Albüm Kritik 673 (Watain / The Agony & Ecstasy of Watain)

Satanizm, Black Metal’in vazgeçilmez konularından birisi olmuştur her zaman. Black Metal’in 80’lerin ortalarında peyda olması ve yine 80’lerin sonlarında ciddi bir şekilde Metal camiasında var olmasıyla her şey değişmeye başlamıştı. Metal Müzik her zaman şeytanın müziği olarak adlandırılmış olsa da Black Metal ile gerçek şeytan yeraltından yeryüzüne çıkmış oldu. Daha önce de okült ve satanizm konuları şarkılarda işlenmiş olsa da Black Metal’de gördüğümüz ve duyduğumuz türden olmamıştı. “Mayhem, Gorgoroth, Burzum” gibi dinamo gruplar ile Norveç ekolü oluşmuş ve bir anda İskandinav ülkelerinin tamamına Black Metal karabasan gibi çökmüştü. 90’ların ortalarına geldiğimizde ise bu defa Black Metal ikinci dalgası ile sadece İskandinav ülkelerinde kendini göstermemiş, tüm Avrupa ülkelerine ve ötesine yayılmaya başlamıştı. İşte bu ikinci dalga Black Metal oluşumlarından birisi de “Watain”dir. 1998 yılında kurulan Watain ilk EP’si olan “The Essence of Black Purity” 1999 yılında yayınlayarak kara dünyaya giriş yapmıştır. İsveçli ekstrem grubumuz tıpkı birinci dalga Black Metal grupları gibi old-school bir tarzda Black Metal’i icra etmektedir ve Black Metal camiasındaki en şeytani gruplardan biri olarak sarsılmaz bir yere kavuşmuştur. Grubun 7. LP’si olan “The Agony & Ecstasy of Watain”den bu yazıda sizlere söz edeceğim.

Watain'i bizzat canlı seyretmiş biri olarak bu adamların yaptıkları müziğe ne derece ruhani bir anlam kattıklarını bizzat görmüş oldum. Bu yüzden de Watain’inin yeri bende ayrıdır. Sürekli açıp dinlediğim bir grup hiçbir zaman olmadı Watain. Fakat aklımın bir köşesinde sürekli varlıklarını korumuşlardır. Öyle ki genelde birkaç grup vardır benim için özellikle albümlerini açıp dinlediğim. Watain de bunlardan biridir. Sık sık dinlemesem de aklıma geldiğinde herhangi bir albümlerini baştan sona oturup dinlerim. Yarattıkları şahane şeytani atmosfer Black Metal camiasında oldukça ses getirmiştir. Nasıl zamanında Gorgoroth konserleri Black Metal camiasının tartışmasız en vahşi ve şeytani konserleri oluyorduysa, bugün de Watain aynı şanı sürdürmekte kararlı görünüyor. Her ne kadar her ülkede bu şeytani sahne şovlarını yansıtamıyor olsalar da birçok devasa konser etkinliklerinde izleyebiliyorsunuz. Ülkemizde de “sikko” bir sahne olan IF Beşiktaş’ta çaldıkları için adamlar doğru düzgün sahne şovu yapamamışlardı. Çünkü sahne şovu için öncelikle adam gibi bir sahne ve genişlik gerekiyor. Eğer gelseydi "Mgła" da orada çalacaktı. Dinlemeye elbette gidecektim ama konser alanına söverek geceyi noktalayacaktım. Neyse ki gelmediler! Watain’in yeni bir albüm üzerinde çalıştığını epeydir biliyordum. Grup, albümden teklileri yayınlamaya başlamıştı. Fakat ben hiçbirini dinlemedim. Çünkü bekleyip, albümü baştan sona, bütünüyle dinlemek istiyordum. Nitekim öyle de yaptım. Watain albümlerini genellikle başarılı bulan biriyimdir. Bu albümde duyacağım şeyleri az çok tahmin ediyordum ve beklentimi tamamen karşılayan bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Hatta beklentilerimin biraz da ötesinde oldu.


Öncelikle albümün eski bir kilisede, canlı olarak kaydedilmiş olması beni etkileyen en önemli unsurlardan birisi oldu. Bu yılın en iyi albümlerinden biri olduğunu göğsümü gere gere savunduğum “Deathspell Omega”nın “The Long Defeat”i de yine canlı olarak kaydedilen bir albümdü. Gerçi onların tarzı hep bu şekilde oluyor. The Agony & Ecstasy of Watain’in önce albüm kapak resmine değinmek istiyorum. Bazı albümlerin kapak resimlerine değinmeden geçmek beni huzursuz ediyor. Albüm kapağı tam bir old-school satanist gruplarının tarzında olmuş. Watain, hiçbir zaman köklerini terk etmemiş bir gruptur benim için ve bunu bu defa da albüm kapak resimlerinde göstermek istemişler. Oldukça beğendiğimi söylemek istedim. Kapak resmini kaldırıp, albümün içine giriş yaptığımızda ise karşımıza oldukça kaslı ve kaotik bir albüm çıktığını görüyoruz. Watain, Black Metal camiasındaki en iyi riff yazan gruplardan birisi olabilir. Özellikle bu rifflere ciddi şekilde gitar soloları da eşlik edince bambaşka bir seviyeye çıkarıyorlar şarkıları ve bütününde albümün kendisini. Bu albümde de yazılan şarkıların büyük çoğunluğunu beğendim. Riff yazımları yine çok iyi olmuş. Her ne kadar “We Remain” gibi bir şarkı her konuda albümdeki diğer şarkıların oldukça gerisinde kalan bir müzik yazım kalitesine sahip olsa da çoğunluk gayet başarılı olunca çok ses etmiyorsunuz. Albümde en sevmediğim şarkı da zaten We Remain oldu. Başlangıcındaki o kadın vokal performansı yine ağzımı, yüzümü ekşitti.


Kardeşim siz terli, kıllı adamlarsınız ve Black Metal’inizi kan gövdeyi götürür tarzda yapıyorsunuz. Bu tür şeylere hiç gerek yok. Biz sizi bu halinizle seviyor ve bağrımıza basıyoruz. The Agony & Ecstasy of Watain prodüksiyon açısından da gayet başarılı bir albüm olmuş. Her şeyi çok net bir şekilde duyuyorsunuz. Davul çeşitlemeleri ve şarkıya kattığı enerjik havalar da oldukça iyi olmuş. Watain’i dinleyen biriyseniz eğer bu albümde de birçok şeyin kökünde aynı kaldığını ve yaratılan her yeni şeyin bu kökten türediğini fark edeceksinizdir. Albümü 3 gündür dinliyorum ve her gün iki defa baştan sona dinledim. Dinlerken en ufak bir bıkkınlık hissetmedim. Fakat Watain albümleri ne yazık ki benim için hiçbir zaman sürekli dinleyeceğim albümler olamıyor. Bunun nedenini tam olarak bilemiyorum fakat hep böyle oldu benim için. The Agony & Ecstasy of Watain gayet başarılı bir albüm olmasına rağmen bu albümün de bendeki kaderi yine aynı şekilde olacak sanırım. Birkaç gün daha dinlerim ve sonra karışık çalma listeme atarım. Orada şarkılar denk geldikçe dinlerim artık. Albüm tematik olarak elbette yine kan, dehşet, kaos, satanizm ve tanrıya sövgü ile bezenmiş durumda. Klasik bir Watain albümü dinlediğinizi sözlerden de anlayabiliyorsunuz. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8,5/10



Yorumlar