Albüm Kritik 760 (Tankard / Pavlov's Dawgs)

Herkese selamlar! Bu yılın son albüm kritiğini yazıyorum buraya. Artık bundan sonraki albümleri 2023 yılında değerlendireceğim. Hem eski albümleri hem de 2023 yılında çıkacak olan albümleri yazacağım. Bu yıl da hiç de fena olmayan sayıda albüm kritikleri yazdım. Bugün yazacağım albüm ile bu yıl isteye yaptığım yazı girişi 127 olacak. Bu 127 yazının içinde bu yıl içinde çıkan albümlerin sayısı 118 veya 120’dir. Şimdi oturup tek tek sayamayacağım. Lanet olası blogger alt yapısı bunu ne yazık ki göstermiyor tam olarak. Neyse sorun değil. Sonuçta bu yıl da tek başıma gayet iyi bir sayıyı tutturmuşum. Bugün ise sizlere gayet güzel ve eğlenceli bir albümle kapanış yapıyorum. Daha önce adlarını duyduğum fakat bu zamana kadar hiç dinleme teşebbüsünde bulunmadığım, Alman Thrash Metal devi “Tankard” ve onların bu yıl çıkardıkları “Pavlov's Dawgs” adlı albümlerinden sizlere söz edeceğim. Thrash Metal tarafında çok fazla grup dinlemediğim aşikâr. Fakat Tankard’ın ismini bilmeme rağmen bunca zaman neden dinlemediğimi tam olarak bilmiyorum. Belki “Kreator” yüzünden olabilir. Bir yerde bu iki grubun aynı türde işler yaptığını okumuştum. Eh, Kreator’un diskografisinin çoğu beni sıkan albümlerle dolu olduğu için Tankard’ı da istemeden o kategoriye sokmuş olabilirim. Neyse, öyle ya da böyle bugün sizlere Tankard’ın oldukça neşeli bir albüm kapağına ve isme sahip Pavlov's Dawgs albümlerinden söz ediyorum işte.

Rus fizyolog İvan Pavlov’un meşhur deneyi olan “Klasik Koşullanma Deneyi” Pavlov’un Köpeği deneyi olarak da adlandırılıyor. Pavlov, bu deneyinde köpekleri kullanarak onların koşullanma güdülerini inceleme altına alıyor. Şimdi okuyacağınız bölüm Vikipedi’den alıntılanmıştır.

"...Pavlov’un gerçekleştirdiği koşullanma deneylerinin temelinde, psikolojik olayların da deneysel olarak incelenebileceği görüşü vardı. Bu yüzden onun asıl amacı, zihinsel aktiviteleri fizyolojik terimlerle açıklamaktı. 

Pavlov, köpeklerde salgı bezlerini incelemiş, bu bulgulardan elde ettiği sonuçlarla insan ve hayvan davranışlarıyla ilgili genel yasalara ulaşmıştır. Pavlov, köpeğe uyguladığı deney sonucunda, köpeğin doğal uyaranların dışında zil, lamba gibi uyaranlara da tepki verip, salgı salgılama durumunu inceledi. Normal şartlarda et gören köpeğin salya salgılaması bir şart gerektirmeyen doğal bir durum olduğu için bu tepkiye şartsız tepki denir. Organizmanın dengesini ve bütünlüğünü şartsız refleksler sağlar. Köpeğe et ile zil sesi sunulmasıyla, köpek zile koşullanır ve bundan sonraki denemelerde köpeğin zil sesine salya salgılamasına şartlı tepki denir. Şartlı refleks, çoğu zaman ortadan kaybolur, çatışma halinde olan hayvan sürekli olarak uyku halindedir. 

Pavlov, köpeklerle yaptığı çalışmalar sonucunda, temel tepkileri üç şekilde açıkladı: Birincisi, çevreden gelen her uyaran harekete geçirme veya engellemeye sebep oluyordu. İkincisi, harekete geçirme ve engellemeyle ilgili sinirlerle alakalı olan süreçler, beyinde bazı kurallara göre etkileşime giriyordu. Üçüncüsü, sinir sistemlerinde doğuştan bireysel farklılık olduğuydu. Pavlov, refleks kavramıyla içgüdüyü açıklamış, içgüdülerin karmaşık reflekslerden oluştuğunu savunmuştur. Ayrıca Pavlov'a göre, şartlı refleksin incelenmesi, hayvan fizyolojisinde yeni bir inceleme alanı doğmasına neden olmuştur. 

Pavlov, insanlardaki gurur, terbiye gibi olguları da şartlı reflekslerle açıklamıştır…”

Yukarıda sizlere kısaca bu deneyin neyi amaçladığını da yazmak istedim. Biz şimdi bu deneyi ve Pavlov abimizi bir kenara bırakalım ve albüm isimlerinde Pavlov’u da anan Tankard’a geri dönelim. Alman Thrash Metal grubu 1982 yılında kuruluyor. O zamanlar farklı bir isme sahip olan grup, 1983 yılında Tankard ismi ile günümüze kadar oldukça üretken bir şekilde geliyorlar. Alman Thrash Metal ekolünün en önemli temsilcilerinden biri olarak görünüyorlar. Kreator ve hiç dinlemediğim Sodom kadar ön plana çıkamamışlar. Bu yüzden de Thrash Metal gruplarının adları geçtiği zaman Tankard ismini pek duyamazsınız. Açıkçası ben pek duymuyorum. Bu eski tüfekleri daha erken dinlemeyi isterdim. Kendilerinin varlığından haberdar olup bu zamana kadar dinlemediğim için pişmanım. Çok iyi Thrash Metal yaptıklarını söylemem belki abartı olacaktır. Fakat gayet enerjik ve keyifli bir albüm dinlediğim de su götürmez bir gerçek. Pavlov's Dawgs’u dinlemeden önce açıkçası böylesine keyif alacağım bir albüm dinleyeceğimi düşünmüyordum. Fakat beni yanılttı abilerimiz. Gayet iyi düzeyde bir Thrash Metal albümü dinledim. Albümün ilk şarkısından son şarkısına kadar gayet keyif verici şarkıları çerez gibi tükettim. Yazılan riffler çok kompleks olmamakla birlikte Thrash Metal’in o bildiğimiz enerjik DNA’sına da bütünüyle sahip. İşte bu yüzden de bu albümü dinlemek çok keyif verdi bana. Albümü başa sarıp ikinci kez dinlediğimde de hala aynı duyguları hissediyordum. Bu, benim için önemli bir kriter. Eğer bir albüm ikinci dinlemede bana daha farklı şeyler hissettiriyorsa (olumsuz anlamda) o albümle olan duygusal bağlarım çok çabuk kopuyor. Albümün komik bir tarafı da var. O da bu güzel rifflerle bezenmiş şarkıların oldukça komik şarkı sözleri ile bezeli olması. Aslında her bir şarkıda günümüzdeki insanların sosyal ve kültürel durumu gayet açık bir şekilde dile getiriliyor. İşte bu açık bir şekilde dile getirme kısmı işin en komik tarafı oluyor. A2 düzeyinde bir İngilizceye sahip olan herkesin anlayacağı ve hiçbir şekilde alt anlama sahip olmayan sözler duymak bana garip geldi biraz. Black Metal gruplarından öylesine fazla felsefi sözler duymaya alıştım ki haliyle böylesi basit sözleri bir anda anlamak beni şaşırttı. Dümdüz, ne demek istiyorlarsa onları diyor abilerimiz.

Tankard'ın Pavlov's Dawgs albümünü gayet başarılı buldum. Dinlemekten de büyük keyif aldım. Mükemmel bir Thrash Metal albümü değil ama gerek yazılan gitar riffleri, gerek gitar soloları ve gerekse de bas gitarın gümbür gümbür şarkılara eşlik ediyor olması çok hoşuma gitti. Evet, bu yıl albüm kritik yazılarını da bu albüm değerlendirmesiyle birlikte noktalıyorum dostlarım. 10 güne kadar yılın en iyi 15 albümünü sizlerle paylaşacağım. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10