Herkese selamlar! Sıcak günlerin birbirini kovaladığı derbeder günlere giriş yapmış bulunuyoruz. Halbuki geçen haftaya kadar her şey ne güzeldi. Neyse birkaç hafta artık bu sıcaklara mahkûm olacağız orası aşikâr. Bütün bu kaotik havaya rağmen klavyenin başına oturma kararını aldığım için de sol elimle sağ elimi tokalaştırıp, kendimi tebrik ettim. Bugün sizlere bahsedeceğim grup Danimarka’dan. Metal camiasına 2020 yılında teşrif etmişler. Bu zamana kadar birkaç tekli yayınlamışlar ve sonunda 2022 yılında da ilk LP’lerini dinleyenlerin huzuruna sunmuşlar. Başlıkta da gördüğünüz üzere “Heltekvad”ın “Morgenrødens Helvedesherre” albümlerinden sizlere söz edeceğim bu yazıda. Metal camiasına, özellikle Black Metal camiasına yeni katılan gruplar bende çoğunlukla heyecan yaratmayı başarıyor. Her ne kadar Black Metal konusunda çok tutucu ve seçici olsam da yeni grupların çoğundan memnun kalıyorum. Heltekvad’ı dinlerken oldukça farklı duygular içine girdim. Açıkçası grubu sevdim mi, sevmedim mi kendi içimde bunun muhakemesinden bir sonuca varamadım. Ortada bir yerde kaldım.
Heltekvad'ın Black Metal’deki tercihi daha çok old-school vari olmuş. Özellikle bolca “Burzum, Darkthrone, Satyricon (ilk zamanları) ve Gorgoroth” esintilerini bolca hissediyorsunuz. Bu da normal aslında. Ne de olsa İskandinav Black Metal’inin en önemli ve en çok dinlenen grupları bunlar ve genç oluşumların bu grupların müziğinden etkilenip, Black Metal’de ürettiklerini biliyoruz. Grubun tarzı old-school olsa da ayrışmak için melodik taraflara da kaydıklarını görüyoruz. Fakat bu bir ayrışma oluyor mu tam olarak emin değilim. Ne de olsa artık birçok Black Metal grubu melodik beste yazımlarını benimsemiş durumda. Heltekvad bu melodik beste yazımlarına ek olarak bir de işin içine atmosferik öğeler sokmuş. Fakat bildiğimiz atmosferik öğelerden farklı olarak, daha çok kraliyet şarkılarını andıran, kısa metrajlı partisyonlarla şarkılara farklı hava katmak istemişler. Açıkçası ben bu yaklaşımlarını şarkılarda başarılı buldum ve dinlediğim zaman da beni herhangi bir şekilde rahatsız etmedi. Zaten grubun tema olarak seçtikleri şey ise Orta Çağ devri. Haliyle işin içinde İskandinav ve Saksonya mücadelesine ait ögeler de yer alacaktır. Bu yüzden de Orta Çağ kraliyet tınıları kullanmaları mantıklı bir düzleme oturuyor. Öte yandan atonal riff yazımlarını da görüyoruz. Bu işin tanrısı olan “Deathspell Omega” kadar cüretkâr ve dehşet şeyler duymuyoruz. Fakat daha ilk şarkıda böyle atonal denemelerle albüme başlıyor olmamız da ilginç olmuş. Riff yazımlarını genel olarak beğensem de beğenmediğim şarkılar da oldu. Albümü baştan sona birkaç kez dinledim. Aslında bütün olarak baktığımızda yerli yerine oturuyor her şey. Fakat albümdeki şarkıları birer birer incelemek istediğimde ise aslında çok da üst düzey bestelerin olmadığını gördüm. Her ne kadar riff yazımları genel olarak iyi olsa da baştan sona bir şarkıyı düşündüğümüzde sadece birkaç şarkıyı beğendim. Yine de başlangıç için gayet iyi bir albüm olduğunu da söylemeden geçmeyeyim. Hakkını yemek olur yoksa. Vokal konusunda özellikle çiğ ve çığlık vokal performansını oldukça beğendim. Bas gitar da artık birçok Black Metal albümünde görmeye başladığımız gibi çok geri planda bir uğultu olmak yerine varlığını hissettiriyor.
Heltekvad, Morgenrødens Helvedesherre ile gayet iyi bir başlangıç yapmış. Fakat bu albümden sonra gelecek olan albümde çok daha iyi şeyler ortaya koymaları gerekiyor. Bence bunu yapabilecek kalitede bir grup. Bekleyip göreceğiz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder