Albüm Kritik 682 (Ibaraki / Rashomon)

Yaratıcılık konusunda benim büyük saygı duyduğum isimlerden birisi oldu her zaman “Matt Heafy”. Her ne kadar bir süre abuk sabuk işlere imza atmış olsa da bu adamın potansiyelini bildiğim için hiçbir zaman kendisinin müzikal yeteneğinden şüphe etmedim. “Trivium”un kurucularından biri olan ve bu grubun dünya çapında tanınan bire grup haline gelmesinde rolü çok fazla oldu Matt’in. 15 yıldan beri Tirivium dinleyen biri olarak Matt’in müzisyenlik kariyeri boyunca neler yarattığını ve neler yaratmaya potansiyeli olduğunu hep yakından takip ettim. Benim için Matt’in en büyük yaratıcılık örneği olan “Shogun” albümleri de bunun sağlam bir kanıtıdır. Trivium’un yanı sıra sosyal hayatında ve sosyal medyada da oldukça aktif bir isim olan Matt, birçok grup ile de sahne almıştır. Hayranlık duyduğu gruplarla birlikte şarkılar söylemiş ve çalmıştır. Bu da kendisinin Metal camiasında oldukça sevilen ve saygı duyulan bir isim olduğunu bizlere gösteriyor. Matt Heafy’i her ne kadar biz Trivium’dan tanıyor, biliyor olsak da farklı türdeki müzikleri de sindiren ve üretim aşamasında bolca o tınılardan faydalanan birisi olmuştur. Bir süredir Black Metal’e olan ilgisini kendisi de defalarca dile getirmişti. Hatta Black Metal albümü yapma konusunda elinde oldukça iyi materyaller olduğunu da söylemişti. Bizler de Matt’in Black Metal’de neler yapacağını merak edip durduk. O zaman geldi çattı ve geçen ay “Ibaraki” adı altında ilk LP’si olan “Rashomon”u Metal camiasına sundu. Bu LP sunulmadan önce albümden “Tamashii no Houkai” adlı şarkıyı bizlere sunmuştu. İşte her şeyin bir anda patladığı ve aynı anda söndüğü an olarak bu şarkının yayınlamasını gösterebiliriz. Lafı daha fazla giriş bölümünde uzatmadan uzunca süredir Matt’ten Black Metal albümü geliyor naralarının hiçbir karşılığını bulmayan Rashomon’u deşmeye başlayalım.

Rashomon, kesinlikle bir Black Metal albümü değil. Daha bunu kritiğin detaylarına geçtiğim bu paragrafta dile getirmek istiyorum. Eğer bu bir Black Metal albümüyse bizlerin bu zamana kadar dinledikleri Black Metal albümleri ne o zaman? Gerçekten büyük bir şaşkınlıkla albümden yayınlanan ilk tekliyi dinledim. Super Mario’nun kayadan altın sektirmesi ile başlayan şarkı gayet iyi bir riffle devam etse de Matt’in temiz vokal ile girdiği anda her şey bir anda mide bulandırıcı bir hal alıyor. Bu albümü Black Metal albümü geliyor diye lanse eden herkesin öncelikle allah bin belasını versin demek istiyorum. Rashomon’u yeni çıkan bir Black Metal albümü dinliyormuş gibi dinlemeye başladım. Albümü dinledikçe spazmlar geçirdim. Albümü dinledikçe kan beynime sıçradı. Gerçekten Matt’e göre bu bir Black Metal albümüyse kendisi ile ilgili düşündüğüm ve hayranlık duyduğum her şey yerle yeksan oldu demektir. Bütün bir albümü dinleyip içinde Black Metal kırıntısı bulmaya çalıştım. Fakat o kırıntılar bile hemen hemen yok denecek kadar az olduğu için bambaşka bir şey dinliyordum. Şimdi elimizde iki seçenek var. Eğer bu albümü bir Black Metal albümü kategorisine alıp değerlendireceksek yazıyı burada noktalamam gerekiyor. Çünkü söylenecek pek bir şey yok. Çünkü bu albümün Black Metal ile uzaktan yakından alakası yok. Fakat eğer Black Metal gözlüklerimi çıkarıp bu albümü bir Progressive Metal ile Metalcore’un karışımı çerçevesinde değerlendireceksem o zaman bu yılın en iyi işlerinden birinden sizlere söz edeceğim demektir. İşte bu dilemması ile bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu durumu ile karşı karşıya kaldım!


Albümün Metal Archives’ta hangi janrlarda etiketlendiğine baktığımda onlar da benim gibi düşünmüşler ve Extreme Progressive Metal ve Metalcore olarak damgalamışlar. Matt’in aylardır Black Metal diye hepimizi uyuttuğu ve ortaya Black Metal namına hiçbir şey çıkaramadığı apaçık ortada. Öyle “Emperor” adamı “Ihsahn”, “Behemoth” adamı “Nergal” ile bir araya gelerek birkaç şarkıda iş birliğine gidilmesi dahi bu albümü Black Metal’e yakınlaştıramamış. Bizler Black Metal olmayan bir albüm dinliyoruz. Fakat madalyonun diğer yüzünde ise cayır cayır bir Progressive Metal albümü yer alıyor. İşte ben de madalyonun öbür yüzünden de biraz sizlere bahsetmek istiyorum. Matt’in riff yazma konusunda gerçekten çok muazzam bir yeteneği var. Bunu çok defa bizlere Trivium’da gösterdi. Fakat Ibaraki’de ortaya koymuş olduğu efor ve özveri kendisini bambaşka bir noktaya taşıyor. Matt’in ellerinden bu zamana kadar çıkmış en iyi bestelerden bazılarını muhtemelen bu albümde dinliyorsunuz. Şarkıları Black Metal şablonu dışında dinlediğimde büyük bir hayranlık uyandı bende. Özellikle albümü ikinci defa bu şekilde dinlediğim için birçok şeyin farkına ancak ikinci defa dinleyişimde vardım. Sadece yazılan riffler de değil konsept olarak gerçekten çok iyi bir iş ortaya konmuş. Sanki elinde avucunda ne varsa hepsini Ibaraki’ye gömmüş gibi bir hava estiriyor Matt. Dediğim gibi bütün bu muazzam unsurlara Black Metal çerçevesi dışında albümü dinlediğinizde erişiyorsunuz. Vokal konusunda sadece brutal vokallerde çok kulak tırmalıyor. Düşünün bir de bu albüm için Black Metal deniyordu. Black Metal’in en önemli olgusu olan brutal veya çiğ vokallerde Matt’in sesi kuyruğuna basılmış bir kedi sesi gibi çıkıyor. Fakat temiz vokallerde ise sesinin ne denli geliştiğini bizlere çok iyi bir şekilde gösteriyor. Müzikal olarak gerçekten çok iyi bir Progressive Metal albümü olmuş Rashomon. Özellikle Ihsahn’ın solo kariyerinde de duyduğumuz muazzam prodüksiyon Rashomon’da da varlığını gösteriyor. Konuk sanatçıların olması benim pek ilgimi çekmese de birçok kişi için önemli olabilir.

Ibaraki, Matt’in Black Metal adına hiçbir şey göstermediği fakat diğer taraftan Progressive Metal adına oldukça muazzam işleri bizlere sunduğu bir solo-grup projesi oldu. Davulda Trivium’dan da bildiğimiz ve son yılların en iyi davulcuları arasında gösterilen “Alex Bent” ve bas gitarda da yine muazzam bir Trivium insanı olan “Paolo Gregoletto” Matt’e yardımlarını sunmuşlar. “Corey Beaulieu” de yine gitar kısmında üstüne düşeni yapmış. Ihsahn ve Matt’in bir araya gelip ortaya çıkardığı Ibaraki temelde ise şarkı yazımından, söz yazımına kadar Matt’in bir ürünüdür. Matt, bu yıl çok iyi bir iş ortaya koymuş. Ibaraki bu şekilde devam ederse çok kısa sürede en iyi Progressive Metal grupları arasında yerini alacaktır. Black Metal’in kapıları ise zırhlı bir şekilde kapalı! Bir de Japon mitlerine dayalı bir albüm Rashomon. Zaten Matt’in Japon genlerini biliyoruz. Fakat tıpkı “Amon Amarth” gibi bir duruma düşmez umarım. Sürekli aynı şeylerden bahseden şarkıları dinlemek de bir süre sonra kusma hissi yaratıyor. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 9/10



Yorumlar