Albüm Kritik 706 (Windveill / There Inevitably Will Be Silence)

Bir önceki albüm değerlendirme yazısında pek de hoş şeylerden söz etmedim. Kötü bir albüm dinlediğim zaman biraz canım sıkılıyor açıkçası. Bu can sıkıntımı gidermek için de kendi çalma listemdeki güzide şarkılara yöneliyorum. Ya da albüm kritik yazma listemdeki sıradaki albümü dinlemeye koyuluyorum. Orada da yine kötü çıkma riski var elbette. Fakat eninde sonunda o albümü dinleyeceğim için orasına artık çok takılmıyorum. “Tales for The Weak”in yaşatmış olduğu o kekremsi tattan sonra bu defa gerçekten harikulade bir Atmospheric Black Metal albümüne denk geldim. Güney Amerika topraklarına gidiyoruz ve Brezilya varış noktamız oluyor. Brezilya’da tek başına harikalar yaratmayı kafasına koymuş “Matheus Vidor”un sadece kendisinin yürüttüğü Black Metal projesi “Windveill”in bu yıl çıkarmış olduğu enstrümantal albümü “There Inevitably Will Be Silence”dan sizlere söz edeceğim. Normalde enstrümental albümlere pek yaklaşmayı istemem. O taraflarda pek istekli değilim. There Inevitably Will Be Silence albümünde sadece bazı şarkılarda Vidor birkaç kelime ediyor o kadar. O yüzden enstrümental bir albüm demekte bir sakınca görmüyorum. Dediğim gibi normalde enstrümantal albümleri dinleyen biri değilimdir. Fakat Vidor öylesine etkileyici bir atmosfer yaratmayı başarmış ki daha ilk şarkıda kendinizi büyülenmiş hissediyorsunuz. İşte ben de büyülenmiş biri olarak kendimi bu albümün mavi renkli atmosferine bıraktım.

Atmosfer yaratmak için en önemli enstrüman klavyedir. Özellikle Metal camiasında klavye ile oldukça enteresan ve etkileyici işler yapılabiliyor. Black Metal’de de bir ambiyans aygıtı olarak tanımlayabiliriz. İşte bu yüzden Atmospheric Black Metal’in vazgeçilmez enstrümanlarından birisidir. Fakat bu enstrümanı doğru bir şekilde kullanmak da ayrı bir maharettir. Bütün şarkıyı mahvedebilirsiniz de efsanevi bir havaya sokabilirsiniz de. Bu tamamen müzisyenin yeteneğine bağlı oluyor işte. Elbette albümün prodüksiyonluğunu üstlenen kişinin de payı büyüktür. Vidor, öylesine şahane bir şekilde kullanmış ki klavyeyi bizlere hissettirmek istediği o gerilimli, kozmik havayı sonuna kadar veriyor. Sadece klavyenin iyi olması yetmiyor elbette, gitar riffleri ve prodüksiyonun da aynı şekilde büyük bir önemi var. Burada işte her şey şahane bir şekilde yazılıp, notalara döküldüğü için çok güzel bir albüm dinliyorsunuz. Özellikle klavyedeki besteler son zamanlarda dinlediğim en etkileyici klavye işlerinden olabilir. Benim severek dinlediğim “Myuu” adlı, korku filmlerinin ve dizilerinin müziklerini klavyesi ile çok iyi bir şekilde çalan, üstadın çalış şekline çok benzer işler var. Bu yüzden de ekstradan daha da ruhuma işleyen bir albüm dinlemiş oluyorum. İşte enstrümantal bir albüm dinleyeceksem eğer böyle bir şey olmalı benim için. Elbette Progressive Metal tarafında çok komplike ve çok teknik enstrümantal şarkılar yapılıyor. Fakat onların etkileyiciliği benim için uzun süreli olmuyor. There Inevitably Will Be Silence ise tam tersine, dinlediğim andan beri etkisi beni çepeçevre sarmış durumda. Bu yıl dinlediğim en güzel işlerden birini Vidor adlı dostumuz Windveill projesi ile bizlere sunmuş. Her şeyi kendi besteleyip, kendi çalan muazzam bir müzisyen olan Vidor, 2019’dan beri Windveill projesini sürdürüyor. Daha önceki işlerine de bir an önce bakmak istiyorum. Sanırım bir başka bağımlısı olacağım grubu keşfettim.


Windveill, There Inevitably Will Be Silence albümüyle harikulade bir iş ortaya koymuş. Her şeyi ile şahane bir eser yaratmayı başarmış Vidor. Mutlaka dinlemeniz gereken bir albüm olduğunu söylemek istiyorum. Kulaklıkları takıp, bu güzide albümü dinlemek kulaklarınıza yapacağınız en güzel faydalardan biri olacaktır. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar