Albüm Kritik 700 (Bonginator / The 1986 Doink City Massacre)

 

"Bir gün Namık abilerle lokaldeyiz. Namık abi nasıl içkili, nasıl içkili…”

Bu şekilde bir albüm kritiğine başlayacağımı hiç düşünmezdim. Fakat bugün sizlere bahsedeceğim bu albümün açılış paragrafına öyle uygun bir replik oldu ki yazmadan edemedim. Cem Yılmaz’ın “Arog”da söylemiş olduğu bu repliğin sahnesini herkes hatırlıyordur. O yüzden burada tekrar etmeyeceğim. Henüz Metal camiasına bu yıl katılmış, tek kişilik kafası güzel bir oluşumdan ve onun bu yıl çıkarmış olduğu EP’den sizlere söz etmek istiyorum. Gerçekten dinlerken inanılmaz keyif aldığım ve yüzümde sürekli bir sırıtma uyandıran bir albümden bahsetmek de çok güzel bir hismiş. Elbette bu duyguları daha önce yaşatan başka gruplar da olmuştur bana. Şimdi onları hatırlamakta güçlü çekiyorum. ABD menşeili “Bonginator”un “The 1986 Doink City Massacre” albümlerinden sizlere söz edeceğim. Dinlemesi gerçekten çok keyifli olan bu albüm bir Death Metal ve Grindcore karışımını bizlere sunuyor. Yani her ne kadar yüzümüzde sırıtışlarla albümü dinliyor olsak da Metal’in de en kalın ve sert türlerini dinliyoruz The 1986 Doink City Massacre’da. Giriş bölümünden sıyrılıp, albümün detaylarına geçelim.

Öncelikle albümün kapak resmine bayıldım. Belki bazılarınız için abuk sabuk görünebilir. Fakat Bonginator’un yaptığı müzik ile öylesine güzel örtüşüyor ki ve retro oyunların görsellerinden ilham alarak tasarlanmış olması da benim gönlümü çabucak çalıverdi. Eskiden Atari’de “Contra” diye bir oyun vardı. Onun karakterini fazlasıyla andırıyor. Albümün kapak resmini kaldırıp içine daldığımızda ise bizi ilk olarak oldukça ilginç bir intro bekliyor. Bu intro da yine 70lerin Pop-Rock soundu ile başlıyor. Hatta “Abba” tarzı da diyebiliriz buna. Bir bildiri niteliği taşıyan bu introda 3069 yılına hoş geldiniz diye başlanıyor. Ne talihsizlik ki yeryüzünde “ot” kalmamış kafayı bulacak. 1986 yılında Bonginator denen robotlar insanlığın sonunu getirmek için gönderilmiş ve terör estirmektedirler hala. İşte bu Bonginator denen robotları durduracak eleman da albüm kapak resminde yer alan abimiz oluyor. Oldukça fantastik ve komik bir hikâye ile başlayan albüm sonrasındaki şarkılarla da bu hikâyeyi devam ettiriyor aslında. Dünyayı kafayı çekerek kurtarması beklenen bu elemanın başarılı olma olasılığına da oldukça iyi bir ihtimalle bakılıyor. Bütün bu kurguyu öylesine şahane bir müzik ile harmanlamış ki “Erik Thorstenn” adlı dostumuz, yaklaşık 19 dakika gibi kısa bir süreye sahip olan bu albümü art arda 4 kez dinlettirdi bana. Zerre sıkılmadım ve albüm her bittiğinde keyfim 10 numara halde oluyordum. Şu an yazıyı yazarken de yine kulaklarımda bu albüm çınlıyor. Tam anlamıyla sapına kadar sert ve kaya gibi sağlam bir albüm olmuş The 1986 Doink City Massacre. Death Metal’in hakkını veren bir albüm dinlemek benim kanımda adrenalin patlaması yaşatıyor. Kafamı sürekli sallayarak dinlediğim bir albüm nasıl kötü olabilir ki? Sound olarak da gayet başarılı bir iş ortaya çıkarılınca haliyle keyiften dört köşe oluyorsunuz. Şarkı sözlerinde herhangi felsefi bir amaç gütmemiş Erik. Dediğim gibi her şeyin kafamız güzelken güzel olduğunu müziğine dökmeyi tercih etmiş. Güzel ve basit bir kurgu ile bunu bir süper kahraman üzerinden anlatması da güzel olmuş. Yazılan besteler, davul çeşitlemeleri, sound, vokal kısacası bu albümü yapan her bir öğe bütünüyle çok iyi olmuş ve bu yıl dinlediğim en harikulade işlerden birisi bu kısacık EP oldu.


Metal camiasında çok yeni olan Bonginator’un sonraki yıllarda neler yapacağını merakla bekliyorum. Kafamız güzelken dünyayı kurtarabiliriz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 9/10




Yorumlar