Herkese selamlar! Hazır 2023 yılının ilk ayındayız ve yeni çıkan Metal albümlerinin sayısı oldukça azken biraz geriye dönüş yapayım dedim. Bir süredir siteye yazmak istediğim eski albümlerden bazılarını tekrar ön plana aldım ve klavyenin başına oturdum. Bugün sizlere Black Metal’in öncü gruplarından biri olan ve Norveç Black Metali’nin de tiranları arasında yer alan “Mayhem” ve onların ilk EP’leri olarak diskografilerinde yer alan “Deathcrush”tan sizlere söz edeceğim. Mayhem’i çok fazla dinleyen biri değilim normalde. Fakat şu sıralar yeni bir yazı dizisi başlattım ve o yazı dizisinde yer alacak gruplardan birisi de Mayhem. Bunu bilerek seçtim çünkü Mayhem’in bütün albümlerini dinlemek için kendimde bir neden görmem gerekiyordu. “Hepsini Dinledim” yazı dizisini başlattığımda daha çok eski grupları listeye aldım. Hem Black Metal’in ilk zamanlarını tam olarak anlamak istiyordum hem de old-school grupların bu müziğe yaptıkları katkıları albüm albüm deneyimlemek istiyordum. Bugün ise bu deneyimleme işlemini biraz daha özele indirgiyor ve Mayhem’in Black Metal camiasına ciddi anlamda girişinin nasıl olduğunu deneyimliyorum. Deneyimlerimi de sizlere aktarıyorum.
Deathcrush'ı geçen yılın ortalarından beri ekseriyetle dinliyorum. Her dinlememden sonra siteye yazacağım arık diyordum fakat bir türlü o yazma girişimi noktasına gelemiyordum. Yeni çıkan albümlerin kritiklerini siteye yazma telaşı içindeydim mütemadiyen. Şimdi biraz nefes alma zamanım olduğu için Deathcrush’ı da artık yazıyorum. Deathcrush hakkında bilgi toplamanın bana bir zulüm olacağını hiç düşünmemiştim. Bu EP’nin ne zaman çıktığını araştırırken mütemadiyen farklı tarihlerle karşılaştım. Kendi sitelerine bakayım en garanti bilgi oradadır dedim, kendi siteleri de o kadar sade ki neredeyse hiçbir şey yok gibi. Sadece mağaza ve tur bilgileri var o kadar. Yine yardımıma koşan ve en sağlıklı bilgi kaynağı olarak kullandığım Metal Archives oldu. Deathcrush 1987 yılında çıkmış ve grubun demolarından sonra geniş kitlelere ulaştığı ve bir prodüksiyon şirketi ile anlaşıp yayınladığı ilk çalışması olmuştur. Mayhem’in oldukça çalkantılı bir grup olduğunu biliyorsunuzdur. “Burzum” insanı “Varg Vikernes”in 1993 yılında Mayhem gitaristi “Euronymous”u öldürmesi ile Black Metal dünyası kana bulanmış ve bu olayın etkileri uzunca süre devam etmişti. Deathcrush’ın kadrosunda yer alan Euronymous’un bu EP’ye olan katkısı oldukça büyük. Deathcrush için aynı zamanda Black Metal’in yapı taşlarından biri diyebiliriz. Çünkü bugün Black Metal’in safkan tarafında albüm çıkaran grupların oldukça fazla esinlendiği albümlerden birisidir. Her ne kadar Spotify’da 6 şarkının olduğu bir EP olarak gösterilse de araştırmalarımdan ulaştığım bir diğer sonuçta 7 şarkından oluşan bir EP olduğunu kesinleştirmiş bulunuyorum. İçinde bulunan “Witching Hour” adlı şarkı da bir “Venom” coverıdır. EP’yi dinlemeden albüm kapağına baktığınızda ne kadar iç açıcı konulardan bahsettiğini anlayabiliyoruz. Kan revan içinde kalan şarkı sözleri ve Black Metal’in Norveç bürosunun klasik sesi olan çiğ gitar tonları ve çığlık çığlığa vokaller ile Deathcrush sapına kadar bir ilk çağ Black Metal albümü olma özelliğini bünyesinde barındırıyor.
Deathcrush'ı dinlemeye karar verdiğimde elbette çok büyük prodüksiyonlu bir EP dinlemeyi beklemiyordum. Black Metal’in ilk zamanlarında prodüksiyon kalitesi aramak zaten anlamsız bir çaba olur. Malum, oldukça sınırlı bir bütçe ve oldukça sınırlı bir ekipman ile bir araya gelen Black Metal sevdalıları bir şeyler üretmeye çalışıyor. Şarkı sözlerine baktığımızda az önce de dediğim gibi öyle felsefi şeyler beklemeyin. Katil ruhla yazılmış ve kan görmekten ne kadar mutlu olacaklarını söyleyen şarkı sözlerini çığlıklarla dinliyorsunuz. Yazılan gitar riffleri basit düzeyde ve davul ise çok fazla özenilmeden sadece arka planda bir gürültü olsun diye var olmuş gibi duruyor. Bas gitarın performansı ise bu EP’den en çok sevdiğim şey oldu. Distorsiyonlu bas gitar sesini çok seviyorum ve Mayhem de şarkılarını olabildiğince gürültülü yapmak istediği için bas gitarın sesini de öyle kaydetmiş. Şarkılarda çok iyi bir etki bırakmış.
İlk elin günahı olmazmış. Mayhem için de Deathcrush’ın muazzam bir albüm olmadığı aşikâr. Fakat bu gürültülü, yer altı müziğine giriş dersi niteliği taşıyan EP’nin Black Metal için çok önemli bir basamak olduğu da su götürmez bir gerçek. Ben gayet memnun kaldım. Çok iyi bir EP dinlemedim belki ama çok iyi bir Black Metal introsu dinledim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
İncelemede yazanlara kesinlikle katılıyorum. Deathcrush güzel bir EP ama şaheser seviyesinde yaptığı bir şey de yok. Grubun sonraki yıllarda müzikal olarak kendilerini çok geliştirdiği ve çok daha iyi albümler yaptıkları düşünüldüğünde bu EP'nin artık çok da bir önemi olduğunu düşünmüyorum. İnceleme için teşekkürler bu arada. Grand Declaration of War'ın da incelemesini yazsanız süper olur vallahi.
YanıtlaSilSelam, öncelikle yorumun için teşekkürler! Grand Declaration of War'ın da incelemesini yazmak için listeme ekledim. Fakat ona sıra gelmesi için bir süre beklemen gerekebilir. Tekrar teşekkürler!
Sil