Max Cavalera’nın Metal camiasına kazandırdığı en önemli gruplardan birisi kesinlikle “Soulfly” olmuştur. Bu en önemli gruplar arasına “Sepultura”yı dahi katarım. Zira Sepultura müziğinde nerdeyse hiçbir değişkenlik göstermeden, belli formlar arasına sıkışmış ve neredeyse her albümlerinde aynı havayı estirmeleriyle Soulfly’ın oldukça gerisinde düşmüş bir gruptur benim için. Bu sitede herhangi bir Sepultura albümünün kritiğini yazmadım. Nerdeyse bütün albümlerini dinlemiş olsam da buraya yazmayı hiçbir zaman düşünmedim. Belki Max’ın olduğu dönemdeki Thrash Metal ağırlıklı albümleri yazabilirdim fakat onları da yazmadım. Max’li albümleri üşengeçliğimden yazmamış olsam da Max sonrası albümlerin benim nezdimde herhangi bir değere oturmaması yazmama nedenimdir. Fakat Soulfly ile Max öyle bir girdi ki Metal dünyasına muhtemelen kendisi dahil grubun böylesine estireceğini düşünmemiştir. Max’in kanına işlemiş olan kabile müziklerini Metal ile birleştirme işini oldukça başarılı bir şekilde Soulfly’da icra ediyor olması, bu grubu yine statlarda milletin kafasını sallamaktan boyun fıtığı olacakları bir oluşuma dönüştürmüştür. Soulfly albümlerini dinlerken enerjinizin tavan yapıp, sürekli kafa sallarken kendinizi bulmanız, bu grubun müziğine uyguladığı formülün bir sonucudur. Şimdi ise grubun bu yıl çıkarmış oldukları “Totem” adlı albümlerinden sizlere söz edeceğim.
Soulfly'ın ilkel insanların kabilelerinde kullandıkları sesleri ve perküsyon çeşitlemelerini müziğinde kullanmaya başlaması grubun varoluşundan bu zamana kadar süren bir durumdur. Sepultura’da da bu durum başlamıştı. Fakat Max’in oradan ayrılmasıyla Soulfly’da çok daha güçlü bir şekilde devam etti ve ediyor. Bu tür sentezlerde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur ise bu tınıları her şarkıda sürekli kullanarak, sürekli kendini tekrar eden şarkılara imza atmamaktır. Yazılan riffler farklı olsa dahi sürekli bu tınıları her şarkıda yüksek dozajda kullanmak bir süre sonra insana her zaman aynı şeyleri dinliyormuş hissini verir. Soulfly da bunu önceki albümlerinde yapmıştır. Bu hataya düştükleri için de benzer albümler dinlemek zorunda kalan dinleyicilerin ağzı yüzü ekşimiştir haliyle. Fakat Max Cavalera’nın Metal Müzik’te olan dehası her zaman kendini yenilemeye ve yeni şeyleri denemeye açık olduğundan bu kendini tekrar etme işi çok sürmemiştir. Soulfly dinleyicisi şunu biliyor ki her yeni Soulfly albümü kendilerini yine enerjisiyle etkileyecek ve imkanları olanlar konser salonlarına gidip Soulfly ile kendinden geçecekler. Bir Soulfly sever olarak ben de bu hisse haizim. Totem’i dinlemeden önce yine bu albümde bolca kafa sallayacağımı ve oldukça sağlam, gaz şarkılar dinleyeceğimi biliyordum ve nihayetinde öyle de oldu. Bu albümde ilk dikkatimi çeken şey ise bu defa etnik tınıların azaltılmış olması oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse ismi Totem olan bir albümde benim beklentim çok daha fazla ilkel müzik aletleri ile distorsiyonlu gitarların kullanılmasıydı. Bu defa Max onun yerine sertlik dozajı arttırılmış, Thrash, Groove ve Death Metal türlerini oldukça sağlam bir şekilde sentezlemiş bir albüm sunmayı tercih etmiş bizlere. Elbette yine o Amazon yerlilerine ait etnik tınılardan hafif de olsa bir şeyler duyuyoruz. Fakat Max bizi zaten çok iyi olduğu Groove rifflerini daha da üst düzeye taşıması ile vuruyor. Çok iyi işler çıkarılmış bir albüm dinlemek gibisi yok gerçekten. Özellikle bu albüm Soulfly’dan geliyorsa! Sadece gitar riffleri de değil, gitar sololarının her şarkıda ciddi anlamda kendilerini gösteriyor olması da önceki Soulfly albümlerinden ayrışan bir nokta olmuş. Son olarak ise Max’in oğlu olan “Zyon”un bu albümde göstermiş olduğu davul performansına bayıldım. Zaten iyi bir davulcu olan Zyon, Totem’de varını yoğunu ortaya koymuş ve ortaya muazzam davul çeşitlemeleri çıkmış.
Soulfly, benim her zaman hayranı olduğum bir grup oldu. Max’in önderliğinde 1997 yılından bu yana Metal camiasında Amazon rüzgarları estiriyorlar. Sakallı bol giysili Max abimize nice uzun ömürler diliyorum. Totem gibi şahane bir albümü Metal dünyasına vermeleri ne denli vizyon sahibi bir müzisyen olduğunu gösteriyor. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder