Albüm Kritik 711 (Doldrum / The Knocking, or the Story of the Sound That Preceded Their Disappearance)

Herkese selamlar! Bugün sizlere ABD’den bizlere seslenen deneysel bir Black Metal grubundan ve bu yıl çıkardıkları albümlerinden söz edeceğim. Deneysel işler yapan grupların potansiyelini her zaman merak ediyorum. Hangi Metal türünde olursa olsun fark etmez. Çünkü ana türlere katacakları yenilikleri değerli buluyorum. Bütün deneysel çalışan grupları bilmem elbette mümkün değil. Fakat denk geldiğim grupları dinlemeden geçmiyorum asla. Elbette hepsini beğenmek gibi bir durumum olamaz. Yine de şu ana kadar karşılaştığım deneysel grupların çoğunu beğenmişimdir. “Doldrum” ise 2020 yılında kurulmuş bir Experimental Black Metal oluşumudur. Ana türlerin ve alt türlerin adlarını İngilizce olarak bırakmayı tercih ediyorum. O yüzden özel bir türü karşılamadıkça kelimeleri normal yazmaya devam ediyorum. Bu gereksiz açıklamadan sonra yolumuza devam edelim. ABD’li Doldrum 2020 yılında kurulmuş olsa da ilk albümlerini bu yılın mayıs ayında çıkarmışlar. Albümlerinin adı ise “The Knocking, or the Story of the Sound That Preceded Their Disappearance”. Oldukça uzun olan bu albüm adını elbette her defasında tekrarlamayacağım ve sadece The Knocking şeklinde zikredeceğim yazıda.

Deneysel türde bir albüm dinlerken herhangi bir şekilde bir beklenti oluşmuyor bende. Ne ile karşılaşacağımı çok kestiremediğim için sadece kulaklıklarımı kulağıma takıyor ve şarkıları dinlemeye koyuluyorum. Doldrum’un The Knocking albümlerini de yine bu şekilde dinlemeye başladım. Daha albümün ilk şarkısında oldukça farklı bir iş ile karşı karşıya kaldığımı fark etmiştim. Daha albümün ilk şarkısında Doldrum beni kendisine çekmeyi başarmıştı. Albüme adını da veren “The Knocking” şarkısı gerçekten her şeyin özeti gibi olmuş aslında. Bütün bir albümün nasıl ilerleyeceğini üç aşağı beş yukarı dinleyenlerine gösteriyor. Yazılan şarkıların her biri kendi içinde oldukça fazla değişkenliğe sahip. Albümden herhangi bir şarkıyı dinlerken, birçok rifften oluşan şarkıları ve özellikle bu riffleri bütüne götüren her şeyi anlamaya çalışmak beni mutlu etti. Böylesi deneysel işleri dinlerken aynı zamanda da ufak bir beyin fırtınası yapıyorsunuz. Rifflerin yazım şekillerinden tutun da bir yandan da atmosfer yaratan ufak tefek ambiyans tınılarına kadar içinde çok fazla şeyler bulacağınız bir albümü keşfetmek neden kötü olsun ki? Deneysel olmak isterken ortaya dinlenilmesi bir hayli güç şarkılar çıkaran gruplardan birisi değil Doldrum. Tam tersine oldukça melodik bir Black Metal icra ediyorlar. Hatta bu melodik tınıları Thrash Metal ile de süslemeyi ihmal etmemişler. Yine de çoğu Black Metal albümünde duymayacağınız yenilikçi yaklaşımları da unutmamışlar. Zaten unutmuş olsalardı deneysellikle pek bir alakaları olmazdı. Ön saftaki yenilikçi gitar rifflerinin yanı sıra bas gitarın da çok cesurca şarkılarda varlığını göstermesi benim hoşuma giden bir başka unsur oldu. Bu iki enstrümanı besleyen harikulade davul çeşitlemeleri de olunca, ortaya haliyle çok güzel bir iş çıkmış oluyor.


Doldrum, çok cesurca bir adım atarak Black Metal’in belki de en tekinsiz ve en ücra köşesinde kalan Experimental Black Metal türünde bir müzik yapmayı tercih etmiş. İyi ki bunu tercih etmiş. Gerçekten The Knocking başlangıç albümü için oldukça kallavi bir iş olmuş. Doldrum bu şekilde devam ederse çok kısa süre sonra birçok Metal dinleyicisinin radarına girmeyi başaracaktır. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8,5/10



Yorumlar