoine dostumuz. Grubun sadece bu albümünü dinlediğim için değerlendirmeleri bu albüm özelinde yapıyorum. Kıssadan hisse olarak şunu söyleyebilirim ki Antoine gerçekten çok iyi bir müzisyen. Özellikle melodik riffler yazma konusunda gerçekten beğenimi kazandı. Sadece melodik rifflerde de değil genel olarak Black Metal’i çok iyi sindirmiş birisi gibi görünüyor. Albümü baştan sona birkaç kez dinledim ve her dinlediğimde ortaya konulan şarkıların hem tekil olarak hem de albümün bütünlüğüne nasıl güzel katkılar sağladıklarını düşündüm. Hiçbir şarkıya bu olmamış demedim. Tam tersi albümdeki çoğu şarkının bitmesini istemedim. Bu albümü tekrar tekrar dinlemek sıkmadı hiç beni. Çünkü ortaya çıkan iş gerçekten de Black Metal seven birini fazlasıyla mutlu edecektir. Birazcık “The Spirit” havası da hissettirdi bana The Impending Fall of the Stars. Öte yandan prodüksiyon kalitesini de başarılı buldum. Seçilen gitar tonu çok iyi bir şekilde kulaklarınızda çınlıyor. Davul ve bas da bu yazılan güzel bestelere güzel bir şekilde eşlik ediyor. Vokal konusunda arada kaldım sadece. Bazen güzel geliyor bana bazen de beğenmiyorum. Ortalarda bir yerlerde değerlendirmek çok daha doğru olacaktır vokal performansını. Belki ilerleyen albümlerde çok daha güzel bir vokal performansı duyabiliriz. Fransa ekolü bir Black Metal grubunu dinlemek bir kez daha beni üzmedi. Bir kez daha bu ülkedeki metal severlerin ve müzisyenlerin ne derece yaratıcı insanlar olduklarına şahit olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Çok yeni bir oluşum Inherits the Void. Fakat bu şekilde devam ederse gittikçe bilinirlikleri artacaktır. Önemli olan yaratıcılığını sürdürebilmesidir. Antoine bu albümle ne denli üst düzeyde yer alan bir müzisyen olduğunu göstermiş. Umarım hep bu şekilde devam eder.
Inherits the Void, Black Metal sahnesinde birkaç yıldır var olmuş olmasına rağmen daha ikinci LP’lerinde çok üst düzey bir iş yapmayı başarmış. Bu seneni başından beri dinlediğim güzel albümlerden bir başkası oldu The Impending Fall of the Stars. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder