Şu anda bu yazıyı yazarken bu yazının konusu olan albümü yüksek sesle dinliyorum. Kulaklarımda her şey gümbür gümbür olsun istiyorum. Çünkü öyle bir albüme denk geldim ki tüylerim diken diken ve ruhum çekilmiş gibi hissediyorum. Sürekli ağzım açık ve şaşkınlık göz bebeklerimin derinliklerine işlemiş durumda. Yeni keşfettiğim ve kendisi de çok yeni olan bir Black Metal grubundan ve o grubun bu yıl çıkardığı albümden sizlere söz edeceğim. Fakat yazının en başında şunu demek istiyorum, bu yıl çıkan birçok albüm dinledim ve bu albümlerin birçoğunu da çok sevdim. Fakat beni böylesine heyecanlandıran ve hayranlık dozajını en üst seviyeye çıkaran sadece birkaç albüm oldu. İşte onlardan birini şu anda okuyorsunuz. Daha bu yılın şubat ayında temelleri atılmış olan ve bu ağustos ayında ilk LP’sini çıkarmış olan ve tek kişinin her şeyi üstlendiği “Blackbraid”i siteye konuk ediyorum. “Sgah'gahsowáh” mahlaslı muazzam adamın hayata geçirmiş olduğu Blackbraid bir Atmospheric Black Metal grubu olarak etiketlenmiş. Fakat sadece Atmospheric Black Metal demek bence çok yanlış olacaktır. Melodic Black Metal de yine grubun müziğini süsleyen bir başka tür. Tek kişiden oluşsa da Blackbraid bir grup ismi sonuçta. O yüzden ben grup dedikçe bana hakaretler etmeyin oradan. Sgah'gahsowáh adlı genç dostumuz Black Metal’e bu defa Kızılderili kültürünü getirmeyi tercih etmiş. Birçok İskandinav ve Kuzey Avrupa grupları kendi kültürlerini Black Metal ile buluşturuyor. Buna alışığız zaten. Şahsen ilk defa Kızılderili kültürünü anlatan bir Black Metal oluşumuna denk geldim. Sgah'gahsowáh, Blackbraid (Siyah Örgü anlamına geliyor grubun adı) ile kendisini çok iyi ifade edeceği bir atılım yapmış. İlk LP’nin ismi ise “Blackbraid I”.
Bazı Black Metal albümleri bende öylesine büyük heyecanlar, patlamalar ve coşkular ortaya çıkarıyor ki, o albümleri dinlemeden günümü geçirmek istemiyorum. Hayatımın belli dönemlerinde, belli albümleri sürekli başa alıp alıp dinledim ve dinlemeye de devam ediyorum. Blackbraid I da işte öyle bir albüm. Beni öylesine büyük bir şekilde etkisi altına aldı ki ne olup bittiğini anlayamadan grubun büyük hayranı olarak kendimi buluverdim. Daha ilk şarkıda ruhumu teslim ettim. Öylesine dehşet riffler ve öylesine şahane melodik partisyonlardan oluşuyor ki şarkılar şaşmamak elde değil. Black Metal’i çok iyi anlamış ve sindirmiş bir adam Sgah'gahsowáh. Albümdeki her şarkıda bunu çok iyi anlıyorsunuz. Klasik gitar ve flüt ile olan enstrümantal şarkı bile öylesine güzel geliyor ki kulağınıza, kendinizi resmen bir melodi cennetinde hissediyorsunuz. Her şeyi geçtim, öylesine şahane bir prodüksiyon ile kaydedilmiş ki şarkılar, sanki devasa bir grubun onuncu albümünü falan dinliyormuşçasına profesyonel ve harikulade. Dediğim gibi daha ilk şarkıda tekme tokat size girişiyor Sgah'gahsowáh. Gitar tonu öylesine etkileyici ki, sözlerin gireceği riff kısmı geldiğinde dehşete düşüyorsunuz. Sadece gitar rifflerinden de değil, çok iyi bir davul yazımı da bu şarkının her bir saniyesinde sizlerin aklını başından almaya yetiyor. Albümde bulunan her şarkı ama her şarkı istisnasız muazzam olmuş. Fakat bir şarkı var ki artık gruba tapınmanıza neden olabilecek türde bir iş! “Barefoot Ghost Dance on Bloodsoaked Soil” bu albümün bayrak taşıyan şarkısıdır. Sadece bu şarkıyı dinlemek zaten albümün ne denli hayvansı olduğunu sizlere gösterecektir. Öyle ki Sgah'gahsowáh da bu şarkıyı albüm çıkmadan önce tekli olarak sunmuş. Çok iyi bir seçim. Grubun Spotify sayfasına bakarsanız daha birkaç aylık grup olmasına rağmen aylık yaklaşık 17 bin dinleyicisi var. Bütün bunlar tesadüf değil. Barefoot Ghost Dance on Bloodsoaked Soil şarkısının 03:00’ncı dakikasından sonra dinlediğiniz kısa bölümde benim gözlerim doldu. Şaka yapmıyorum. O riff yazımına hayran olmaktan öteye geçti duygularım. Bütün kalbimde, ruhumda, bedenimde hissettim o birkaç saniyeyi. Nutkum tutuldu bu albüm karşısında. Aynı riffin 05:25 civarı tekrar etmesi zaten beni bir köşeye yığan son vuruş oldu. Albümü dinlemekten öylesine büyülk bir keyif aldım ki, sırf bugün, gün içinde 10 kere dinledim desem abartı olmaz. Hemen dijital bir kopyasını da aldım. Bu albüm telefonumun müzik listesinde olmalı, başka türlü olamaz. Atmosfer olarak da çok iyi bir iş çıkarılmış. Çok abartı olmayan ve daha çok müzik ile o kuvvetli atmosferi sağlayan bir tutum sergilemiş Sgah'gahsowáh.
Blackbraid I, benim için yılın en iyi 15 albümü arasında yerini aldı. Bu albümü sadece kaçıncı sıraya koyacağımı bilmiyorum. Bu yılki en başarılı işlerden biri olduğu aşikâr. Sgah'gahsowáh’ın sonraki işlerini çok ama çok merak ediyorum. Umarım bu muazzamlığı korur ve ben de kendisine gün geçtikçe çok daha büyük hayranlık beslerim. Metal camiasına iyi ki geldin Blackbraid! İyi ki varsın Sgah'gahsowáh! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder