Albüm Kritik 723 (Ashenspire / Hostile Architecture)

Herkese selamlar! Bugün sizlere son zamanlarda dinlediğim farklı gruplardan biri olan “Ashenspire”ın bu yıl çıkarmış oldukları “Hostile Architecture” albümlerinden söz edeceğim. Bu grupbun yaptığı müzik için birçok şeyi dahil edebiliriz. İçinde Progressive Metal ve Progressive Rock da barındırıyor, Avant-Garde Metal ve Black Metal de barındırıyor. Bu yüzden müzik vizyonu oldukça geniş bir grup Ashenspire. Grup hakkında kısaca araştırma yaptığımda, daha önce burada da albümlerini incelediğim “Barshasketh”in de bas gitarını çalan “Ben Brown”ın de grubun kadrosunda yer aldığını gördüm. Barshasketh’in çok sıkı bir dinleyicisi olmasam da tanıdık birini bu grupta görmek elbette olumlu bir şey oldu. Keman çalan “James Johnson” hariç diğer grup elemanları daha önce başka gruplarda da yer almışlar. Ashenspire 2013 yılında kurulmuş bir grup. Yaptıkları kompleks müzik ile Metal dinleyicilerine farklı bir tat sunmayı hedeflemişler. Müzikal hedeflerinin yanı sıra şarkı sözlerini oluşturan temalar ise siyasi temalardır. Emperyalizm ve kapitalizm karşıtı bir duruş sergiliyor Ashenspire. Her ne kadar Britanya gibi büyük bir emperyalist ada ülkesinde bunu icra ediyorlarsa da böylesine politik bir gruba denk gelmek ilginç oldu benim için. İskoçyalı olmaları böyle temalara yönelmelerini de sağlamış olabilir. Siyaseti bir kenarı bırakıp albümün neler sunduğunu geçelim isterseniz.

Böylesi albümleri dinlemek gerçekten benim için çok güç şeyler oluyor. Evet, avangart tınıların Metal ile buluşmasını veya Metal ile yankılanmasını seven biriyimdir. Fakat bu Black Metal olmalıdır. Öteki türlü dinlediğim şeyi çok fazla Metal ile bağdaştıramıyor ve bir klasik müzik dinliyormuş hissine kapılıyorum. Her ne kadar Metal müzik ile Klasik Müzik matematiksel olarak hemen hemen aynı düzlemde yer alıyor olsalar da dinlediklerimiz elbette farklı farklı şeyler. Hostile Architecture’ı dinlerken açıkçası başımda bir ağrı hissettim. Kompleks şarkı yazımları her zaman işe yarayacak diye bir şey yok ne yazık ki. Bunu önceki yazılarda da çokça söylemiştim. Albüm, müzikal çeşitlilik adına muazzam bir albüm olsa da dinlemesi oldukça yorucu oldu benim için. Keman ve saksafon bestelerinin oldukça yoğun tutulmasına açıkçası pek ısınamadım. Bu albüm bir Metal türü adı altında yayınlanıyor ise gitarın daha önce olmasını isterdim. Ya da eşit derecede albümde varlıklarını gösterselerdi o bile yeterli olurdu. Albümdeki şarkılar uzun sürelere sahip olunca ve şarkıları söyleyen abimiz bir kitap okuyormuş gibi söyleyince daha da dinlenmesi zor bir albüme dönüştü benim için. Fakat yine de bu yazıyı emin olduğum duygularım ve düşüncelerimle yazmak için albümü baştan sona iki defa dinledim. Her iki dinlememde de hissettiğim duygular değişmedi. Müzikal olarak ve vermek istedikleri mesajı verme konusunda iyi bir albüm yaratmış olsalar da, benim gibi Black Metal’i ekmek su gibi tüketenler için bu albüm bir Black Metal kategorisinde değerlendirilmemeli diye düşünüyorum. Evet, Progressive Metal’e çok daha iyi uyan bir albüm Hostile Architecture ve o kategoride iyi bir yerde duruyor. Yine de dinlemesi böylesine zor bir albümü bir daha dinlemek içimden gelmiyor benim. Bunda yazılan rifflerden ziyade keman ve saksafonun çok yoğun bir şekilde kulaklarınızda çınlaması neden oluyor.


Hostile Architecture, müziğin bütün formüllerinin en iyi şekilde uygulanmış örneklerinden birisi olarak bu yıl çıkan albümler arasında yerini almış. Bu yüzden bu albüme düşük bir puan vermek haksızlık olacaktır. Fakat bu albümü dinlemekten çok keyif almadığım için benim açımdan etkisiz bir albüm olmaktan da öteye gidemedi. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar